Kızıldeniz krizi küresel ekonomide maliyetleri artırdı
* Kızıldeniz’de Husilerin İsrail’e ait ya da İsrail’e giden gemilere yönelik iki aydan beri süren füze ve insansız hava aracı saldırıları, uluslararası ticarette son yılların en büyük krizini doğurdu.
* Asya’dan Akdeniz’e giden nakliye maliyetleri şimdiden 4 kat arttı. Ancak krizin tırmanması daha geniş ekonomik sonuçlara ilişkin korkuları körüklüyor.
UHA / İnternational News Agency
ABD’nin öncülük ettiği koalisyonun Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik operasyonları ne endişeleri azalttı ne de saldırıları durdurabildi.
Denizcilerin çift maaş talep etmesi ve sigorta oranlarının hızla artması nedeniyle, gemicilik şirketleri normalde dünya deniz ticaretinin yüzde 12’sinin gerçekleştiği güzergahtan uzaklaşıyor.
Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı’na gidip gelen, tekstil ürünlerinden otomobil parçalarına kadar her şeyi taşıyan yüzlerce konteyner gemisi, Ümit Burnu çevresinde seyahat etmek için artık rotalarına iki hafta daha ekliyor.
Alba Wheels Up lojistik uzmanı Vincent Lacopella yaşananları, “Pandemideki son krizden bu yana maliyetlerin bu kadar hızlı arttığını görmedik” şekilinde yorumladı. Geçen yıl Covid-19 etkisinden çıkılmasıyla fiyatlar düşmüş olsa da tedarik zincirlerindeki temel darboğazların çoğu hala nakliyecilerin önünde.
Kargo rezervasyon şirketi Freightos’a göre ise Çin’den Akdeniz’e konteyner nakliyesinin maliyeti kasım ayının sonundan bu yana dört kattan fazla arttı.
Deniz taşımacılığı yapanlar ve petrol taşıyan şirketler, belirsizliğin aylarca veya daha uzun sürmesini bekliyor.
Öte yandan büyük firmalarda bu beklentiye göre adımlarını atmaya başladı.
Küresel otomobil üreticileri Volvo ve Tesla, izin bileşenlerinin Asya’daki tedarikçilerden temin edilememesi nedeniyle Avrupa’daki fabrikalarında üretimin askıya alınacağını duyurdu. İngiliz perakendeciler Tesco ve Marks & Spencer ise daha yüksek maliyet riskini işaret etti.
Dünyanın en büyük 2 numaralı konteyner taşıyıcısı Maersk da geçen hafta aksaklıkların en az birkaç ay süreceği konusunda uyardı. Pek çok şirket hâlâ etkileri hissetmediklerini söylese de, kriz ne kadar uzun sürerse ekonomik etkinin de o kadar geniş olacağı bekleniyor.
Hafife alınan riskler
Peki, Kızıldeniz’deki krizin bu kadar uzun süreceği bekleniyor muydu?
Bugün ortaya çıkan durum, birçok yöneticinin bu riski göz ardı ettiğini ortaya koyuyor. İsrail’in Gazze saldırılarının küresel bir etki yaratmayacağı konusunda genel bir kanı var. Uzmanlara göre, krizin asıl nedeninin Gazze’de yaşananlar olduğu konusunda hala bir duyarsızlık var. Zaten ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki operasyonlarına rağmen kriz aşılabilmiş değil.
Yüksek ENFLASYON riski artıyor
Diğer taraftan yüksek maliyetlerin enflasyonu artırdığına dair henüz bir işaret olmasa da merkez bankaları şimdiden risklere karşı uyarıda bulunuyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, izlediği dört temel risk faktöründen biri olarak “arz darboğazlarının geri gelmesini” belirtti.
Bilindiği üzere düşük su seviyeleri hâlihazırda Panama Kanalı’ndaki akışı yavaşlatıyor ve gemi geçişleri azalıyor.
Çatışmanın arzı kesintiye uğratması durumunda, petrol fiyatlarındaki artışın enflasyon için başka bir risk oluşturması bekleniyor.
Dünyanın en büyük emtia tüccarlarından biri olan Trafigura Group’un baş ekonomisti Saad Rahim, “Şu ana kadar bir petrol tankerinin vurulduğunu görmediğimiz için şanslı olduğumuzu düşünüyorum” yorumunu yapıyor.
Bloomberg Economics ise nakliye maliyetlerinden kaynaklanan yukarı yönlü risklerin merkez bankalarına faiz indirimlerini ertelemek için başka bir neden sunabileceğini söylüyor.
Merkezi ABD’de bulunan yatırım bankası JPMorgan Chase’teki ekonomistler, nakliye sıkıntısı devam ederse, bu yılın ilk yarısında küresel mal enflasyonunda yüzde 0,7 puanlık bir artış öngörüyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis da Kızıldeniz’deki krizin ekonomik etkilerinden endişeli.
“Kızıldeniz’de yaşananların şu ana kadar enerji ve genel ürün fiyatları üzerinde gözle görülür bir etkisi olmadı ancak artan ulaşım fiyatlarının etkisini görüyoruz. Tüketici fiyatları ve genel olarak ABekonomisi üzerindeki etki büyük ölçüde bu krizin uzunluğuna bağlı olacak“
ABD ve Çin rol paylaşacak mı?
Yemen açıklarındaki sularda gerilimin daha da artabileceğine dair işaretler var. Zira ABD ve İngiltere’nin öncülük ettiği koalisyon Husi saldırılarına engel olamıyor.
Koalisyon, ABD Başkanı Joe Biden’ın saldırıların öngörülebilir gelecekte devam edeceği yönündeki uyarısından sonra 25 Husi füze tesisini imha ettiğini söyledi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Jon Finer ise ABC’ye verdiği demeçte, “Caydırıcılık bir elektrik düğmesi değildir” dedi ve şöyle devam etti:
“Zaman içinde çok fazla saldırı yapamayacakları için bu stokları çıkarıyoruz. Bunun oynanması zaman alacak.“
Öte yandan Çin şu ana kadar Kızıldeniz ihtilafından uzak durdu.
Dünyanın en büyük ticaret ülkesi, ham petrolünün yaklaşık yarısını Orta Doğu’dan ithal ediyor ve ABD’den emtiayı da AB’ye ihraç ediyor.
Husiler, Çin ve Rus gemilerini hedef almayacaklarını söyledi.
Washington ihracatının önemli bir kısmını Kızıldeniz rotası üzerinden yapan Pekin’in “uzakta durmasını” istemiyor. Zira, Kızıldeniz’deki istikrardan en fazla yararlanın Çin olduğunu düşünüyor.