ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:50 Yılmaz: UCM’nin katil soykırımcı Netanyahu için tutuklama kararı insanlık için dönüm noktası
00:43 Kocaelili Hakem Arzu Görgün’e uluslararası görev
00:38 Usulsüz çakar kullananlara yeni cezalar belli oldu
00:30 Ruhsatsız silah taşıyanlara dört yıl hapis cezası
00:12 TUSAŞ’tan Çanakkale temalı HÜRJET paylaşımı
00:06 Hafta sonu kar geliyor
00:06 Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 9 terörist etkisiz hale getirildi
00:03 Bakan Fidan’dan BRICS açıklaması: Ortaklıkla ilgili bir teklif aldık
00:01 2025 İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı (İGEF) için hazırlıklar başladı
10:37 Donald Trump’ın Adalet Bakanı Adayı Matt Gaetz adaylıktan çekildiğini açıkladı
10:18 FAO Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’ndan Türkiye’ye ‘Tam uyum ödülü’ 
09:56 Avrupalılara göre en büyük tehdit düzensiz göç ve terör
09:52 İkinci Trump döneminde Ankara-Şam hattında ne bekleniyor?
09:51 Rusya’nın güncellenmiş nükleer doktrini ne anlama geliyor?
09:44 Eurofighter satışı yeni bir dönemin başlangıcı mı?
09:14 Irak’ta Saddam Hüseyin sonrası ilk nüfus sayımı
07:19 Suudi Arabistan’ın “Vizyon 2030” Reformlarına Genel Bir Bakış
06:34 TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Demokrasi, herkesin istediğini istediği gibi yapması rejimi değildir”
06:31 Mudanya’da deniz turizmini canlandırmak için, Arnavutköy Balıkçı Barınağı yat limanına dönüştürülüyor
06:30 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Bu görüntüler bütün milletimizi rahatsız etmiştir”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Libya’ya askeri harekatın bilançosu

Libya’ya askeri harekatın bilançosu
21 Mart 2021
526
A+
A-

UHA HABER / NATO’nun, Muammer Kaddafi’nin devrilmesiyle sonuçlanan askeri müdahalesi, 10 yıl önce bugün başladı. Büyük umutlar bağlanan bu müdahale beklentilere ancak kısmen yanıt verebildi.

Libya’da halk, Arap Baharı’nın etkisiyle, Şubat 2011’de, Muammer Kaddafi ve rejimini protesto etmek için sokaklara döküldü.

Halk ayaklanmasının hedefi, ülkeyi “demir yumrukla” yöneten Kaddafi ve 40 yıllık otoriter rejiminin devrilmesiydi. Protestolar kısa sürede silahlı çatışmalara dönüşürken, ordunun bir bölümü isyancıların tarafına geçti.

Gün geçtikçe tırmanan şiddeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, sivil halkı korumak için uluslararası toplumun Libya’ya askeri kuvvet kullanımının önünü açan, 17 Mart 2011 tarihli kararı izledi.

İki gün sonra, 19 Mart’ta, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Fransa’nın Kaddafi’nin ordusunu hedef alan hava saldırıları başladı. 31 Mart itibariyle komutayı NATO devraldı. NATO’nun hava operasyonları ile desteklediği muhalifler Ekim 2011’de, Kaddafi’nin memleketi olan Sirte’nin kontrolünü ele geçirdi.

20 Ekim 2011 tarihinde de, 1969 yılından itibaren ülkeyi yöneten Kaddafi, muhalifler tarafından yakalanarak öldürüldü. Diktatörün kanlar içinde, cep telefonuyla çekilmiş fotoğrafı, tüm dünyada hızlıca yayıldı.

2011 yılında öldürülen Muammer Kaddafi

2011 yılında öldürülen Muammer Kaddafi

Gerçekleşmeyen temenniler

Kaddafi’nin ölümü Batı’da, Libya’da yeni bir başlangıç yapılmasını sağlayacak bir fırsat olarak değerlendirildi. Dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin, Kaddafi’nin ölümünün ardından yaptığı açıklama da bu umudu yansıtıyordu. Westerwelle, “Libya halkının, onlarca yıl süren diktatörlükten sonra ülkelerinde yeni, barışçıl ve demokratik bir dönemi başlatabilmelerini temenni ediyoruz” demiş, bu yolda ilerleyecek olan Libya halkının da yanında olduklarını vurgulamıştı.

Ancak bu temenniler gerçekleşmedi. Libya yıllarca sürecek bir iç savaşa sürüklendi. Yaşanan gelişmeler, NATO’nun 2011’deki askeri müdahalesinin sorgulanmasını da beraberinde getirdi.

NATO’nun müdahalesi ne işe yaradı?

Friedrich Ebert Vakfı’nın Libya’dan sorumlu proje yöneticisi Thomas Claes’e göre NATO’nun müdahelesi kısmen sonuç verdi.

Müdahalenin, Kaddafi rejiminin insan hakları ihlallerini sınırlandırıp, daha fazla insanın hayatını kaybetmesini önlediğine dikkat çeken Claes, “Ancak Libya’nın istikrara kavuşmasını, demokratikleşmesini sağlayamadı. Ama şunu da ifade etmek gerek: Libya, NATO’nun müdahalesinden çok Kaddafi’nin politikaları ve işlediği suçlar nedeniyle istikrarsızlığa sürüklendi” dedi.

Libya’daki gelişmeler, bu ülkede bulunan, çoğunluğu Sahraaltı Afrika’dan yaklaşık 700 bin göçmenin de büyük acılar yaşamasına yol açtı. Büyük çoğunluğu Afrika’nın en zengin yer altı kaynaklarına sahip ülkesi olan Libya’ya çalışma umuduyla gitmişti. Libya’da iç savaşın patlak vermesi nedeniyle bu kez Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyorlar.

Libya'daki kamplarda tutulan sığınmacılar

Libya’daki kamplarda tutulan sığınmacılar

Thomas Claes, Akdeniz’i kaçak yollardan geçmeye çalışan çok sayıda kişinin Libya sahil güvenliği tarafından yakalandığını ve kamplara götürüldüğünü aktarıyor. Bu kamplarda ciddi insan hakları ihlalleri olduğuna işaret eden Claes, özellikle koronavirüs salgını ile birlikte mültecilerin durumunun daha da kötüleştiği bilgisini paylaşıyor.

Cenevrede siyasi mutabakat

Birleşmiş Milletler, geçen aylarda, Libya’daki iç savaşın taraflarını ateşkes konusunda uzlaştırmayı başardı. Bunda taraflarda, Libya’nın artan oranda uluslararası ve bölgesel güç mücadelesine sahne olmasının yol açtığı endişe etkili olmuş görünüyor. Ayrıca Libya halkının da siyasi aktörler üzerindeki baskısını arttırdığı biliniyor. Nihayetinde şubat ayı başında Cenevre’de düzenlenen BM destekli Libya Siyasal Diyalog Forumu’nda beklenen uzlaşma sağlandı. Delegeler tüm Libya halkını temsil edecek ve ülkeyi aralık ayında seçimlere götürecek geçici birlik hükümeti başbakanlığına Abdülhamid Muhammed Dibeybe’ye seçti. Ayrıca Aralık 2021′ kadar yeni Anayasa ve seçim yasasının da yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı.

Abdülhamid Dibeybe

Abdülhamid Dibeybe

Thomas Claes’e göre bu yol haritası aslında doğru istikamete işaret ediyor. Bununla birlikte Claes, Abdülhamid Muhammed Dibeybe’nin, geçici başbakan seçildiği forumun delegelerinin oylarını satın almak için rüşvet verdiği yönünde iddiaların gündemde olduğuna işaret etti. Claes, Dibeybe’nin suçlamaları reddettiğini ancak iddiaların doğrulanması halinde bunun sorunlara yol açabileceğini kaydetti.

Bir tür kleptokrasi mi?

Yeni başbakan, 30 bakan ve müsteşardan oluşan geniş bir hükümet kurdu. Dibeybe’nin bununla pek çok farklı kesimi memnun etmek istemiş olabileceğine işaret eden Claes, “Bu memnun etme çabası tabii ki mali kaynaklar üzerinden gerçekleşiyor. Her grup, devlet kaynaklarına erişebilmek ve kendi yandaşlarına dağıtabilmek için bir bakanlığı üstleniyor. Bu gelişme bana, gelecek aylar ve yıllar için çok gerçekçi bir vizyon gibi görünüyor” dedi.

Friedrich Ebert Vakfı’nın Libya’dan sorumlu proje yöneticisi Thomas Claes, 2014 yılından bu yana milletvekili olanların, devlet kaynaklarından yararlanmaya devam edebilmek için, aralık sonrasında da görev yapmak için ısrar edebileceğine işaret ederken, “Şayet bu gelişmeler yaşanırsa, Libya yolsuzluğun devlet sisteminin bir parçası haline geldiği bir tür kleptokrasiye dönüşebilir” görüşünü kaydetti.

Oysa NATO’nun, Libya’ya 10 yıl önce askeri harekat gerçekleştirirken başka hedefleri vardı.

Kersten Knipp yazıları 1.sayfa

HABER : Kersten Knipp

[UHA Haber Ajansı, 21 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.