“Ukrayna’daki Savaş Türk Lirası’nı Zorluyor”
BERLİN – UHA HABER / Ukrayna krizi ve Rusya’ya yönelik yaptırımların yüksek enflasyon ve cari açık sorunlarıyla mücadele eden Türk ekonomisini daha da olumsuz etkileyeceği endişeleri, Türk Lirası’ndaki değer kaybını tetiklemeye devam ediyor. Bu endişeler nedeniyle sekiz gündür Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor.
Dolar karşısında gün içinde yüzde 1,5 oranında değer kaybeden lira, bu yıl başından itibaren toplamda yüzde 11,5 oranında değer kaybına uğradı. Bir dolar, gün içinde 14,90 liranın üzerinde işlem gördü.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın bölgesel ekonomisti Roger Kelly, Ukrayna krizinden kaynaklanan düşüşün, yetkililerin “sınırlı rezervler nedeniyle liranın bir miktar değer kaybetmesine izin vermek zorunda kalması” anlamına geldiğini söyledi.
Kelly, “Daha fazla döviz rezervi yardımcı olur, ancak Ukrayna’daki durumun bu yıl beklenen 34 milyar dolarlık turizm gelirinde büyük bir kayba yol açması muhtemel” dedi. Reuters haber ajansına konuşan Kelly, “Düşük faiz politikasını yeniden gözden geçirmeleri gerekebilir” diye ekledi.
Merkez Bankası Eylül ayında, gevşek para politikası çerçevesinde politika faizini 500 baz puan indirerek yüzde 14’e düşürdü ve bu da yeni bir kur krizini tetikledi.
20 Aralık 2021 tarihinde lira, dolar karşısında 18,4’ü görerek değer kaybında rekor seviyeye ulaşmıştı.
Bu düşüş sonrasında TL’nin değerini korumak için Merkez Bankası piyasalara müdahale etti, hükümet ise “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı” uygulamasını başlattı.
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı kapsamında, paralarını Türk Lirası’nda tutan mevduat sahipleri olası kur kaybına karşı korunuyor.
Yetkililerin bu önlemleri, liranın Şubat ayı sonuna kadar sabit kalmasına yardımcı oldu. Ancak bu önlemler, son haftalardaki keskin düşüşü engellemeye yeterli olmadı.
Son günlerdeki keskin düşüş kamu maliyesi üzerinde baskı oluşturma riskini taşıyor.
Rezervler yeterli mi?
Merkez Bankası, rezervleri aracılığıyla Aralık ayından bu yana piyasanın yaklaşık 30 milyar dolarlık döviz ihtiyacını karşıladı. Ayrıca banka, 2019-2020 döneminde lirayı desteklemek için 128 milyar dolar satarak döviz piyasasına doğrudan müdahalede bulunmuştu.
Perşembe günü yayınlanan verilere göre, Merkez Bankası’nın net uluslararası rezervleri geçen hafta 18 milyar 15 milyon dolara düştü.
Yine de kısmen Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan swap anlaşması ve ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na satma zorunluluğu ile birlikte rezervler, Aralık ayındaki 7 milyar 55 milyon dolarlık rekor düşük seviyeden daha yüksek bir miktara ulaşmış durumda.
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı uygulaması aynı zamanda Türkiye’de yıllardır devam eden dolarizasyon trendini tersine çevirmeyi amaçlıyor. Döviz krizinin en yoğun yaşandığı Aralık ayında, vatandaşların döviz birikimleri yaklaşık 239 milyar dolara yükseldi.
O zamandan bu yana bu döviz mevduatlarında düşüş görüldü. Ancak bu düşüş son haftalarda yavaşladı. Vatandaşların döviz ve altın birikimleri geçen hafta 214 milyar 14 milyon dolar seviyesindeydi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni ekonomik plan kapsamında, düşük faiz oranları ile büyümeyi, ihracatı ve istihdamı arttırmayı hedeflerken, Türkiye’nin cari açığını kapatıp cari hesap fazlasına çevirmeye çalıştı.
Ancak, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle artan enerji ve emtia fiyatlarının Türkiye’nin bütçe açığını daha da artması ve halen yüzde 54 oranında olan enflasyonu daha da yukarıya çekmesi muhtemel.
Yatırımcılar, Perşembe günü erken saatlerde Türkiye’nin ev sahipliğinde Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları arasında yapılan bir toplantıya dikkat kesilmişti. Ancak toplantıdan olumlu bir sonuç alınamadı.
[UHA Haber Ajansı, 11 Mart 2022]