Harikasınız çocuklar! Süleymaniye’deki MİT operasyonu bölgedeki güçlere net bir mesaj
Türkiye’nin en önemli gündem maddesi deprem olsa da güvenlik güçlerinin terörle mücadelesi de aralıksız devam ediyor. Terörist Ramazan Güneş, kritik bir operasyonla Ankara’ya getirildi. Sürece hakim kaynaklara göre, MİT’in 275 kilometre derinlikte operasyon yapıp böyle bir ismi yakalaması bölgedeki diğer güçlere net bir mesaj niteliğinde.
Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsılan Türkiye’de kamuoyunun bir numaralı konusu afet ve ardından izlenecek yol haritası. Bir yandan yaralarını sarmaya çalışan Ankara diğer yanda ulusal güvenliğini hedef alan teröristlerle mücadelesini de aynı kararlılıkla sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde PKK’nın sözde yöneticisi Soreş/Soreşger kod adlı Ramazan Güneş’in yakalanması da bu adımlardan biri. Operasyonun ne anlama geldiği sorusunun yanıtından önce yakalanma anına dair eldeki bazı verileri paylaşalım.
‘Güvenli bölgede’ ele geçirildi
Operasyonun yapıldığı Süleymaniye aslında terör örgütünün ‘güvenli bölge’ olarak gördüğü ve sözde üst düzey isimleri sakladığı yerlerden biri.
Süleymaniye’nin Türkiye’ye en yakın noktası yaklaşık 275 kilometre uzaklıkta. Daha net bir ifadeyle aslında oldukça derin bir alanda operasyonun gerçekleştiğini söylemek mümkün.
Bir diğer detay ise operasyonun nasıl yapıldığı… İlgili kurumlardan yapılan açıklamada bu durumla ilgili dikkat çekici bir bilgi var. “MİT’in gizlenme ve kılık değiştirme uzmanı saha ajanları tarafından düzenlenen baskınla yakalanarak derdest edilmiş, farklı yöntemlerle Türkiye’ye sağ olarak nakledilmesi sağlanmıştır” ibaresi anahtar cümle.
[MİT, Irak ve Suriye kuzeyindeki hedef teröristlere karşı SİHA’ları da başarıyla kullanıyor. ]
Teröristler operasyon listesine neye göre ekleniyor?
Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ile konuşmaya başlarken aslında aklımızda tek bir soru var. MİT, bir SİHA operasyonuyla öldürmek yerine neden, belki de riske girerek, hedef şahsı canlı ele geçirmek istiyor?
Doç. Dr. Darıcılı, öncelikle terörist Ramazan Güneş ile ilgili bazı bilgileri paylaşıyor. Güneş’in 2011-2017 yılları arasında PKK/KCK tarafından Hakkari/Çukurca’da gerçekleştirilen 12 eylemde bizzat yer aldığını söylüyor. Bu saldırılarda 57 asker, 1 polis ve 2 köy korucusu olmak üzere toplam 60 güvenlik personelimizin şehit edilmesinde aktif rol oynamış bir teröristten bahsediyoruz. Güneş’in bu nedenle MİT tarafından hedef listesine alındığını anlatıyor.
Bölgedeki dengeler değişken bir yapıda
Darıcılı, ardından operasyon yapılan alanla ilgili önemli hususlara dikkat çekiyor. Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi politik olarak ‘sarı’ ve ‘yeşil’ şeklinde iki bölgeye ayrılıyor.
Sarı bölge Erbil ve Duhok’u kapsıyor. Barzani’nin KDP’si tarafından yönetiliyor. Yeşil Bölge ise Süleymaniye ve Halepçe’yi kapsıyor. Burası Talabani’nin KYB’si tarafından kontrol ediliyor.
“Ancak son yıllarda bölgede batı destekli Goran ve Yeni Nesil gibi reformist hareketlerin güçlenmesiyle de yeni bir fiili durum da ortaya çıkmıştı.” diyor Darıcılı. Bununla birlikte Celal Talabani ve Goran’ın kurucu lideri Norşirwan Mustafa’nın ölümüyle Süleymaniye’de güç dengesinin değişmeye başladığının altını çiziyor.
[Soreş/Soreşger kod adlı Ramazan Güneş, MİT’in operasyonuyla sağ bir şekilde ele geçirildi ve Ankara’ya getirildi.]
Sağ ele geçirilmesi neden önemli?
Ardından başta sorduğumuz sorunun yanıtına geçiyor Doç. Dr. Darıcılı. Faaliyetin Irak’ın derinliklerinde icra edilmesini, ‘MİT haber elemanı şebekesinin bölgede etkinliğine örnek’ olarak sunuyor.
Peki, neden SİHA ile vurmak yerine canlı bir şekilde getirilmesi tercih edildi? Darıcılı yanıtlıyor:
“Her vaka kendi içinde değerlendirilir. MİT çok net bir risk analizi yapmıştır. Bir operasyon yapılacaksa her şeyden önce personel güvenliği gelir. Sonra planın ne kadar güvenli olduğu masaya yatırılır. İstihbarat operasyonlarında sonuca bunlardan sonra bakılır.
Teşkilat, söz konusu analizlerin ardından şahsın canlı getirilmesine karar vermiş. Bazen SİHA ile vurmak çok kolay gelse de hedef şahsı sorgulamak, ondan bazı bilgiler almak çok değerli olabilir. Yıllarca örgütte farklı pozisyonlarda bulunmuş bir teröristten bahsediyoruz.
MİT’in böylesine bir derinlikte, bu denli karışık bir siyasi yapının olduğu yerden sözde üst düzey teröristi canlı şekilde yakalayıp ülkeye getirmesi neresinden bakarsanız önemli bir operasyon.
Operasyonu, MİT’in gizlenme ve kılık değiştirme uzmanı ekibinin yaptığını biliyoruz. Hedef şahsın neredeyse 1 yıl boyunca izlendiği bilgisi de var. Hem terör örgütlerinin hem de başka ülke istihbaratlarının cirit attığı bir yerde süreci sessiz sedasız pişirip sonuca bağlamak çok değerli.”
Diğer güçlere de bir mesaj
Bu tür operasyonlarda en çok merak edilen konulardan biri de bölgedeki diğer güçlere önceden bilgi verilip verilmediği meselesi oluyor. Süleymaniye’deki operasyon için biz de benzer bir soru soruyoruz.
Doç. Dr. Darıcılı, böyle bir ihtimalin olabileceğini söylüyor ancak bir ekleme de yapıyor. Bu tür operasyonlarda bilgi paylaşımını ve koordinasyonu ‘olağan’ niteliyor. Söz konusu paylaşımların operasyonun başarısına gölge düşürmeyeceğini, sonucun önemli olduğunu vurguluyor.
Yaşananların teröristler için ‘yarına kalsa da yanlarına kalmayacağı’ gerçeğini öne çıkardığını anlatan Darıcılı, bölgede bulunan diğer güçlere de bu operasyonla Türkiye’nin sahip olduğu imkan ve kabiliyetler açısından önemli bir mesaj verdiğini söylüyor.
***
Yazar Hakkında
Sertaç Aksan, Adana’da 1986 yılında doğdu. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve TV Bölümü mezunu. 2009 yılında Anadolu Ajansında başladığı iş hayatında Star Haber, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Yeni Şafak gibi kurumlarda görev aldı.
Kasım 2019’dan bu yana TRT Haber’de çalışıyor.