SPD Başkanı Yıldız: İklim değişikliği kurumsal ve düşünsel değişimi gerekli kılıyor
UHA HABER / İzmir Yüksel Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Öğretim Görevlisi ve DSİ Eski Yöneticisi Dursun Yıldız, “İklim değişikliği ulusal güvenlik sorunudur. Kurumsal altyapının düzenlenmesi şart. İklim Yasası da hızla ele alınmalı” dedi.
SPD Başkanı Dursun Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın isminin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi ve 2 genel müdürlüğün Tarım ve Orman Bakanlığından alınarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlanması konusunda basının sorularını yanıtladı.
-Çevre ve Şehircilik Bakanlığının adının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilerek, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünün de bu yeni oluşumun uhdesine dahil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yeni yapılanmanın öncelikle ortaya çıkardığı husus değişime olan ihtiyaçtır. Bu sürecin olumsuz etkilerini azaltmak için düşünsel ve kurumsal olarak radikal değişim ve dönüşümlere ihtiyacımız var. Mevcut kurumsal altyapımızın ve yönetim anlayışımızın iklim değişikliği etkilerine göre yeniden düzenlenmesi ihtiyacı artık en yakıcı bir şekilde kendisini göstermiştir. Bu iki genel müdürlüğün Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinden ayrılması olumlu bir adım olmuştur. İklim değişikliği ve doğal çevre ile ilgili konular aynı bakanlık kapsamında ele alınmıştır.
Aslında, olması gereken değişiklik su, meteoroloji ve iklim konularının bir arada olduğu “su ve iklim” bakanlığı gibi yeni bir oluşumdur. Hidrometeorolojik çevrim bir bütündür Bu işlerle ilgili kurumların bir arada olması gerekir. Bu sebeple, meteorolojinin su ve iklim değişikliği ,çölleşme ile birlikte ayrı bir bakanlık olarak ele alınmasının daha uygun olacağını değerlendiriyoruz.
Halen su yönetimi konusu Tarım Bakanlığı bünyesinde sıkışmıştır. Aynı şekilde bu yeni düzenleme ile iklim ve meteoroloji alanındaki çalışmalarda kısmi bir rahatlık sağlanacak olsa bile gelişme istenilen düzeyde olmayabilir.
-Paris İklim Anlaşması kapsamında atılan bir diğer adım da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bir de İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulunun oluşturulması. Bu kurulun derde şifa olması için yapması gerekenler nelerdir?
Türkiye Paris İklim anlaşması olarak bilinen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesini TBMM’den geçirmiş ve bir ay önce de Yeşil Dönüşüm için Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve Eylem Planını yayınlamıştır. Bu gelişmeler Türkiye’nin İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına ve adaptasyona yönelik çalışmaları hızlandıracaktır. İklim değişikliği anlaşmasının temel hedeflerini yerine getirmeye yönelik faaliyetlerin yer aldığı Ulusal Katkı Beyanındaki yükümlülükler ve Yeşil Dönüşüm için alınması gereken tedbirlerin önemi artmıştır. Bu konuda etkili ve hızlı adımların atılması gerekecektir. Bakanlıkta oluşturulacak İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu bu alandaki koordinasyonun sağlanmasında faydalı olacaktır. Ancak alınan tedbirlerin uygulanmasını takip ve denetimi için konunun su ve toprak yönetimi ile ilgili bölümünün nehir havzaları ölçeğinde bütünleşik olarak ele alınması gereklidir. Bu altyapı halen mevcut değildir. Bu nedenle Türkiye’nin Ulusal Su Planında ( 2019-2023 ) da belirtildiği gibi Nehir havzası ölçeğinde yasal ve idari açıdan güçlü bir su yönetimi sistemi oluşturulmalı ,iklim değişikliğini ilgilendiren diğer alanlarda da uygulamayı yönetecek ve takip edecek birimler yasal ve kurumsal olarak güçlendirilmelidir. Ayrıca tüm bu çalışmaların katılımcı şeffaf ve kamuoyu tarafından izlenebilir ve denetlenebilir bir şekilde gerçekleşmesi de büyük önem taşımaktadır.
[UHA Haber Ajansı, 14 Ekim 2021]