Marmara Gölü Kuruyunca Kıyı Köylerden Göç Başladı
UHA HABER / “Gölün olayı bitti. Ben de kayığımı satılığa çıkardım. Ne yapacağız kayığı? Gölün sonucu hüsran. Ne olacağı da belli değil. Ben de kafama göre bir iş bulursam göç edebilirim. Köyde aşağı yukarı 20-30 hane gitti. Köyde bir iş yok. Bu yaştan sonra yevmiyeyle bir tarlada da çalışamayız. Bir hal çaresine bakacağız.”
30 yıldır Marmara Gölü’nün kıyısındaki Tekelioğlu köyünde gölden balıkçılık yapan Mehmet Erefe, Ağustos ayında tamamen kuruyan gölün tekrar eski günlerine döneceğinden umudunu kesmiş. Zaten geçen yıllara kadar köylülerin balık tutmakta kullandıkları birçok kayık da göl kuruyunca oluşan derin yarıklar üzerinde kaderine terk edilmiş.
Manisa’nın Saruhanlı, Salihli ve Gölmarmara ilçeleri arasında bulunan Marmara Gölü, daha önceden yeraltı su kaynakları, Gördes Çayı ve besleme kanallarıyla doluyordu. Ancak bu yıl kurak geçen yaz aylarında su verilmeyince, göl tamamen kurudu. Ortalama 6 bin hektar büyüklüğünde alüvyal bir set gölü olan Marmara Gölü’nün kıyısındaki köylerde ise balıkçılıkla geçim kalmadığı için göç başladı.
Köyün balıkçılarından Mustafa Pekkara, “Önceki yıllarda gölün balığını tutuyorduk. Evimizi, ailemizi geçindiriyorduk. Geçen yıldan beri balıkçılık işi tamamen bitti. Şu an köyde fazla bir iş güç de yok. Geçinmeye çalışıyoruz. İş bulduk mu, işe gidiyoruz. Zaten köyde de bizden daha genç nüfuslar, gölde balıkçılık olmadığı için, arazileri de olmadığı için köyden dışarı göç ettiler. Büyük illere çalışmaya gittiler” diye konuştu.
“Kuraklıklar, ilgisizlik ve bakımsızlıktan gölümüz tamamen kurudu”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Tekelioğlu köyü muhtarı Selim Selvioğlu, “Göç edenlerimiz bayağı var. Çünkü arazisi olmayanlar köyümüzde genelde balıkçılıkla geçiniyordu. Gölümüzde balık olmayınca, kuruyunca ne yapsın vatandaş? Başka iş çarelerine bakıyor. Gölün çevresinde yedi tane köy var. Bu köyler gerek suyundan gerekse de balıkçılıktan faydalanıyordu. Mesela benim kendi köyümün yüzde 80’i balıkçıydı. Gölümüz kuruduğu için o balıkçılarımızın çoğu göç etmek zorunda kaldı” dedi.
Yaşanan kuraklıklar, ilgisizlik ve bakımsızlık sonucu gölün kuruduğunu söyleyen Selvioğlu, “Şu an tamamen bitti. Gölümüzün esas ana kaynağı olan Kum Çayı dediğimiz yerin önüne Gördes Barajı yaptılar. O baraj oldu olalı gölümüze yeterli miktarda su gelmediği için biraz da yağışların kıt olmasından dolayı gölümüz şu anda kurudu” diye konuştu.
Gördes Barajı göle akan suyu barajda tutuyor
Marmara Gölü, tarım arazilerini sulamak amacıyla 1945’te rezervuar olarak oluşturulan bir göl. Ortalama yıllık 150 milyon metreküp suyu Gediz Ovası’na veren gölün su seviyesi de hemen her yıl değişiyordu. Demirköprü Barajı’ndan, Kumçayı’ndan (Gördes Çayı) ve Gediz Irmağı’ndan gölde su biriktirmek için üç ayrı besleme kanalı mevcut. Ancak bu kanallardan göle uzun süredir su verilmiyor. Gölün ana kaynağı olan Kumçayı üzerine 2009’da yapılan Gördes Barajı ise göle akması gereken suyu barajda tutuyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, barajdan göle 1 milyon metreküp can suyu verilmesi için Devlet Su İşleri’ne (DSİ) yazılı başvuruda bulundu. Ancak Anadolu Ajansı’na (AA) konuşan DSİ 2. Bölge Müdürü Birol Çınar, “İzmir Büyükşehir Belediyesinin göle içme suyu hissesinden 1 milyon metreküp su salınması talebiyle alakalı, İZSU Genel Müdürlüğüne verdiğimiz yanıtta, bu konuda kapsamlı bir teknik çalışma yapılması gerektiğini, Gördes Barajı’ndan salınacak 1 milyon metreküp suyun, toprak kanal ve tabii dere yatağından yaklaşık 33 kilometre yol kat ederek göle ulaşacağını, bırakılacak suyun uzun bir dönemdir suya aç olan bu güzergahta yatağın doygunluğa geçtikten sonra akışa geçeceğini, dolayısıyla 1 milyon metreküp suyun tamamının göle ulaşamayacağını, ulaşan kısmının ise sıcak geçen bu aylarda hızlıca buharlaşabileceğini, bu hususların ve İzmir’in içme suyu ihtiyacının da göz önünde bulundurularak talebin yeniden değerlendirilmesini istedik” açıklamasında bulunmuştu.
“Gölden ovalara sulama yapılamayınca kuraklık başlayacak”
Önceki yıllarda da kuruyan göle Gediz ırmağı üzerindeki Ahmetli Regülatörü’nden pompalarla su getirilerek göl kurtarılmıştı. Gölün bu yolla yeniden kurtarılmasını isteyen köy muhtarı Selvioğlu, “Kışın kar sularını, yağmur sularını biriktiren o pompalar, çalıştırılsa bu gölümüz kurtarılabilir. Altı ay devamlı kar suları birikiyor orada. O, bu gölü çok rahat kurtarır. Bir de Gördes’ten de beslenirse gölümüz rahat kurtulur” dedi.
Gölün kurumasının sonuçlarının çok vahim olacağını kaydeden Selvioğlu, “Millet üzümünü, bağını sulayamadı. Su olmayınca su veremedik. Gölden su alamadılar. Çünkü yeraltı sularının da azaldığını söylüyor ovadakiler. Bu gölde su olmayınca kuraklık başlayacak” diye konuştu.
Kuruyan gölde yasak tarım yapılıyor
Gölün kurumasının diğer bir nedeninin, tarımda kullanılan vahşi sulama olduğunu söyleyen Selvioğlu, kendi köylerinde damlama sulama yöntemini kullandıklarını, gölden kaçak sulama yapılmadığını da vurguladı. Ancak gölün kurumasıyla bazı kıyı köylerde taban suyu kullanılarak tarım ürünleri ekilmeye ve göl tarım alanı olarak kullanılmaya başlanmış durumda. VOA Türkçe’ye konuşan Selvioğlu, bunun cezasız kalmasından da şikayetçi.
DSİ 2. Bölge Müdürü Çınar, AA’ya yaptığı açıklamada “Gölün su seviyesi düştüğünde ortaya çıkan alanlarda tarım yapanları tespit ettik ve gerekli cezai işlemlerin yapılması için kaymakamlıklara bildirdik. Bunlara kanunların emrettiği maddelere göre yaptırım uygulandı” ifadelerini kullanmıştı. Buna karşın Selvioğlu, göl üzerinde tarım yapılmaya devam edildiğine dikkat çekti.
“Gölde yaşayan kuşlar köy çeşmesine geldi”
Aslında Marmara Gölü’nün kuruması sadece sulama ve balıkçılık açısından değil, uluslararası önemde de bir tehdit de oluşturuyor. Dünyada giderek nesli tükenen tepeli pelikanın yaşam alanı olan göl, barındırdığı 144 tür su kuşuyla uluslararası önemli su alanı listesinde yer alıyor. 2017 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından “Ulusal Önemi Haiz Sulak Alan” ilan edilen gölün, buna göre Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği çerçevesinde koruma altında olması gerekiyor. Gölde kışlayan kuşların su bulamadığı için artık köylerin içinde görülebildiğini söyleyen Selvioğlu, “Gölümüz kuş cenneti olarak ilan edilmişti. Şimdi göl kuruyunca göldeki kuşlar nereye gidecek? Köydeki su birikintilerine, sulara kadar geldiler. Çeşmelere geldiler. Şu an gölde bir tane kuş yok. Burası bembeyaz, simsiyah kuş oluyordu. Şimdi hiçbir şey kalmadı” dedi.
HABER: Soner KIZILKAYA & Oğulcan BAKİLER (İzmir)
[UHA Haber Ajansı, 09 Eylül 2021]