Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından tasarlanan ilk elektrikli otomobilin de yıl sonunda kullanılması bekleniyor.

Mert Gökhan, Türkiye’deki elektrikli araç satışlarıyla ilgili verilerin sadece Otomotiv Distribütörleri Derneği’nden (ODD) ya da Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği’nden (TEHAD) alınabildiğini belirterek satışlarla ilgili şunları söylüyor:

“TEHAD verilerine göre geçtiğimiz yılda Türkiye’de sadece elektrikli, yani hibrit olmayan 2849 adet araç satıldı. ODD’nin verilerine göre bu sene başından beri, geçtiğimiz ay sonuna dek 1764 adet elektrikli otomobil satılmış bile.”

Elektikli araç

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan TEHAD’ın kurucusu Berkan Bayram satışların katlanarak arttığını ancak Türkiye’de elektrikli araç kullanımının ve satışların Avrupa ülkelerinden az olduğunu söylüyor:

“Bunun sebebi şarj altyapısının gelişmemiş olması değil tüketicinin elektrikli otomobile ulaşamaması, fiyatlamanın çok yüksek olması. Avrupa’da birçok ülkede vergi oranları elektrikli otomobil için düşüktür. Bizde elektrikli otomobile vergiler yüksek.”

Bayram, geçen yıl Avrupa pazarında elektrikli araç saysının daha da artabileceğini ancak Ukrayna savaşından kaynaklı tedarik zincirinin zarar görmesi, çip krizi ve yarı iletken sorunu gibi sebeplerin bunu engellediğini de ekliyor.

‘En çok satan araç, fiyatından dolayı Renault ZOE’

Türkiye’de en çok satılan elektrikli aracın Renault ZOE olduğunu belirten Gökhan, bunun sebebi olarak aracın fiyatının daha ucuz olmasını gösteriyor.

“Zaten toplamda tamamen elektrikli 17, 18 model var ve bunların iki tanesi 1 milyon TL altında. Bunlardan biri Hyundai Kona Electric. Türkiye’de alabileceğiniz en ucuz elektrikli otomobil de Renault ZOE.”

Gökhan ayrıca geçtiğimiz yıl en fazla elektrikli otomobil satan markanın BMW olduğunu ve bunun sebebinin birden fazla elektrikli modelinin bulunması olabileceğini ekliyor.

‘Şarj ağımız yeterli’

Türkiye’de her ne kadar 81 ilde, farklı enerji şirketlerinin şarj istasyonları bulunsa da bu ağ henüz elektrikli araca teşvik edecek seviyelerde değil. İstasyonlar hem sayıca az, hem de hepsi hızlı şarj desteklemiyor. Ayrıca büyükşehirlerde daha fazla şarj istasyonu bulunuyor.

Mert Gökhan, günlük elektrikli araç kullanımının daha yaygın olduğu ülkelerden de örnek veriyor. Yüzölçümü Türkiye’den çok daha küçük olan Hollanda’da 75 bin kamu 180 bin de özel şarj cihazı olduğunu ve bu sayının Almanya’da 100 binin üzerine çıktığını belirtiyor.

Berkan Bayram ise Türkiye’de oransal olarak bakıldığında şarj ağının ve altyapının yeterli olduğunu belirtiyor:

“Bir şarj ünitesine iki elektrikli otomobil düşüyor. 8000 adet elektrikli otomobil var şu anda Türkiye’de yaklaşık 4500 adetlik de soket sayısına ulaştık şarj istasyonunda. Adetsel olarak çok düşük tabii ama oransal olarak Avrupa’nın çok üstünde.”

Elektrikli otomobil kullanmak pratik mi?

Batarya teknolojisinin istenilen noktada olmadığını, araç fiyatlarının da bundan dolayı daha yüksek olduğunu belirten Mert Gökhan ise en hızlı şarjın (En hızlı şarj olan otomobil, en hızlı şarj eden aletle şart edilse bile) 20 dakika sürdüğünü söylüyor:

“O da sıfırdan yüzde 80’e kadar, yüzde 100 değil. Renault ZOE’nin 395 kilometre menzili var. Yeni gelen modellerde de 480 civarında. Batarya büyüdükçe menzil uzuyor tabii ama bataryanın büyüklüğü de aracın ağırlığını artırıyor ve performansı düşürüyor.”

Elektrikli araçlar evlerde de şarj edilebilliyor. Berkan Bayram, evde şarj etmek için herhangi bir ekstra prize ihtiyaç olmadığını, ancak alt yapı güçsüzse kabloları değiştirmek gerektiğini vurguluyor. “Ortalama bir araç hızlı şarjda yaklaşık 30 dakika, normal şarjda 1 saat, 1 saat 15 dakika, yavaş şarjda da 6 buçuk saatte şarj oluyor” diyor.

Peki ya tamir ettirmek ve parça bulmak kolay mı?

“‘Arabam bozuldu, sanayiye götürüp yaptırayım’ diyemiyorsunuz, ayrıca standart otomobillere göre küçük bir miktar daha dayanıksızlar. Örneğin Tesla’nın bataryaları çok yanıyor. Bataryanın ısı değişimine duyarlı olmasıyla alakalı bu” diyen Gökhan, Türkiye’de zor olmakla birlikte tamir ve parça işlerini yürüten ayrı ofislerin bulunduğunu ve çok iyi çalıştıklarını da eklemeden geçmiyor.

‘Benzinden daha karlı’

Elektrikli istasyon operatörü Eşarj’ın sahibi EnerjiSa’nın sitesinde, elektrikli araçların yakıt harcamasında yaklaşık yüzde 70-80’lere varan tasarruf sağladığı aktarılıyor:

“Binek bir aracın yıllık ortalama 30-40 bin km yol yaptığı ve piyasadaki elektrikli araçların modelleri dikkate alındığında; elektrikli araç kullanımı, tipik enerji maliyetlerinde yılda 10.000 TL’den fazla tasarruf sağlayabilir. Elektrikli araçlar evde şarj edildiğinde elektrik, eşdeğer benzin fiyatının çok daha az bir miktarına mal olur.”

Benzin fiyatlarındaki artıştan dolayı elektrikli otomobil kullanımının daha az masraflı olduğunu belirten Berkan Bayram da, “Evden şarj ettiğinizde bazen çok cidden düşük rakamlara yolculuk yapabiliyorsunuz. 10’da 3-4 gibi bir oran var” diyor.

İzmir elektrikli otobüs

Toplu taşımada kullanılıyor

Elektrikli otobüsler şu an Avrupa’da toplu taşımada kullanılıyor. Peki Türkiye’de durum ne?

“Şu anda Türkiye’de elektrikli otobüs kullanılıyor. İzmir, Konya, Ankara, Elazığ, Malatya, buralarda elektrikli otobüsler filolarda kullanılıyor” diyen Berkan Bayram şunları ekliyor:

“Fakat adet düşük çünkü elektrikli otobüste ilk alım maliyeti yüksek. Bir dizel otobüs 200 bin euro civarındayken elektrikli otobüs fiyatı 400 bin euroya çıkabiliyor. Ancak toplam kullanım oranına baktığınızda elektrikli otobüs 3 yıl içerisinde aradaki farkın karşılığını vermeye başlıyor. Ama ilk alım maliyetinin yüksek olmasından dolayı maalesef belediyelerin 3, 4 yıl bekleme şansı pek olmuyor.”

Resim

HABER : Günce AKPAMUK