Kuzey Akım 2 projesi’nde, yaptırımların kaldırılması, projenin tamamlanması ve belirsizlikler

UHA HABER / Bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu (SETA) Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, Kuzey Akım 2 projesinde, yaptırımların kaldırılması, projenin tamamlanması ve belirsizliklerin önemli olduğunu açıkladı.
Araştırmacı Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, konuyla ilgili Perspektifini (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’ne yaptığı değerlendirmede, Donald Trump’ın ardından göreve gelen ABD Başkanı Joe Biden’ın ise geçtiğimiz Mayıs’ta Rusya’ya uygulanan yaptırımları kaldırma kararı aldığını hatırlattı.
Daşcıoğlu, “alınan kararla hem Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin’e hem de Kuzey Akım 2’ye yönelik yaptırımlar kaldırılmıştır. Projeye halen karşı olduklarını ifade eden Biden yönetimi alınan bu kararla Moskova ile daha pozitif bir gündem oluşturmayı ve Avrupalı müttefiklerini yeniden kazanmak adına Berlin ile yakınlaşmayı amaçlamaktadır. ABD ve Almanya arasında bir anlaşmaya varılmıştır” dedi.
Buna göre Almanya’nın, Rusya’nın doğal gaz ihracatını silah olarak kullanması halinde ulusal ölçekte ve AB düzeyinde Moskova yönetimine karşı yaptırımlar dahil her türlü baskı oluşturabileceğini dile getiren Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, aynı zamanda Rusya’nın başta doğal gaz olmak üzere Avrupa enerji piyasalarındaki etkinliğinin kısıtlanması konusunda çalışacağını söyledi.
Daşcıoğlu, Kuzey Akım 2’nin AB’nin başta Üçüncü Enerji Paketi (Third Energy Package) olmak üzere yasal mevzuatı ile uyum içerisinde olduğundan emin olunmasının da Almanya tarafından anlaşma ile taahhüt edildiğini, ayrıca her iki tarafın da Ukrayna’nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve enerji güvenliğinin korunması ve transit ülke rolünün devamı için çalışılması sözü verildiğini hatırlattı.
“Bu kapsamda Berlin, Kiev yönetimi için 1 milyar doların üzerinde ekonomik değere sahip olması planlanan bir Yeşil Fon kurmayı ve bu fon yardımıyla Ukrayna’nın enerji verimliliğini, yenilenebilir enerji, hidrojen enerjisi ve kömürden çıkış alanındaki projelerini desteklemeyi taahhüt etmiştir” diye konuşan Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, şunları aktardı:
“Hattın inşasında sona yaklaşılmışken mevcut durumuyla Kuzey Akım 2’nin faaliyete geçmesinin önünde engel oluşturacak bir gelişme yaşanmıştır. Henüz bir ay kadar önce ABD ile imzalanan anlaşmanın gereğinin yerine getirilmesi adına adım atılmış, Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi 25 Ağustos 2021’de Kuzey Akım 2’nin AB yasalarıyla uyum içinde olması gerektiği yönünde bir karar almıştır. Mahkeme AB’nin 2009 tarihli Üçüncü Enerji Paketidirektifine atıf yaparak Kuzey Akım 2’nin AB’nin rekabet yasalarına uygun olmak zorunda olduğu şeklinde sonuçlanmıştır”.
“Gazprom ise kararı zorlaştırıcı olarak nitelendirmiş ve Kuzey Akım (1) gibi Kuzey Akım 2’nin de söz konusu direktiften muaf tutulması gerektiğini ifade etmiştir” diyen Daşcıoğlu, “2019’da tamamlanması planlanan Kuzey Akım 2 projesi aralarında Trump yönetiminin de olduğu çok sayıda hükümetin, siyasi partinin ve bürokratın tepkileri neticesinde yaklaşık bir buçuk yıl gecikmiştir. Karşılaştığı tüm engellere rağmen proje 10 Eylül 2021 itibarıyla tamamlanmıştır” dedi.
Araştırmacı Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, buna karşın Kuzey Akım 2 aracılığıyla gaz akışının ne zaman sağlanabileceğinin henüz belirsizliğini korumakla birlikte, Gazprom’un Ekim 2021 içerisinde Almanya’nın gerekli lisansları vermesini beklediğini, ancak bürokratik işlemlerin dört ay kadar sürebileceği ve ilk gaz sevkiyatının 2022’in başına sarkabileceğinin düşünüldüğünü dile getirdi.
“Petrol fiyatlarına endeksli uzun dönemli kontratlarla doğal gaz ithal eden Avrupa piyasaları serbestleşme ve tam entegrasyon hedefleriyle gazın gazla rekabeti (gas-to-gas competition) sonucu ortaya çıkan fiyatlarla doğal gaz ithal etmeye başlamıştır” şeklinde konuşan Araştırmacı Daşcıoğlu, “İçinde bulunduğumuz günlerde ise Avrupa ülkelerinde doğal gaz stoklarının oldukça düşük seviyelerde seyrettiği, artan talep karşısında arzın yetişemediği ve dolayısıyla doğal gaz fiyatlarının rekor düzeyde yükseldiği görülmektedir” dedi.
Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, Koronavirüs (Covid-19) salgınının dünyayı hazırlıksız yakaladığı 2020’de küresel ölçekte enerji talebinin azaldığını, piyasada var olan gaza alıcı bulunamayınca doğal gaz fiyatlarının da gerilediğini, ancak 2021’de dünyanın pek çok noktasında koronavirüs sonrası normalleşme adımları atıldıkça enerji talebinin de hızlı bir şekilde artmaya başladığını ifade etti.
Gelinen noktada talepteki toparlanmanın mevcut seviyelerdeki doğal gaz arzının yetersiz kalmasına neden olduğunu söyleyen Daşcıoğlu, “Arzın yetersiz kalmasında Rusya’nın artan ulusal talebinin ve çok daha hızlı yükselen taleple daha karlı hale gelen Asya piyasalarına yüksek miktarlarda gaz iletmek istemesinin payı büyüktür. Bunun sonucunda Rusya mevcut durumda Avrupa piyasalarına ilettiği gazın miktarını azaltmaktadır. Rusya bu sayede Kuzey Akım 2’nin (projeyle iletmeyi planladığı gazın) önemini de artırmaya çalışmaktadır. Nihayetinde Avrupa Ocak 2021’den bu yana yüzde 170’ten fazla artan doğal gaz fiyatlarıyla karşı karşıya gelmektedir” şeklinde dile getirdi..
Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, Bu perspektifin hazırlandığı 15 Eylül 2021 itibarıyla Avrupa’da doğal gazın 1.000 metreküp fiyatının 900
doları aşarak yeni bir rekora daha imza attığını, en büyük gaz tedarikçisi olan Rusya’dan 2019’da 1.000 metreküp için 200 doların altında ödeme yaparak doğal gaz ithal edebilen Avrupa’nın günümüz fiyatlarında ne kadar süre doğal gaz ithal edebileceğinin AB içerisinde çokça tartışıldığının altını çizdi.
Dahası artan talep ve düşük seviyelerde seyreden yenilenebilir enerji üretiminin doğal gazın yanı sıra kömür ve petrol gibi diğer fosil enerji kaynaklarının fiyatlarını da artırdığını belirten Daşcıoğlu, bu durum Avrupa genelinde tüm tüketiciler için elektrik ve ısınma gibi enerji harcamalarının yükselmesine ve yalnızca hane halkı faturalarının bir önceki yıla kıyasla iki kat artmasına neden olduğunu açıkladı.
Araştırmacı Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu, artan enerji fiyatlarının da gıdadan demir çeliğe kadar hemen her sektörde fiyat ve enflasyon artışını beraberinde getirdiğini ve sanayicileri de olumsuz etkilediğini kaydetti.
***
Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu
[UHA Haber Ajansı, 15 Ekim 2021]