30 Temmuz 2024’te Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere konuk edildiği Tahran’da, İsrail tarafından ifa edildiği düşünülen bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Heniyye Tahran’ın kuzeyinde Sadabat Sarayı’nın yakınında bulunan İran Devrim Muhafızları Ordusuna ait bir konukevinde ikamet etmekteydi. Suikastın bir füze saldırısı ya da daha önce yerleştirilmiş bir patlayıcı saldırısı olup olmadığı ise muğlaklığını koruyor.
Öte yandan İsrail’in İran içerisinde oldukça etkin bir gizli servis ağına sahip olduğu da iddia edilmekte. Saldırıya zemin hazırlayan bir güvenlik zafiyetinin olup olmadığı belirsizliğini korurken saldırıya başta Hamas ve İran olmak üzere “direniş ekseni” bileşenlerinin ve bölgesel aktörlerin nasıl tepki vereceği merak konusu.
7 Ekim’den itibaren Gazze’de süregelen çatışmalarda İsrail’in operasyonel kabiliyetlerini kullanarak benzeri saldırıları sıklıkla tatbik ettiği görülmekte.
Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı Sibel DÜZ, bu çerçevede bölgesel ve uluslararası aktörlerden muhtemel tepkilerini, Hamas liderliğinin ve Filistin siyasetinin söz konusu suikastın ardından nasıl bir yön kazanacağını ve İsrail-Gazze savaşının olası seyrini konunun uzmanlarına sordu.
Mustafa CANER, SETA Araştırmacı
Neden Heniyye hedef alındı? İsrail söz konusu suikastla neyi hedefliyor? 7 Ekim’den itibaren İsrail tarafından hedef gözeterek gerçekleştirilen saldırılar ve siyasi suikastların hedefinde kimler var?
Hamas’ın askeri mağlubiyete uğratılması, hatta İsraillilerin deyimiyle “yok edilmesi” zaten uzun bir zamandır İsrail’in hedefiydi. İsrail hükümeti 7 Ekim sonrasında bu hedefi gerçekleştirmek adına büyük bir savaş başlatma fırsatı yakaladıklarını düşündü.
Hamas liderleri ve sahada Filistin’e destek veren tüm askeri ve siyasi figürler İsrail’in suikast listesine dahil oldular. İsrail bu tür suikastları çok uzun bir zamandır yapıyor. Suikastların yöntem ve araçlarının değişimi teknoloji ve mevcut şartlara bağlı. Ancak siyasi ve askeri hedefleri sabit: Filistin mücadelesini hem siyasi hem askeri olarak zayıflatmak, Filistin’e destek verenlere de gözdağı vermek.
Elbette bir diğer önemli hedef biraz önce söylediğim “büyük bir bölgesel savaş başlatma” amacıyla bağlantılı. Bu savaş temelde İran’a karşı planlanıyor ve savaşı tek arzulayan aktör İsrail. İran ve ABD en başından beri bu savaştan kaçınmaya çalıştılar. Bu savaş Lübnan ve hatta sonrasında Suriye’yi de içerisine alan, bölge ülkelerini de birbirine kırdıracak ve yem edecek (örneğin, İran-Ürdün) bir savaş olarak kurgulanıyor. Bunun için Hizbullah’ı, İran’ı ve diğer “direniş ekseni” örgütlerini cevap vermeye yöneltecek kışkırtıcı suikastlar ve sabotajlar deneniyor. Böyle bir senaryoda ABD’nin desteğine de gözü kapalı güvenen İsrail, Filistin’in tamamen ilhakına giden yolu açmayı ve bölgede güçlü devlet yapılarını ortadan kaldırarak teolojik hedefleri için uygun bir bölgesel bağlam oluşturmayı hedefliyor.
Heniyye suikastı nasıl gerçekleşmiş olabilir? Olası bir güvenlik zafiyeti söz konusu mudur? İsrail’in benzeri saldırılarda sergilemiş olduğu operasyonel kabiliyetler nelerdir?
Suikastın teknik detayları henüz karanlık ve muhtemelen de karanlıkta kalacak. Ancak bazı ipuçları üzerinden değerlendirmede bulunulabilir. Ağır basan ihtimal, Heniyye’nin ülke toprakları dışından bir hava saldırısı ile öldürülmüş olmaktan ziyade içeriden bir saldırı ile öldürüldüğü. Binaya önceden yerleştirilen bir bomba ya da içeriden ihanet eden bir suikastçı ihtimalleri bulunuyor. Çok yakından havalandırılan bir drone saldırısı da söz konusu olabilir. Ancak uzaktan füze ya da uzaktan hava saldırısı ihtimalleri hem bu tür saldırıya dair bir video kaydı olmaması hem de binada ciddi bir hasar görülmemesi sebebiyle bence zayıf bir ihtimal. İran otoritelerinin görsel paylaşmamaları da ağır bir güvenlik zafiyeti ya da ihanet seçeneklerini akıllara getiriyor.
Heniyye suikastına “direniş ekseninin”, bölge ülkelerinin ve uluslararası aktörlerin tepkisi ne oldu? İran nasıl yanıt verebilir veya yanıt verecek mi?
İran İsrail’e askeri bir karşılık vereceğini resmen BM’ye bildirdi. Nisan’da da İran’ın Şam’daki konsolosluk binasının İsrail tarafından hedef alınması üzerine İran yüzlerce drone ve füzeyle İsrail’e saldırmıştı. Ancak o saldırının sembolik mahiyeti daha baskındı. Şimdiki İran saldırısının fiziki hasar verdirmeye yönelik olacağını düşünüyorum. Bu saldırının “direniş ekseni” gruplarıyla koordineli bir şekilde yapılması yüksek bir olasılık. İran kendisini böyle bir tepki vermek zorunda hissediyor zira önemli bir siyasi liderin kendi topraklarında öldürülmüş olması güvenlik ve diplomatik prestij açılarından ülkenin değerini düşürdü, caydırıcılığını azalttı. Ülkenin askeri kapasitesi ve bölgesel siyasetine dair de ciddi sorgulamalara sebep oldu. İran’ın caydırıcılığını yeniden tesis etmek adına bir askeri cevap üretmesi artık kaçınılmaz. (devam edecek)