Milli denizaltı için kritik adım: Test istasyonları da yerlileşiyor
ANKARA-UHA HABER / Türkiye sadece silah üreticisi değil silahların kullanılacağı platformları da üreten bir ülke oluyor… TÜBİTAK SAGE imzalı DATA test istasyonlarının yerlileşmesini sağlarken, kritik bilgilerin yabancı ülkelerle paylaşılmasının da önüne geçiyor.
Geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK SAGE’nin kamuoyuyla paylaştığı haber Türkiye’nin gemisavar füzeleri ve bilhassa milli denizaltı inşası sürecinde değerli bir kabiliyet kazandığını göstermesi açısından son derece önemliydi.
DATA olarak adlandırılan Denizaltı Test Altyapısı ile envantere girecek güdümlü mermilerin denizaltından atışı test edilebilecek. Ayrıca sualtı test düzeneği ile Sub-Atmaca güdümlü gemisavar füzesi gibi mühimmatların denizaltına entegrasyonu öncesinde test ve fizibilitesi yapılacak.
[Donanmanın denizaltı gücü Türkiye için kritik öneme sahip.]
Her ne kadar konuya yabancı olanlar için biraz karışık gibi dursa da aslında bu gelişme oldukça önemli. Söz konusu alanlarda test için geçmiş yıllarda yurt dışından destek alan Türkiye, deneyeceği ürünlerle ilgili bilgileri teste ev sahipliği yapacak ülkelerle paylaşmak durumunda kalıyordu. Milli denizaltı için oldukça zorlu bir çalışma süreci geçiren Ankara, DATA ile bilgilerin Türkiye dışına çıkmaması konusunda göz alıcı bir kabiliyete kavuşmuş oldu.
Peki, DATA’nın tek faydası bu mu? Bu soruyu Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan ile konuştuk.
Türkiye ‘anahtar teslim’ bir üretici oluyor
DATA ile denizaltılara yönelik tasarlanan mühimmatların denizaltı ile birebir şartlarda test edilebilmesi artık mümkün. Erkan bu gelişmenin denizaltı tasarımı konusunda da avantaj sağlayacağı üzerinde duruyor. Konunun detaylarına girmeden önce daha genel bir çerçeveyle başlıyor anlatmaya.
“Ülkemiz artık sadece bir silah üreticisi değil aynı zamanda bu silahların kullanılacağı platformları da üreten ‘anahtar teslim bir sistem üreticisi’ oluyor.” cümlesiyle özetliyor süreci. Türkiye’nin ürettiği her türlü silahı denemek ve eksik yönlerini iyileştirmek için söz konusu test sistemlerinin önemine dikkat çekiyor.
Son derece stratejik ve satışları kısıtlı ürünler
Erkan’a göre Ankara’nın kafasındaki yol haritasında teknolojik test sistemlerinin de milli olarak geliştirilmesi var.
Ardından konuyu torpidolara getiriyor ve bu ürün grubunun çok yüksek teknoloji içerdiğinin altını çiziyor. Erkan’ın anlattıklarından, torpidoların da denizaltılarla birlikte ‘stratejik silahlar’ olarak kabul edildiğini öğreniyoruz.
Deniz altından atılan füzelerin gizlilik içerisinde nerede, ne zaman ateşleneceği bilinmeyen oldukça tehlikeli ve önemli sistemler olduğunun altını çiziyor Erkan ve devam ediyor:
“Dünyada pek çok ülkede bu gelişmiş stratejik sistemlerin satışında dahi kısıtlamalar uygulanıyor. Bu derece stratejik bir ürünü geliştirmeyi başaran ülkemiz, TÜBİTAK SAGE imzalı DATA altyapısı sayesinde ürünlerini çok daha ucuza ve en önemlisi güvenli olarak ölçme/test etme imkanına sahip oldu.”
Bir ülkeden daha ‘izin alma’ dönemi son erdi
Bu noktada merak ettiğimiz konulardan biri, DATA öncesinde bu işlerin nasıl yürüdüğü oluyor? Daha önceleri mevcut denizaltılarımızdan bu mühimmatların eğitim versiyonlarının atılmasıyla testlerin yapıldığını söylüyor Kozan Selçuk Erkan.
Yeni gelinen noktayla ilgili de “Özellikle denizaltı modernizasyon projemiz ile şimdi farklı bir süreç yaşanıyor. Kendi denizaltı savaş yönetim sistemi ve yerli atış sistemlerimiz sayesinde Almanlardan herhangi bir izin veya bilgi paylaşımı yapmadan bunu başarabiliyoruz” diyor.
[Milli imkanlarla geliştirilen ağır sınıf torpido AKYA çok önemli bir çarpan etkisi oluşturacak.]
AKYA ve Gezgin’in deneme atışlarını DATA ile yapabiliriz
Ancak yüzlerce kiloluk patlayıcı ve yanıcı yakıt taşıyan bu sistemlerin ilk defa geliştirilmesi, ardından denenmesi sürecinde hem personelin hem de platformların güvenliği çok önemli.
DATA ile bunu sağlayabileceğimizi söylüyor Erkan:
“DATA sayesinde denizaltıyı yormadan farklı manevra derinlik ve açılarda denemelerimizi yapabileceğiz. Bu imkanı kazanmamız sayesinde yakında AKYA torpidolarımızın, denizaltından atılan ATMACA füzelerimizin ve yakın gelecekte GEZGİN füzelerimizin deneme atışlarını yapabileceğiz.
Bunları denemek çok önemli. Ancak gözlerden kaçmaması gereken bir husus daha var. Her test kendi içerisinde bir dizi veri doğurur. Sizin ürettiğiniz füzenin teknik verileri, hangi durumda nasıl bir sonuç verdiği gibi çok farklı alanlarda elinizde veriler oluşur. Eğer siz bu testleri yurt dışında yaparsanız, bu teknolojik veriler haliyle o ülkenin de veri tabanına işlenir.
TÜBİTAK SAGE’nin DATA’sı Türkiye’yi bu riskten de kurtaracak ve testler sırasında elde edilen veriler yine bizim ülkemizde kalacak. Bu son derece kritik…”
Milli denizaltı projesi için kilometre taşı
Erkan, DATA sistemine ilişkin detaylar vermeye devam ediyor… Gerçekte sadece bir test alt yapısı olarak görmemek gerektiğini söylüyor. DATA’yı tam anlamıyla denizaltı içindeki torpido atış sisteminin simülasyonuna benzetiyor ve “Üzerine denizaltı konulmamış bir torpido odası olarak düşünün. Türkiye daha önce ‘Section 50’ adındaki denizaltının en zorlu kısmının inşasını başarmıştı. Şu anda o inşa edilen kısmın içinin donatılmasıyla ilgili çok önemli bir kısmı önce test istasyonu olarak görüyoruz. Bu sistemi şimdilik test için kullanacak olsak da gelecekte denizaltı atış sistemi olarak dahi kullanılabilir” diyor.
Ankara örtülü ambargolardan bir bir kurtuluyor
Bu gelişmelerin nihai olarak savunma sanayiindeki örtülü ambargolardan kurtulmak için de birer kilometre taşı olduğunu ifade ediyor Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Son yıllarda bir kaç özel durum hariç bu tip engellemelerin genel olarak etkisi kritik olmaktan çıkmaya başladı. Test atışı için Türkiye kendi çözümünü buldu. Ambargo konusunda işler genelde şöyle ilerler; örneğin Almanlar size önce ambargo uygular. Daha sonra sizin o ürünü kendinizin üretmeye başladığını gördüklerinde ‘Ambargoyu kaldırdık, isterseniz size eskisinden çok daha ucuza satabiliriz’ der. Milli denizaltı projesinde bu süreci sıkça yaşayacağımıza inanıyorum.
Özellikle denizaltı konusunda geliştireceğimiz yerli ve milli her çözüm bizim için alt sistem ambargolarının oluşma ihtimalini de sıfırlıyor. Şu anda bir denizaltıyı baştan kıça yapmaya başladık. Yakın gelecekte havadan bağımsız sevk sistemlerinde de belli bir yere varabilirsek gecikmelerin ya da engellemelerin bir anda biteceğini ve ürünlerin hemen uygun fiyatlarla teslim edileceğini görebilmemiz olasıdır.”
[UHA Haber Ajansı, 15 Aralık 2021]