KKTC’nin tanınması hızlandırılmalı

Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı ve Emekli Tümgeneral Armağan KULOĞLU, ‘KKTC’nin tanınması hızlandırılmalı‘ balıklı bir yazı kaleme aldı.
UHA / İnternational News Agency
Yazar Armağan KULOĞLU yazısında, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yılına girildiğini hatırlatıyor ve KKTC’nin ilanının üzerinden de 40 yıl geçtiğini açıklıyor.
Armağan KULOĞLU, “Türkiye’nin Kıbrıs politikası son yıllara kadar, özellikle AB’den müzakere tarihi alabilmek için yapılan müzakereler ve verileceği ifade edilen tavizlerle, hatta içerden kaynaklanan hatalı davranışlarla “deneme-yanılma metodu” ile yalpalayarak yürütülmüş, sonuçta egemen iki ayrı devlet olarak doğru mecrasını bulmuştur. Bir daha eski duruma dönülmesi kabul edilemez” diyor.
ABD ve AB müzakere diyor
ABD ve AB’nin, Kıbrıs konusunu gündeme getirmeye devam ettiğini yazan KULOĞLU, her fırsatta ve her yerde BM kararları çerçevesindeki federasyonu işaret ettiğini ve Türkiye’yi müzakere masına oturtmaya çalıştığını ifade ediyor.
Armağan KULOĞLU, Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliği kozunu eline bulundurarak katıldığı son NATO zirvesi öncesi ve sürecinde dahi, AB müzakerelerine devam etmesinin, vize konusu ve diğer isteklerinde, ABD, AB, hatta bazı Avrupa ülkelerinin daha güçlü olarak ileri sürdüğü şartların başında Kıbrıs konusunun geldiğinin görüldüğüne dikkat çekiyor.
KULOĞLU, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki hak ve çıkarlarından vaz geçmesi anlamına gelen isteklerinin de gözden kaçmadığını, her hâl ve şartta Yunanistan’ı korudukları ve kolladıklarının bir kere daha teyit edildiğinin altını çiziyor.
“Müzakere ve çözümün Türkler için taviz olduğu, bugüne kadar gelişen olaylardan anlaşılmıştır” diye dile getiren Armağan KULOĞLU, “KKTC egemen bir devlettir. Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasıyla kurulmuştur. Uluslararası hukukta ve ilişkilerde bir devlet olarak işlem görme hakkına sahiptir. 1974’ten beri adada sükûnet ve barış vardır” diyor.
Hedef, tanınma için aktif çalışma
“Kıbrıs’ın Türkiye için bir sorun olmadığı kararlılıkla ve açık olarak ortaya konmalı” diyen Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı ve Emekli Tümgeneral Armağan KULOĞLU, şunları aktarıyor:
“özellikle “Kıbrıs sorunu/meselesi” olarak ifade edilmemelidir. Kıbrıs’ta elde edilen haklar ve onun yarattığı etkinlik feda edilemez, elden kaçarsa bir daha ele geçirilemez, pazarlığı yapılamaz.
Gelinen aşamada, KKTC’nin uluslararası alanda tanınması yönünde aktif olarak çaba gösterilmeli, federasyon yönünde bir çağrışıma fırsat vermemek için de adı, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) olarak değiştirilmelidir.
Buna birçok devletin itiraz etmesine karşı, sebatla hareket edilmeli, alternatif destekler aranmalıdır. Bu kapsamda Türk Devletleri Teşkilatı (TDK) 9’uncu Zirvesi’nde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teşkilata gözlemci üye olmasının kabul edilmesi tanınma yolunda önemli bir adımdır. Konunun, bir kısmı TDK üyesi, Türkiye’nin de diyalog ortağı olduğu Şangay İşbirliği Örgütü’ne de taşınmasında fayda görülmektedir.
Batının da çıkarı olduğu için, Türkiye’nin Rusya’yla olan iyi ilişkilerine ve yakınlığına fazla ses çıkaramadığı bu dönemde, tanınma konusunu Rusya diyaloğuna götürmesi de isabetli olacaktır. Bu süreçte, Azor Tb. Komutanlarının Ukrayna’ya verilmesi, Ukrayna’ya SİHA satılması gibi, ilişkileri soğutacak hareketlerin dozunun kaçırılmamasına da dikkat edilmelidir.
KKTC’nin tanınmasının, Rusya için Doğu Akdeniz’de bir emniyet supabı olduğu, adanın tümüyle AB, hatta NATO üyesi olmasını engelleyeceği, bu durumun kendi çıkarına da olduğu hususunda Rusya’nın ikna edilmesi için çaba gösterilmelidir. Karadeniz’in bir NATO (dolaylı olarak ABD) gölü olmasının engellenmesinde iş birliği içinde olunduğu da hatırlatılmalıdır”.
[Kuzey İrlanda’daki Demokratik Birlik Partisi Baş Sözcüsü Birleşik Krallık Milletvekili Wilson]
Birleşik Krallık’tan gelen sese kulak verilmeli
Armağan KULOĞLU, Kuzey İrlanda’daki Demokratik Birlik Partisi Baş Sözcüsü Birleşik Krallık Milletvekili Wilson’ın, Kıbrıs ve İrlanda arasında benzerlikler olduğu üzerinde durarak KKTC’nin dünya tarafından tanınmasına destek verdiğine dikkat çekiyor.
Yazar KULOĞLU, Wilson’ın, Politics Home dergisinde, yakın tarihte hem İrlanda hem de Kıbrıs’ta toplumların derin bir şekilde bölündüğünü, dini ve siyasi çizgiler boyunca yoğun mezhepsel şiddetten mustarip olduklarını belirttiğini hatırlatıyor.
Armağan KULOĞLU, Wilson’ın, ‘Kıbrıs adasının her iki tarafında da işleyen demokratik sistemlerin var olduğu ve KKTC’nin BM tarafından tanınmaması için bir nedenin olmadığı üzerinde durmuştur’ diyor.
Wilson’ın yazısında, 1963 yılından bugüne kadar yaşanan gelişmeleri objektif bir şekilde ortaya koyduğunu yazan KULOĞLU, “İrlanda’nın bölünmesini sağlayan Belfast Anlaşması’nı işaret ederek, Uluslararası Adalet Divanı’nın 2010 yılında Kosova’nın bağımsızlığına ilişkin aldığı kararın KKTC’nin talebine yasallık kazandıracağını belirtmiştir. Hatta İngiltere’nin bu süreçte Kıbrıs Türkleri ve Rumlar arasında ara bulucu olması gerektiğini savunmuştur” şeklinde dile getiriyor.
Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı ve Emekli Tümgeneral Armağan KULOĞLU, ‘KKTC’nin tanınması hızlandırılmalı‘ balıklı yazısını şöyle noktalıyor:
“Kıbrıs konusu 1974’te çözülmüş, 1983’te bitmiştir. Zaten ırkı, dili, dini, kültürü, sosyal yapısı, tarihi, hatta hiçbir şeyi birbirine benzemeyen toplumlardan müşterek bir devlet olamayacağı ortadadır. Zoraki evlilik olmaz.
Görüldüğü üzere aktif olunduğunda her alanda tanınmayı destekleyici argümanlar bulmak mümkün olup çıkan fırsatlar iyi değerlendirmeli, yetmiyorsa fırsatlar yaratarak bu konuya önem ve öncelik verilip üzerinde sebatla çalışılmalıdır”.
***
Yazar hakkında
Armağan Kuloğlu biyografisi şöyle:
1965 yılında Kara Harp Okulu’ndan daha sonra sırasıyla Topçu ve Füze Okulu, Kara Havacılık Okulu, Kara Harp Akademisi, Silahlı Kuvvetler Akademisinden mezun olmuştur. Kıbrıs Barış Harekâtına iştirak etmiş ve Liyakat Madalyası ile taltif edilmiştir. Kıbrıs gazisidir. Washington Askeri Ataşeliği yapmıştır.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Gnkur. Bşk. lığı ve MSB.lığında karargah görevlerinde ve komutanlıklarda bulunmuş, harekât konularında çalışmalar icra etmiştir. 1991 yılında Tuğgeneralliğe, 1995 yılında Tümgeneralliğe terfi etmiştir. MSB Müsteşar Yrd.lığı, NATO ve BAB nezdinde Türkiye Milli Silah Direktörlüğü ve Kr. Hvcl. Ok. ve Eğt. Mrk. K. lığı
görevlerinde bulunmuştur. 1999 yılında emekli olmuştur.
1999 yılından itibaren 6 yıl Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’da, 8 yıl Ortadoğu Strtj. Arş. Mrk.(ORSAM)’da akademik çalışmalar yapmıştır. Ayrıca eş zamanlı olarak Genelkurmay Strj. Arş. Mrk.(SAREM)de, Doğu Akdeniz Üniversitesi Strj.Arş.Mrk.(DAÜSAM)’da, Beykent Üniversitesi Strj. Arş. Mrk.(BÜSAM)’da çalışmıştır. TAI Ynt. Krl üyeliği yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi köşe yazarıdır. Dış politika ve güvenlik konularında çalışmalarını sürdürmektedir.