Sosyal medya platformları karşılıklı küfür ve hakaret arenası olmamalıdır
Son birkaç yıldır, yani hemen her ülkede toplumun nerdeyse tamamının kullanmaya başlamasıyla sosyal medya platformlarında, “Bu kadar olabilir, insanlar biraz deşarj oluyor, normaldir” denemeyecek boyutlarda küfürlü, dışlayıcı, aşağılayıcı, kin ve nefret dolu ifadeler, yazılar, paylaşımlar yer alıyor. Hele bizim gibi gerginlikten, kutuplaşmadan aşırı şikâyet edilen bir toplumda bu paylaşımların yangına körükle yaklaşmaktan hiç farkı bulunmuyor.
Bunlar yetmiyormuş gibi yine sosyal medya platformlarında çeşitli manipülasyonlar yapılıyor; fotoşoplarla insanlar yanıltılıyor, kandırılıyor. Başka ülkelerde, başka insanlara ve mekânlara ait, farklı amaçlarla üretilmiş videolar bizim ülkemize ve insanımıza aitmiş gibi gösteriliyor ve paylaşılıyor. Aldatmacanın, kandırmacanın bu kadar rahat, bu kadar fütursuz yapılabildiği toplumlar herhalde çok fazla değildir.
…
Biz, görüşlerimizi, düşüncelerimizi, kanaatlerimizi küfür ve hakaret karıştırmadan, kin ve nefret bulaştırmadan, olması gerektiği gibi efendice, uygarca ifade etmeyi beceremiyoruz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırılıklardan medet umuyoruz. Küfürsüz, hakaretsiz ifadelerin kendisinden beklenen rolü yerine getirmeyeceğini sanıyoruz. Kim olursa olsun bireylerin farklı görüş ve düşüncelere sahip olmalarına tahammül edemiyoruz. Muhatabımızla, muhalifimizle, rakibimizle konuşamıyoruz; onu dinlemeye, anlamaya çalışmıyoruz. Olabildiğince empati yoksunu bir halkız.
Hele politik konularda birbirimizi anlamaktan, empati yapmaktan, karşılıklı saygı ve tahammül olgunluğundan çok uzağız. Bu konudaki anlaşmazlığımızı, rekabetimizi sosyal medya platformları üzerinden zirvelere taşıyoruz. Söz konusu mecralarda politik husumet ve rekabet sebebiyle küfür ve hakaretler havada uçuşuyor.
Halbuki sosyal medya insanca, dostça, sevgiyle iletişim kurmanın daha iyisi, başka türlüsü az bulunur bir aracıdır. Doğru olan, gerekli olan bu araçtan iyilik yönünde yararlanmaktır.
…
Olgun ve medeni bir toplum olmanın şaşmaz, hiçbir zaman da şaşmayacak olan ölçüsü; çeşitli inanç, görüş ve düşünce sahibi insanların ve kesimlerin hiçbir koşula bağlı olmaksızın karşılıklı saygısıdır. Beğenmediğimiz inanç, düşünce, kanaat bize göre ne kadar boş ne kadar akıl ve çağdışı olursa olsun bu saygıyı gösteremediğimiz müddetçe olgun, çağdaş ve uygar olamayız. Bugün için bunu en iyi kanıtlayabileceğimiz alan ise sosyal medya mecralarıdır.
Batı dünyasının yaşadığı bütün sorunlara, yaptığı sayısız yanlışlara rağmen bizden bir farkı bu saygıyı başarabilmiş, içselleştirebilmiş olmasıdır.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar