Rusya’nın Haklı Savaş Çıkmazı ile İmtihanı
Dünya harplerinin yıkımı karşısında savaşın yasaklanmasına yönelik ahlaki yükümlülükler ön plana çıkarken BM Antlaşması, saldırı savaşını yasaklıyor.
Murat ASLAN, SETA, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğr. üyesi
Bastırılmış Rus zihniyetindeki Ukrayna ihtirası, yerini icraata terk etti ve bir ‘Saldırı Savaşı’ başladı. Saldırı savaşı ifadesi önemli. Bu iki kelime küresel siyaset ve hukukun binlerce yıllık birikiminde net bir şekilde suç haline dönüştürülmüş bir kavram. Özellikle dünya harplerinin yıkımı karşısında savaşın yasaklanmasına yönelik ahlaki yükümlülükler ön plana çıkarken BM Antlaşması, saldırı savaşını yasaklıyor.
Saldırı savaşına karşı, savaş halinin gerekliliği karşısında da ‘Haklı Savaş’ ismiyle bilinen kavram, iki unsuruyla ön plana çıkıyor. İlki savaşın nasıl başlatılacağı, ikincisi ise nasıl yürütüleceği ile ilgili.
Savaşın başlatılabilmesi için haklı bir nedenin var olması ve hukuka uygun bir otorite tarafından ilan edilmesi gerekir. Rus tarihi üzerinden Rusların haksızlığa uğradığını ilan etmek savaş ilanı için bir neden olursa, günümüz devletlerin hepsinin bir savaşı başlatması beklenmeli. Nitekim Rusya’nın tavır aldığı Kuveyt işgalinde, Saddam da böyle bir argümanı ileri sürdü. Ancak Ukrayna’ya saldırıyı haklı gösterebilecek herhangi bir geçerli ve uluslararası kamuoyunun vicdanına hitap edebilecek bir neden yok. Keza Putin’in ‘Nasyonal Emperyalizm’ içerikli konuşması bu savaşta Rusya’yı haksız kılıyor. Bilâkis aşırı milliyetçiliğe dayandırılan emperyalist iddia, Ukrayna sonrasına yönelik emare veriyor.
Savaşın başlatılmasında diğer bir husus niyet ve oranlılık. Savaşı başlatırken meşru müdafaa gibi niyeti savunma ve beka üzerinden okumak gerekmekte. Diğer bir ifadeyle toprak genişlemesi veya meşru bir yapının egemenlik haklarına tecavüz ‘iyi’ niyet ile bağdaşmamakta. Ayrıca savaşın başlatılması esnasında kuvvet bazında taraflar arasında orantılı bir kuvvet yapısının olması gerekmekte. Rusya’nın nükleer envanterini hareketlendirirken, nükleer varlığını 1996 yılında güvenlik garantisi karşılığında Rusya’ya gönderen Ukrayna’nın konvansiyonel yapısı orantılılık ilkesine tamamen aykırı. Ayrıca savaşı başlatan tarafın amacı aşacak oranda zarara yol açmaması gerekmekte. Putin, savaşı başlatırken harp alanı olarak algısındaki Donetsk ve Luhansk’ı işaret ederken, Rus askerinin Ukrayna’ya girişi öncesinde tüm Ukrayna’yı ve eski Sovyet peyklerini işaret etti. O halde Rusya’nın harbe yönelik saldırı öncesi ilan edilen harp alanı ile mevcut harekât bölgeleri ve müteakip işaret edilen bölgeler ‘saldırı savaşının’ varlığını ifade ediyor.
Savaşın son çare olması, barışı hedeflemesi ve başarı şansının bulunması da haklı savaşın bileşenleri. Diplomasi veya BM antlaşmasının 27-39’ncu maddelerinde ifade edilen çatışma çözüm yollarına başvurmak gerekiyor. Ayrıca artan bir krizin mevcut olması ve barış için ‘gerekli’ bir yöntem olarak tercih edilmesi uluslararası hukuka göre zorunlu. Ancak Putin’in Rus demografisini ve eski Sovyet ülkelerini nüfuz alanı olarak dillendirmesi ve NATO ile arasında egemenliklerin ‘paylaşımına’ yönelik bir çizgi çekmeye çalışması amacın barış olmadığını ortaya koymakta.
Haklı savaşın ikinci boyutu ise savaşın nasıl yürütüleceğine hitap etmekte. Bu kapsamda uluslararası antlaşmalar gereği savaşın yürütülmesine yönelik kuralların uygulanması, özellikle sivillerin dokunulmazlığı ve icrada oranlılık prensipleri savaşın tarafları için bir zorunluluk. Sivillerin korunması bağlamında; şehirlere ayırt etmeksizin bir saldırıda bulunulması ve günlük hayatın devamı için gerekli su, enerji, sağlık gibi temel ihtiyaçlara yönelik saldırılar savaş suçu iddialarını gündeme taşıyabilecek nitelikte. Kimyasal silahların kullanılması gibi acı çektirici kitle imha silahlarının kullanımı esasen yasaklanmış halde. Diğer bir ifadeyle şiddetin dozunun ayarlanması ve muharip olanların hedef olarak seçilmesi gerekmekte. Ancak Suriye örneği sonrasında Ukrayna’da da şiddetin dozunun çoğunlukla arttığı, sivil kayıpların yaşandığı görülüyor.
Savaşların başlatılmasında ve yürütülmesinde tespit edilen kavramlar bağlamında haklı olsa dahi savaşın önlenmesi hususu BM’nin çatı kurumu Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğunda. Ancak Rusya, Konseyin üyesi ve kendisi ile ilgili olsa dahi kararları veto edebiliyor. Sonuç şu, Ukrayna’da saldırı savaşı yaşanıyor, bu bir savaş suçu. Savaşın icrasında haklı savaş ifadesiyle çerçevelenen teamül ve yazılı düzen ihlal ediliyor. Bu nedenle orantısız bir savaş senaryosu yaşanıyor. Bu gelişmeleri önleyecek BM mekanizması ise kınama ve çağrı yapmaktan öteye geçemiyor. Demek ki savunma ve güvenlik alanında kendi göbeğini kesebilmek, orantısız güçlü devletlere karşı tedbir geliştirebilmek, nihayetinde geleceğin belirsizliğini anlayarak şimdiden hazırlıkları gözden geçirmek gerekiyor.
[UHA Haber Ajansı, 07 Mart 2022]