Lavrion Kampı: İyi niyet mi, oyalama mı?
Yunanistan’ın başkenti Atina yakınlarında bulunan, Türkiye’nin “terör yuvası” olarak gördüğü Lavrion Kampı’nın boşaltıldığı duyuruldu. Peki, Yunanistan neden böyle bir adım attı?
UHA / Europe İnternational News Agency, Atina
Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir sıcak rüzgarlar esiyor. Son olarak Yunanistan’ın yeni Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis, Yunanistan’ın deniz sınırları konusunda yaşanan anlaşmazlığı çözmek için Türkiye ile müzakerelere başlamaya hazır olduğunu söyledi.
Ancak Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar, Doğu Akdeniz, Ege, Batı Trakya’dan ibaret değil.
Yunanistan’ın Kandil’i: Lavrion Kampı
Geçtiğimiz günlerde Yunan medyasında yer alan ve sosyal medyaya düşen haberler terör örgütü PKK başta olmak üzere birçok terör örgütü için “güvenli liman” olarak adlandırılan Lavrion Kampı’nın boşaltıldığı iddia edildi.
Yunan Polis Teşkilatı (ELAS) tarafından bir açıklama yapıldı. Buna göre, kampta kalan 53 kişi Göç ve İltica Bakanlığına ait başka yerleşkelere taşındı.
Açıklamanın önemli kısmı ise kampın neden boşaltıldığıydı. Polis Teşkilatı, 1947’de inşa edilmiş kampın yapılarının kötü durumda olması nedeniyle boşaltıldığını duyurdu.
Esasında iki ülke arasındaki önemli sorunlar için müzakere çağrısı yapan Yunanistan’ın bu kampı boşaltması önemliydi. Zira Türkiye, bu kampın terör yuvası olduğunu söylüyor yıllardır. Hatta, Türkiye’de yakalanan birçok terörist, Lavrian Kampı’ndan terör örgütüne katıldığını itiraf etti.
Boşaltmanın bir iyi niyet göstergesi mi, yoksa gerçekten binaların durumundan mı kaynaklandığını zaman gösterecek. Lavrian’dan sonra terör örgütleri için bir güvenli limanın bulunup, bulunmayacağı da bilinmiyor.
Yunanistan’ın niyeti konusunda sorular sorulmaya devam edecektir muhakkak ama gelin bir birlikte terör yuvası Lavrion Kampı’na yakından bakalım…
Atina’ya yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Lavrion kasabası, küçük limanı ve sahil boyunca uzanan kafeleriyle şirin bir tatil beldesi. Ancak Lavrion’u gündeme getiren doğal güzellikleri değil, ev sahipliği yaptığı terör kampı.
Çok sayıda terör örgütü militanı Atina’ya yaklaşık 65 kilometre uzaklıktaki kampta bulunuyordu. Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen kamp halen kapatılmamıştı.
Kampta örgütün paçavraları dalgalanıyordu.
Yunan polisi ise kamp çevresinin denetimini adeta teröristlere devretmiş vaziyetteydi. Yunan istihbaratı, bölgede çekim yapılmasına müsaade etmiyordu.
Farklı örgütlerin Türkiye’ye karşı işbirliğini kanıtlıyor
İçeriden çekilen ve örgüte yakın internet sayfaları tarafından paylaşılan fotoğraflar ise Lavrion’un bir mülteci değil, terör kampı olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.
Bu fotoğraflarda terör örgütlerinin yurt dışında Türkiye’ye karşı nasıl bir işbirliği içinde olduğunu görmek de mümkün.
Teröristlerin ihtiyaçları Yunan Kızılhaçı tarafından karşılanıyor
Kamp, resmi olarak Yunanistan Göç Bakanlığına bağlı. Konaklama koşulları gibi idari işler, yedi kişiden oluşan bir komite tarafından yönetiliyor. İhtiyaçlar ise çoğunlukla Yunan Kızılhaçı tarafından karşılanıyor. Giriş çıkışları ise tamamen kamptaki teröristler kontrol ediyor.
Teröristler, Türkiye’yi karalamak için Batı medyasını kullanıyor
Kamptaki militanlar zaman zaman Batılı gazetecileri ağırlıyor. Teröristlerin söylediği yalanlar, Batı kamuoyunda Türkiye’ye karşı bir kara propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Terör örgütü Lavrion Kampı’nı ideolojik eğitim için kullanıyor
Peki, kampın, terör örgütünün Avrupa yapılanmasındaki yeri ne?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan kitaba göre, Lavrion Kampı terör örgütü mensuplarına ideolojik eğitimlerin verildiği bir karargah.
400 kişi kapasiteli kampta yüzlerce terörist kalıyordu. Mülteci kampı görünümündeki bu karargah, terör örgütünün faaliyetlerini insani gerekçeler ileri sürerek kamufle etmesi açısından da önemli.
İki ülke arasında krize neden oldu
Aslında kampın geçmişi Soğuk Savaş yıllarına kadar dayanıyor. 60 yıl önce açılan kampta o dönem Sovyetler Birliği’nden kaçanlar barınıyordu. Ancak 1984 yılından itibaren kamp terör örgütünün kontrolüne geçti.
Terör örgütü elebaşı yakalandıktan sonraki sorgusunda Lavrion Kampı’nda örgüt militanlarına silahlı eğitim verildiğini söylemiş ve kampın varlığı iki ülke arasında krize neden olmuştu.
Atina yönetimi, Türkiye’nin kampın kapatılması için başlattığı girişimlere bugüne kadar olumlu bir yanıt vermedi.
Yunan polisi, 2013’te kampa yaptığı baskında “şüphe uyandırıcı” bir bulguya rastlanmadığını duyurmuştu. Ancak Türkiye’de daha önce kanlı eylemler gerçekleştiren teröristlerin anlattıkları Yunan makamlarının savlarını çürütüyor.
Yakalanan teröristler Lavrion’da eğitim aldıklarını itiraf etti.
Seydo Hazar kod adlı Seyithan Samacan, Hayri Cemil kod adlı Gıyaseddin Altın, Hasan kod adlı Ahmet Akkurt ve 1994’te Ayasofya’nın bahçesine bıraktığı bomba ile iki turisti yaralayan Dilek Öz gibi PKK’lı teröristler, Lavrion Kampı’nda eğitim aldıklarını itiraf etmişti.
Yunan basınında yer alan haberlere göre, terör örgütü Lavrion dışındaki mülteci kamplarında da etkin.