Su Politikaları Derneği (SPD) Başkanı Dursun Yıldız, “Acilen su kullanım bilinci seferberliği başlatmalıyız”

Su Politikaları Derneği (SPD) Başkanı Dursun Yıldız, hem içme hem de kullanma suyunun kullanımı konusunda yapılması gerekenleri açıkladı.
TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’dan Ataner YÜCE’nin ‘Zafer Gazetesi’ kaynaklı Taylan İnan GÜLKANAT’ın haberine göre, Su, insanlığın ve yaşamın var olması için en önemli maddelerin başında geliyor.
Susuz bir insan, susuz bir hayat, susuz bir dünya düşünülemez ama vücudumuzun ve dünyamızın dörtte üçünü kaplayan suyu insan evladı israf etmeye hızla devam ediyor. Bu bağlamda Su Politikaları Derneği (SPD) Başkanı Dursun Yıldız, suyun önemi hakkındaki görüşlerini Zafer Gazetesi’nden Taylan İnan GÜLKANAT’a değerlendirdi.
D. Yıldız “Su ve sağlıklı çevre bir canlı hakkıdır. Su, kamu hizmeti anlayışı ile iyi yönetilmesi gereken bir doğal kaynaktır.” dedi.
“SU, YERİNE BAŞKA BİR MADDENİN İKAME EDİLEMEDİĞİ NADİR BİR DOĞAL KAYNAK”
Suyun, dünyada canlı yaşamının kaynağı olduğu için, yaşamsal bir öneme sahip olduğunun altını çizen Yıldız “Canlılığın sürmesi için su temininin sürekli olması lazım. Bu nedenle talebi sürekli bir kaynak olduğu için de bir başka öneme sahip. Ayrıca su, yerine bir başka maddenin ikame edilemediği çok nadir bir doğal kaynak. Bu nedenle önemli. Su kaynakları ülkelerin gelişmesi ve kalkınmasında dinamo rolü olan doğal kaynak olduğu için de çok önemli.
Ayrıca tatlı su kaynakları dünya yüzeyine eşitsiz dağılmış durumda. Bu nedenle bazı bölgelerde fiziksel su sıkıntısı yaşanıyor. Dünya nüfusunun yarısına yakını sınır aşan su havzalarında yaşıyor. Bu havzalardaki ülkeler su konusunda birbirine bağımlı bu da su kaynaklarının uluslararası alanda stratejik önemini arttırıyor. Su, son dönemde stratejik önemi artan bir doğal kaynak ve su kaynaklarının enerji, gıda ve çevre güvenliği ile olan ilişkileri arttırması da çok önemli “ifadelerine yer verdi.
“SU, BİR ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ AMA HALA SİYASETİN GÜNDEMİNDE YETERİNCE YER ALMIYOR “
Suyun genellikle çok bilinçsiz kullanıldığını vurgulayan Yıldız “Su israfının çokça gündeme geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Suyu nasıl kullanmalıyız? Su İsrafını nasıl en aza indirebiliriz? Su kaynakları dünyada eşitsiz dağılmış bir kaynak. Bizim ülkemizde de eşitsiz bir dağılımı var. Bu nedenle bazı bölgelerde fiziki olarak su sıkıntısı var. Su kaynakları aslında sonsuz değil. Bölgeye ve zamana göre sonlu ve kısıtlı bir doğal kaynak. Bunun yanı sıra su kaynakları iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı, kentlere göç, kirlilik ve bilinçsiz kullanım gibi baskılar yaşıyor. Bu baskıların su kaynakları üzerindeki olumsuz etkileri hızla artıyor. Bu nedenle suyu akılcı planlı ve verimli kullanmamız lazım. Su esas olarak içme ve kullanma, tarım ve sanayi sektörlerinde kullanılıyor.
Ancak suyun yaklaşık dörtte üçü tarımsal sulama alanında kullanılıyor. Bu nedenle bu alandaki kullanımın daha verimli hale getirilesinden başlamak üzere evsel kullanım ve endüstriyel su kullanımında da verimli su kullanımına geçmeliyiz. Bunun için önce su kullanımı alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli ve değiştirmeliyiz. Su yöneticileri ise su yönetim anlayışlarını revize etmek zorundalar. Yani bu konuda radikal bir düşünce değişikliğine ihtiyacımız var. Yasal ve kurumsal altyapımızı da hızla düzenlemeliyiz. Politikacılar, su gibi ulusal güvenliğimizi ilgilendiren konularda gündelik kısır siyasi çekişmeleri bırakıp, toplumsal ve ulusal çıkarlarımızı ön plana çıkarmak zorundalar. Tarım ve Orman Bakanımız sayın Vahit Kirişçi 2 gün önce DSİ‘nin düzenlediği bir çalıştayda suyun bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu açıkladı. Bu yaklaşım çok doğru ama su ile ilgili sorunlar hala siyasetin gündeminde yeterince yer almış değil. Su israfını önlemek bazı adımların atıldığını görüyoruz. Su israfının önlenmesi için kurumsal ve yasal eksiklikleri hızla gidermeye çalışırken, bir yandan da toplumsal olarak bir su kullanım bilinci seferberliği başlatmamız gerekir “değerlendirmelerinde bulundu.
SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ BASKILAR ARTIYOR
Son dönemde su, enerji, gıda ve çevre ilişkisinin çok arttığını ifade eden Yıldız “Su konusunda ortaya çıkacak olan bir sıkıntının diğer bağlantılı sektörlerde de doğrudan sorunlara ve krizlere yol açma riski var. Dünyamız birçok alanda ürettiğinden daha fazlasını tüketmeye başladı. Bu nedenle bu tüketim anlayışı ile gelecek nesillerin sağlıklı ve sürdürülebilir yaşamlarını tehlikeye atıyoruz. Su kaynakları üzerindeki baskılar artıyor. Su kaynaklarını akılcı, planlı ve verimli bir şekilde yönetemeyen su sıkıntısı içindeki az gelişmiş ülkelerin bulunduğu bölgelerde istikrarsızlıklar artabilir. Bu bölgelerin önümüzdeki dönemde, kuraklık, sel, açlık, salgın hastalık, ülkelerarası gerilimler, sıcak çatışmalar, kitlesel göçler gibi sorunlarla karşı karşıya kalma riski artacak. Bu da ülke içindeki istikrarın yanı sıra bölgesel ve hatta küresel istikrarı da olumsuz yönde etkileyebilecektir” şeklinde konuştu.
“SU ZENGİNİ BİR ÜLKE DEĞİLİZ”
Ülkemizin yarı kurak bir iklim kuşağında yer alan ve su kaynakları eşitsiz dağılmış olan bir ülke olduğunu söyleyen Yıldız “Yağışlarda da gerek yere gerek mevsimlere göre, önemli miktarda değişkenliklerin yaşandığı bir ülkeyiz. Son dönemde olduğu gibi Menderes, Gediz havzası, Gaziantep, Urfa, Güney Marmara gibi bazı bölgelerimizde bölgesel kurak dönemler yaşıyoruz. Ayrıca Su kaynaklarımızın yoğun olduğu bölgelerimiz ile nüfusumuzun yoğun olduğu bölgeler farklı. Kişi başına düşen su kaynakları konusunda “su zengini” bir ülke değiliz. Suyu çok dikkatli kullanmadığı takdirde yakın gelecekte bölgesel su sorunları yaşayan bir ülke konumuna düşebiliriz” diye konuştu.
[Kesikköprü Barajı]
Ankara özelinde içme ve kullanma suyu için baraj depolama kapasitesinin yıllık kullanılan su miktarının yaklaşık üç katı olduğunu hatırlatan D. Yıldız. ” Bu barajlara her yıl istediğimiz miktarda düzenli su gelmesi lazım ki su temini güvenliğimiz olsun. Halen içme suyu barajlarının toplam kullanılabilir doluluk oranı yüzde 20 civarında. Yeterli yağış olmazsa Ankara’ya Kızılırmak üzerindeki Kesikköprü Barajı’ndan takviye yapılıyor. Ancak Kızılırmak suyunun kalitesi düşük ve iletimdeki enerji maliyeti yüksek. Bu nedenle Ankara kenti diğer barajlardaki suyunu bu kaynağa ihtiyaç duymadan çok verimli kullanmalı. Öncelikle su şebekesinde yüzde 40 civarında olan kayıp kaçak oranını hızla düşürmeli” dedi.
Toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 78’inin büyükşehir belediye sınırları içinde ikamet ettiğini hatırlatan Yıldız “Bu nüfusun içme ve kullanma suyu temini ve çevre sağlığı hizmeti büyükşehirlerdeki Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlükleri tarafından veriliyor. Bu kurumlar bu hizmetleri ekonomik, ekolojik ve sosyal politika hedefleri doğrultusunda bir denge gözeterek vermeye çalışıyor. Ancak bu konuda büyük zorluklar yaşıyorlar. Ülkemizde su hizmetlerinin bir kamu hizmeti olarak sürdürülebilir bir şekilde verilebilmesi için bu kurumların kurumsal altyapı, teknolojik imkan ve kabiliyet ve liyakatli personel olarak desteklenmesi gerekiyor. Bu anlamda gerek nehir havzası ölçeğinde, gerekse büyükşehir belediyelerinin su ve çevre sağlığı hizmetleri ölçeğinde su yönetiminin yeniden yapılanması gerekli” ifadelerini kullandı.
“SUYUN VERİMLİ KULLANILMASI KONUSUNDA BİRÇOK RAPOR HAZIRLADIK”
Su Politikaları Derneği’nin kendi alanında özgün çalışmalar yapan bir ihtisas kuruluşu olduğunu vurgulayan Yıldız yaptıkları çalışmaları ise şu sözlerle anlattı: “Su ve bağlantılı gıda, enerji ve çevre güvenliği konusunda bir düşünce üretim kuruluşu olarak ulusal ve uluslararası alanda çalışmalar yapıyoruz. Nihai amacımız ise bir “Su Politikaları Enstitüsü” olmak. Suyun verimli kullanılması konusunda birçok rapor hazırladık. Özellikle ilköğretim ve lise seviyesinde suyun verimli kullanım bilincinin yaygınlaştırılması için çok sayıda konferanslar verdik. Birçok sivil toplum kuruluşunun daveti üzerine bu konudaki konferanslara katılıyoruz. Yazılı ve görsel basında toplumsal bilincin arttırılmasına yönelik açıklamalar yapıyoruz. Bu konuda STK ve üniversiteler tarafından hazırlanan projelerde partner olarak yer alıp katkı koyuyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarının düzenlediği çalıştay ve “Su Şurası” gibi etkinliklerine katılarak görüş ve önerilerimizi iletiyoruz.”
***
Dursun Yıldız
Gazeteci * Taylan İnan GÜLKANAT
[UHA Haber Ajansı, 05 Aralık 2022]