Yüksek Teknoloji, Tarım ve Madenciliğin Stratejik Önemi!
Strateji Enstitüsü Başkanı Şener Mengene, kaleme aldığı ‘Yüksek Teknoloji, Tarım ve Madenciliğin Stratejik Önemi!‘ başlıklı yazısında, Türkiye’nin dünyada en fazla avantaja ve alternatife sahip bir ülke olduğuna dikkat çekti.
UHA / İnternational News Agency
Strateji Enstitüsü Başkanı Şener Mengene yazısında şunlara yer verdi:
“Ama yine de cari açık veren bir ülke konumunda, bunu kapatabilmesi için yüksek katma değer üreten bir ekonomiye geçmelidir. Bu nedenle Bor, Kenevir gibi endüstriyel ürünlerde üretime geçmelidir. Endüstriyel tarım gelecek vadediyor. Büyük bir potansiyele sahibiz. Pandemi ile ortaya çıkan global ekonomik olumsuz tablo ülkemizi de önemli ölçüde etkilemiştir. Artan üretim maliyetleri ve giderler, fiyat istikrarını ve ekonomik verileri ciddi biçimde etkilemiştir. Dövizde meydana gelen artış, özellikle ithal ürünlerde fiyatları büyük ölçüde artırmıştır. Hane halkı alım gücü düşmüştür. Bu tablo kısa ve orta vadede değiştirilebilir.
Ülkemizin döviz kaybını azaltacak iki çok önemli stratejik ürüne sahibiz. Bu ürünler; “Bor ve Kenevir’dir” bu ürünlerin üretimini ve endüstride kullanımını çok daha geniş alanlara yaymalıyız. Son yıllarda Kenevir üretimi izni 19 ile çıkartıldı, 32 il daha izin almak için müracaatta bulundu. Buna rağmen süreç ağır işliyor. İzinlerin alınıp, üretimin başlaması için Valilik ve Kaymakamlıklar, Gıda Tarım İl Müdürlükleri ve Ziraat odalarının bu konuda hakkı bilgilendirmesi gerekir. Kenevirde 6 bin dekar üretim alanı ile 265 ton olarak hedeflenmektedir. TİGEM ve TAGEM üretim için çalışma yapmalıdır. TÜBİTAK da yeni ürün geliştirmelidir. Ayrıca, Mikroçip ve Grafen için de çalışmalar devam etmektedir. Savunma Sanayinde büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Yapılan araştırmalar da uzmanlar, Türk Keneviri dünyada en kaliteli ürün olarak kabul edilmekte. Hint, İtalyan ve Yugoslav kenevirinden daha üstün özelliklerde olduğu ifade edilmektedir. Tıp, eczacılık, sağlık, kimya, biyoteknoloji, tekstil gibi çok geniş bir endüstriyel kullanım alanına sahip. Bor da ise; dünya rezervinin yüzde 70 gibi çok yüksek oranına sahibiz. Bu imkanlarımızı çok etkili kullanmalıyız.
Enerjide her yıl 60 milyar dolar döviz giderimiz var. Bu tablo maliyetlerimizi artırmaktadır. Enerji Bakanlığı, MTE, BOTAŞ, TP Hidrokarbon arama çalışmalarını hızlandırmalıdır. Nükleer Enerjiye geçilmesi maliyetleri azaltacaktır. Bir an önce enerjide üretimi artırmalıyız. Bu ürünler endüstride kullanılmasıyla üretim maliyetlerinde büyük bir düşüş sağlayacağı gibi kaliteyi de ciddi biçimde olumlu etkileyecektir. Son yıllarda önemli çalışmalar yapıldı. 500 milyar dolarlık bir potansiyele sahibiz. ASAM Kendir Enstitüsü kuruldu ve çok önemli bir farkındalık oluşturdu. Bu çalışmayı çok daha kurumsal olarak bütün ilgili paydaşlarla daha üst seviyeye çıkarmalıyız.
Bor da ise dünya rezervinin yüzde 73 gibi çok büyük bir oranına sahibiz ve bu ürünün borsasını kurmalıyız. Eti Maden rafine bor üretim kapasitesi 2,7 milyon tondur. Bor Karbür savunma sanayinde büyük bir önem kazandı. Endüstriyel tarımda önemli ürünlerimiz var. Fındık gibi dünya üretiminin yüzde 70’ine sahibiz ve Fındık Borsası bizde değil. Fındık Borsası kurulmalıdır. TMO ve Fiskobirlik bu çalışmayı yapmalıdır. Çayda dünya üretiminin yaklaşık yüzde 15’ine sahibiz ülkemizde Çay Kanunu ile Çay Borsası kurulmalıdır. ÇAYKUR bu alanda öncülük yapmalıdır. Yine, Safran, Akgünlük (Sığla Yağı) da çok değerli endüstriyel bir tarım ürünü olarak değerlendirilmelidir.
Bu örnekleri çoğaltılabiliriz. Grafen da aynı şekilde geliştirilmelidir. Bor ve Toryum gibi madenler endüstriyel üretime dönüştürülmelidir. Yeni madenleri ve tarım ürünlerinide geliştirmek gerekir. AR-GE, ÜR-GE, TE-GE İnovasyon çalışmalarına hız verilmelidir. Dünyada ekonomik anlamda en fazla alternatifi olan ve endüstriyel tarım ürünü potansiyeli sahip olan ülkeyiz. Zengin bir coğrafyaya sahibiz ama bu zenginliklerimizi çok daha etkili olarak kullanarak üretime ve katma değere dönüştürmeliyiz. Bu yazımızda kısaca ele almaya çalıştık. Sonraki yazılarımızda daha detaylı olarak ele almaya devam edeceğiz.
Bu değişimi eğitimden başlatalım. Liselerimizi ve Üniversitelerimizi bilişim sistemine dönüştürelim. Bunu otuz yıl önce Hindistan başardı. Yüksek Teknoloji Liseleri, Yüksek Teknoloji Üniversiteleri, Yüksek Teknoloji Fakülteleri, Yüksek Teknoloji Enstitüleri kuralım. Mevcut Üniversiteleri Yüksek Teknoloji Üniversitelerine dönüştürelim. Tarım, Hayvancılık, Gıda İlaç ve Madencilik Enstitüleri ve Teknoparkları kuralım. Kadim Bilim Araştırma Merkezleri kuralım. İşlevini kaybeden Fakülte ve Yüksek Okulları ihtiyaç olan sektörlere göre yeniden dizayn edelim. Nano Teknoloji, Savunma, Hacacılık ve Uzay Tenolojileri, Robot Teknolojileri, Yapay Zeka ve Yüksek Teknoloji üretimine geçelim.
Şener Mengene
Strateji Enstitüsü Başkanı
Yorumlar