Yarım kalan bir Fahri Konolosluk haberinin hikayesi…
* Türkiye’nin Hollanda’nın Amersfoort kenti için kabul ettiği Fahri Konsolos ve ekibinin, diplomasiye yakışmayan tutumları.
* ‘Genel Sekreter’ ve ‘Pazarlama Sorumlusu’ gibi, diplomasi dışı görevlerin yer aldığı Fahri Konsolosluk, ticaret amacıyla mı açıldı?
* Medya ile ilişkide, diplomatik nezaket çerçevesinde hareket etmeyen elemanları ile dayanışma hakkı olan Fahri Konsolos, ilişkilerin düzelmesi için, daha toleranslı olmalı.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Değerli Okurlarım. Hollanda’nın Amersfoort kentinde, Türkiye’nin Fahri Konsolosluğuna kabul edilen Titus Kramer ile ilgili olarak 3 haber yayınladım.
Haberlerin ilki, Fahri Konsolosluğun açılışı sırasında, Lahey Büyükelçimiz ve Konsoloslarımızın yanında, kravatsız boy gösteren, Fahri Konsolos ve 3 elemanını eleştiren bir haberdi.
Bu haberin yayınlanmasından sonra, kravatsızlığın çok önemli olmadığını belirten bazılarına karşı, ‘Okuduklarını anlayamayanlar veya kasıtlı olarak eleştirenler’ başlıklı ikinci bir haber yayınladım.
Bu iki haberin yayınlanmasından sonra, bir resepsiyonda karşılaştığım Fahri Konsolos Titus Kramer ve elemanları ile medeni ölçüler içinde kısa bir konuşma geçti. Titus Kramer’in, “Bir gün bizim için olumlu bir haber yazarsın” esprisi ile görüşme sona erdi.
Birkaç gün sonra yine bir resepsiyonda karşılaştığım ekip ile aynı minvalde bir konuşma yaşandı.
İmalı da olsa bu medeni görüşmeler gerçekten hoşuma gitmişti.
Daha sonra, Titus Kramer’den söz edebilmek için, iyi dostlarım olan 3 Fahri Konsolos hakkında bir derleme yapmayı ve bu derlemeye Titus Kramer’i de eklemeyi düşündüm ve yaptım.
Hollanda’nın Antalya Fahri Konsolosu Yıldıray Karaer, Macaristan’ın Keyseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz ve Kongo’nun İstanbul Fahri Konsolosu İlyas Keskin dostlarımın arasına kattığım Titus Kramer’i de dostlarım arasına ekledim ve kendisi ile ilgili, iyi yeteneklerini anlatan
çok övücü bir anlatım yaptım.
Bu anlatımdan sonra, ‘Zaruri bir açıklama’ başlığı ile bir not yazdım. Bu not, derleme yazımdan önce bana, Amersfoort Fahri Konsolosluğu adına, Pazarlama ve Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak mesaj gönderen ve “Bir gazeteci olarak konsolosluk faaliyetlerinin kamuoyunda daha geniş bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunma çabalarınız takdire şayandır. Bununla birlikte, olası yanlış anlamaları önlemek için yayınlamadan önce gerçekleri iyice doğrulamanızı tavsiye ederiz.” diyen, Seyit Seyme’ye çok kızmış ve, ‘Baş üstüne sayın Pazarlama Müdürü. Tavsiyeniz üzerine, bundan sonra yazılarımı, gerçekleri iyice doğrulattıktan sonra yazarım.’ cevabını verdim.
Bu ara Titus Kramer’e de şu tavsiyede bulunmuştum:
‘Sayın Kramer, şahsınız için yazdığım tüm övücü yazılar, okurlarım tarafından takdirle karşılanacaktır.
Ne var ki, daha önce de belirttiğim gibi, göreve getirdiğiniz elemanların diplomatik kifayetsizliği, ileride sizi çok zor duruma sokabilir.
Ayrıca, daha önce de belirttiğim gibi, Konsolosluklarda Genel Sekreter ve Pazarlama ve Halkla İlişkiler diye bir makam yoktur.
Ortak dostlardan işittiğim kadarıyla, diplomasi yoksunu elemanlarınız benim hakkımda olur olmaz sözler sarfediyorlar ve benim gazeteciliğimi sorguluyorlar. Sanırım, bugünkü yayınımdan gazeteciliğin nasıl yapıldığını öğrenmiş olacaklardır.’
Bu yayınlardan sonra Titus Kramer’den bir teşekkür beklerken, aksine uzun bir sessizlik oldu.
Geçen hafta, Hollanda Dış Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye’ye yapacağı bir yatırımcı çıkarması yapacağı haberini yayınladım.
Bu yayından sonra Amersfoort Fahri Konsolosluğu’ndan bir whatsapp mesajı geldi.
Bu mesajda, Fahri Konsolosluğun faaliyetleri belirtiliyordu.
Ben de bunun üzerine aşağıdaki haber taslağını yazdım.
TÜRKİYE-HOLLANDA İŞBİRLİĞİ YARIŞINA FAHRİ BAŞKONSOLOSUMUZ TİTUS KRAMER DE GİRDİ.
Hollanda Dış Ticaret Bakanlığının Türkiye’ye kalabalık bir heyet ile çıkarma yapma kararından sonra, Kramer de üç ana alanda faaliyet gösterecek.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Önceki gün yayınladığım, ‘Hollanda’dan Türkiye’ye ekonomik çıkarma: Hollanda Dış Ticaret Bakanı ve Türk iş dünyası bir araya geliyor’ başlıklı haberimden sonra, bir güzel haber de, Utrecht-Amersfoort Fahri Başkonsolosumuz Titus Kramer’den geldi.
Titus Kramer, Türkiye ile Hollanda arasındaki çeşitli ilişkilerin zenginleştirilmesi için, ilk etapta üç ana faaliyeti açıkladı.
Kramer’in açıklaması şöyle:
“Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla üç ana alanda faaliyet yapmaya başladık: ‘İş Dünyası’, ‘Sanat ve Kültür’, ‘Tarihi Bağlar’.
Bu alanlarda yürütülen çalışmalar, iki ülke halkları arasında iş birliğini teşvik etmeyi, kültürel ve sanatsal etkileşimleri desteklemeyi ve ortak tarihimize dair anlayışı derinleştirmeyi amaçlamaktadır.
ÜÇ ANA FAALİYET
İş Dünyası
Türkiye ve Hollanda arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmek için iş dünyasında karşılıklı iş birliği fırsatları yaratılmakta ve iki ülke arasındaki ekonomik bağlar daha da pekiştirilmektedir. Bu çerçevede ticaret ve yatırımlar alanında köprüler kurmayı ve iş insanlarını bir araya getirmeyi hedefliyoruz.
Sanat ve Kültür
Türk ve Hollandalı topluluklar arasındaki kültürel ve sanatsal etkileşimleri teşvik ederek, her iki ülkenin zengin mirasını ve modern sanatsal yaratımlarını bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda düzenlenen etkinlikler, kültürel bağların derinleşmesine katkıda bulunmaktadır.
Tarihi Bağlar
Türkiye ve Hollanda arasındaki ortak tarihi mirası gün yüzüne çıkararak, iki toplum arasındaki uzun süreli dostluk ve iş birliğinin kökenlerini keşfetmeyi hedefliyoruz. Tarihi bağlara yönelik yapılan araştırmalar, gelecekteki ilişkilerimizi daha sağlam temeller üzerine inşa etme fırsatı sunmaktadır.
Bu haberi yayınlamadan önce Titus Kramer’e göndererek, altına da şu mesajı yazdım:
Sayın Bay Kramer,
Uzun bir aradan sonra sizden bir mesaj almak gerçekten çok güzel.
Göndermiş olduğunuz mesajı, yukarıda görebileceğiniz gibi, bir haber yazısına dönüştürdüm. Ancak bu tabii ki yeterli değil.
Eğer gönderdiğiniz fotoğraflara açıklamalar eklemek isterseniz, bunları da makaleye dahil edebilirim.
Belirtmek istediğiniz başka konular olursa, lütfen bana bildirin.
Saygılarımla,
İlhan
Ne var ki bu çok iyi niyetli davranışıma bir cevap gelmedi.
Notumun görülmemiş olması düşüncesi ile, Titus Kramer’e aşağıdaki mesajı gönderdim.
Yukarıda gördüğünüz gibi, Kramer’e, ‘Hollandaca haberin altında size bir mektup vardı.’ şeklindeki uyarıma, sadece ”Gördüm” diyebir cevap yazıldı ve daha sonra da yine ses çıkmadı.
Kramer ile yakın ilişkisi olan bir ortak arkadaşa durumu anlatmıştım. O arkadaş da Kramer’e,
“Karaçay’a neden cevap vermiyorsun. Adam senin hakkında ne güzel şeyler yazıyor” demiş.
Kramer’in arkadaşa verdiği cevap, “Benim için iyi şeyler yazıyor ama, benim ekibimdekileri eleştiriyor. Ben bu ekip ile yoluma devam edeceği ve Fahri Konsolosluğu, diğerlerinden daha değişik yapacağım” olmuş.
Ben de bunları duyunca arkadaşıma, ‘ Tabii ki istediği şekilde Fahri konsolosluk yapabilir ve ekibi ile dayanışma içinde olabilir. İyi de, o zaman bu adamın amacı, Fahri Konsolosuk değil de, sadece ticaret yapmak mı?’ diye sordum.
İşte böyle değerli okurlarım, böylece haberim tamamlanmadan üstteki gibi yarım kaldı.
Şimdi, tüm bu yaşananlardan sonra, bir durum değerlendirmesi yapmam gerekiyor:
FAHRİ KONSOLOSLUK VE DİPLOMASİ İLKELERİNİN GÖLGESİNDE KALAN YAKLAŞIMLAR
Tüm bu yaşananlar, bir Fahri Konsolosluğun temel işlevi ve duruşu hakkında daha geniş bir değerlendirme yapmamı zorunlu kılıyor. Fahri Konsolosluklar, bulundukları ülkelerde Türkiye’yi temsil eden önemli diplomatik unsurlardır. Bu temsil, yalnızca ticari ilişkilerle sınırlı olmayan, aynı zamanda kültürel ve sosyal bağları güçlendiren, devletlerarası diyaloğu destekleyen bir sorumluluğu da içerir. Ancak Amersfoort Fahri Konsolosluğu’ndaki durum, bu misyonun anlamını sorgulamama neden oluyor.
Öncelikle, diplomatik temsilciliklerde görev alacak kişilerin, ilgili ülkelerin kültürüne ve diplomasi geleneklerine uygun davranışlar sergilemesi beklenir. Oysa burada, diplomatik geleneklerle bağdaşmayan ve “Pazarlama Sorumlusu” gibi ticari işlevlere atfedilen ünvanların kullanılmasını gözlemliyorum. Bu durum, Fahri Konsolosluk makamının, asıl amacından saparak ticari bir araca dönüştüğü izlenimini uyandırıyor. Bu, Fahri Konsolosluğun itibarını zedeleyen bir yaklaşım olduğu gibi, Türkiye’nin diplomasi anlayışını da yanlış yansıtabilecek bir tavırdır.
Öte yandan, medya ile ilişkilerde yaşanan olumsuzluklar, yapıcı bir diyalog fırsatını kaçırmaktan öteye geçmemelidir. Eleştiriler, kişisel saldırılar olarak değil, diplomatik temsilin gelişimine yönelik öneriler olarak değerlendirilmelidir.
Bir gazeteci olarak, bu niyetle ortaya koyduğum iyi niyetli çabaların yanıtsız kalması, yalnızca şahsımı değil, diplomatik iletişimde açıklığı ve nezaketi önemseyen geniş bir çevreyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Ancak her eleştirinin, doğru yönetildiğinde bir gelişim fırsatı olduğu unutulmamalıdır.
Sayın Kramer’in ekibiyle ilgili eleştirilerime verdiği “ekibimle devam edeceğim” yanıtı, diplomatik duruşun bireysel tercihler yerine daha geniş bir vizyonla şekillendirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Diplomasi, yalnızca bir kişinin değil, bir ekibin uyumlu ve profesyonel çalışmasıyla anlam kazanır. Bu bağlamda, ekibin diplomasi geleneklerine daha uygun bir şekilde yapılandırılması, yalnızca kişisel başarıyı değil, Türkiye adına uluslararası düzeyde daha güçlü bir temsil imkânı sağlayacaktır.
Son olarak, Fahri Konsolosluk makamının, bireysel prestij ya da ticari amaçlar için değil, Türkiye’nin uluslararası itibarı için kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Bu önemli görev, yalnızca belirli bir bölgedeki insanlara değil, Türkiye’ye duyulan saygıyı artırma misyonuna hizmet etmelidir. Bu noktada, Sayın Kramer ve ekibinin, eleştirileri yapıcı bir şekilde değerlendirerek, diplomatik standartları yükseltecek adımlar atacağına inanmak istiyorum. Bu çaba, yalnızca temsil ettikleri görevi değil, kişisel başarı hikâyelerini de taçlandıracaktır.
(DEVAM EDECEK)
***
Yorumlar