O fotoğrafı Diyarbakır annelerine destek için veremedikten sonra…
İSTANBUL – UHA HABER / STAR Gazetesi Yazarı Halime KÖKCE, “Önceki akşam Twitter’da açılan bir sohbet odasında Diyarbakır annelerinden Sabire Aydın, Rukiye Canbey, Ayşegül Biçer ve Maide Nilüfer’i dinledim. Belki başka anneler de vardı, ben dördünü takip edebildim” diyor..
Halime KÖKCE, evvela odayı açan gazeteci arkadaşlara teşekkür ettiğini, çok güzel bir yayın olduğunu ve başka pek çok gazeteci arkadaşın da dinleyici olarak orada bulunduğunu söylüyor.
“Diyarbakır’ın cesur annelerinin sesini ne kadar çok kişiye duyurabilirsek o kadar iyi. Zira tarihe geçecek önemde bir iş başardılar” diyen Halime KÖKCE, “900 güne yakındır evlatları için Diyarbakır’da HDP’nin önünde oturma eylemi yapıyorlar. Çünkü her biri çocuklarının HDP aracılığıyla kaçırıldığını ve HDP’ya teslim edildiğini söylüyorlar” diyor.
Halime KÖKCE, Eylemi başlatan Hacire annenin, Ayşegül Biçer ve daha pek çoğunun evladına kavuştuğunu hatırlatıyor ve bunun diğer annelere de cesaret verdiğini, her geçen gün evladı için HDP binasının önüne gelen annelerin sayısının arttığını, sayı arttıkça PKK-HDP ilişkisinin de artık üstü örtülemez bir hal aldığını, HDP PKK’nın nesi olur sorusunun en net cevabını Diyarbakır annelerinin verdiğini dile getiriyor.
Ayşegül Biçer
“Ayşegül Biçer’in HDP’ye meydan okumasını duymayan yoktur; “Evladımı söke söke alacağım sizden” diyerek HDPlileri titretmişti” diyen STAR Gazetesi Yazarı Halime KÖKCE, “Evlatları için dağ gibi oturan bu annelere demediklerini bırakmadılar, Devletten para alıyorlar, MİT’e çalışıyorlar gibi iftiralar attıkları yetmezmiş gibi silahla, çocuklarının canını almakla tehdit ettiler. Oysa onlar zaten evlatlarının ölüme götürüldüğünün bilincinde olarak orada oturuyordu ve sadece kendi evlatlarını ölümden geri almak için değil tüm Kürt anneler ve tüm Kürt gençleri için oradaydılar. PKK için insan kaçakçılığı yapan, çocukları silah altına alan, Suriye’de, Irak’ta ABD’nin çıkarları için üç kuruşa mayın eşeğine dönüştüren bu aşağılık tezgahı açığa çıkarmak için oradaydılar” diyor.
Maide hanım Berlin’den
Yazar Halime KÖKCE, “Orada oturmasalar bir gün zaten çocuklarının ölüm haberini alacaklarını biliyorlardı. Maide hanım Berlin’den katılmıştı sohbet odasına. Evladını ararken kansere yakalanmış bir kadın; hem hastalıkla hem PKK ile mücadele ediyor” diye aktarıyor.
“Berlin’e yolu düşenler, Maide anneyi ziyaret etsin mutlaka. Çünkü PKK Avrupa’da legal görünümlü dernekler aracılığıyla örgütleniyor ve üstelik istihbarat, polis bu derneklerin PKK’ya insan ve finans kaynağı temin ettiğini bilmesine rağmen asla bir sınırlandırma getirmiyor” diyen Halime KÖKCE, “Evladınızı aramak için çalacağınız hiçbir kapı yok, PKK’yı şikayet edebileceğiniz bir merci bulamıyorsunuz. Zira cami dernekleri PKK’dan daha tehlikeli bulunuyor” şeklinde ifade ediyor..
Halime KÖKCE, “Rukiye hanım yüzde 70 engelli olan kardeşinin nasıl kaçırıldığını anlattı. Hala aklı almıyor, “Nasıl olur, nasıl yaparlar bunu? Hangi vicdanla yüzde 70 engelli ve hasta bir çocuğu kaçırabilirler?” diye soruyordu. Herkesin diline gelip söyleyemediği acı gerçek ise “tam da bu yüzden kaçırdıkları.” Çünkü PKK bazı çocukları silah altına alıyor, bazılarını da direkt silah olarak kullanıyor” diyor.
Diyarbakır Annelerinin çocukları için 900 gündür nöbet tuttuğunu söylüyor KÖKCE, “bizler de onların bu kutlu nöbetinin nöbetçisi olmalıyız” diyor.
Halime KÖKCE, “Seslerinin bir yankı odasında kaybolmaması için, evlatlarına sağ salim kavuşabilmeleri için ve başka çocukların PKK’nın eline düşmemesi için biz de üzerimize düşeni yapmalıyız” şeklinde aktarıyor.
STAR Gazetesi Yazarı Halime KÖKCE, şöyle devam ediyor:
“Ortada bir insan kaçakçılığı şebekesi var; bu işler sadece kayyum atanan belediyelerin kültür merkezleri adı altında faaliyet gösteren örgüt evlerinde ideolojik eğitimden geçirilip dağa götürme şeklinde olmuyor. Evinden okula gitmek üzere çıkan ve bir daha kendisinden haber alınamayan gençlerin önemli bir kısmı ise para karşılığında PKK’ya teslim ediliyor. Üstelik çift taraflı bir mekanizma kurulmuş vaziyette. Kürt çocuklarını kaçırıp PKK’ya satarak para kazanan birileri olduğu gibi çocuklarınızı getireceğiz diyerek aileleri kandırarak para kazanan birileri de var.”
Diyarbakır Annelerinin eyleminin bu mekanizmayı da çökerttiğinin altını çizen Halime KÖKCE, “Devletin gücünü bölge insanı ilk kez bu kadar net şekilde görebildi. 90’larda iki silah arasında sıkışmış olan Kürt halkı devletin PKK’ya karşı sert yüzünden ve gücünden emin oldukça kendini daha güvende hissediyor ve PKK’ya karşı sesini yükseltebiliyor. PKK’lı ile Kürt vatandaşına aynı muameleyi yapan devletin kronikleştirdiği sorunları aşmak kolay olmayacak, şüphesiz. Ama epey yol alındı” diyor.
“Diyarbakır annelerinin de dile getirdiği bir husus var ki, bence de en önemli meselemizdir bu; 12 Şubat günü yuvarlak bir masa etrafında Erdoğan karşıtlığı ortak paydasında buluşan muhalefet partilerinin genel başkanları öyle bir masayı neden bir kez olsun PKK’ya karşı kuramadı?” diyen Halime KÖKCE, “Muhalefet partilerimiz böyle hep birlikte bir kez de Diyarbakır Annelerinin huzuruna çıksaydı…Masadaki altıncının o olduğunu bildiğimiz HDP’ye ne diyor bu anneler diye hesap sorsaydı…”PKK’dan kop da gel, sandalyen hazır, baş tacısın” diyebilseydi. Bu şekil bir dayanışmayı, Türkiye’nin, güneyinde terör koridoruna geçit vermeyen politikasını desteklemek için ABD ve AB ülkelerine karşı oluşturabilselerdi” diye noktalıyor..
HABER : Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 15 Şubat 2022]