İtibarına jilet atan Mesir Macunu! CHP’nin başındaki yönetim meşru mu?

* tv100 yazarı Fuat UĞUR, köşesine taşıdığı “İtibarına jilet atan Mesir Macunu! CHP’nin başındaki yönetim meşru mu?” başlıklı yazısında, “Amerika’da iç savaş çıktı çıkacak” hatırlatmasında bulunuyor…
* Detayı haberimizde!…
UHA / İnternational News Agency
İSTANBUL, 23 NİSAN 2025 – tv100 yazarı Fuat UĞUR, Başkan Donald Trump tüm paradigmaları değiştirirken KÜRESEL ÇETE’nin de Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de dünyada harekete geçtiğine dikkat çekiyor.
Trump karşıtı gösterilerin başladığını hatırlatan yazar UĞUR,” İlginçtir Pikachu’yu orada da görüyoruz. Bir diğer hedef de Donald Trump’la birlikte hareket edecek ülkeleri zayıflatmak. Türkiye o ülkelerin arasında. CHP’nin başındaki yönetim ve çakma Cumhurbaşkanı adayı ile bunu yapmak istiyorlar” diyor.
Fuat UĞUR yazısında, bir yandan da CHP’nin içini dizayn ettiklerini, bunun stratejik bir hamle olduğuna vurgu yapıyor. UĞUR, Çünkü istedikleri adam tutuklu. Yeniden Sözcü gazetesi ve televizyonuna dönen Yılmaz Özdil’e göre CHP yönetimi Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı gözden çıkarmış durumda ve MESİR MACUNU’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmak istiyor” şeklinde yorumluyor.
tv100 yazarı Fuat UĞUR, şunları aktarıyor:
“Mesir Macunu dediği Manisalı Özgür Özel. Ancak Özgür Özel eminim mesir macunundan daha etkili karışımları yapmayı biliyordur İKTİDAR için. Ne de olsa Eczacı değil mi? Nitekim Kayyum korkusuyla organize ettiği olağanüstü kurultayda kendisini seçtirirken yaptığı konuşmaya dikkat. CHP’deki gücünü tahkim etmek için adım adım ilerliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu ile ilgili yargısal sürece Donald Trump ile konuşarak karar verdiğini söylemesinin sebebi de “Cambaza bak” politikası.”
38. KURULTAY’IN İPTALİ VE KAYYUM
Fuat UĞUR yazısında,38. kurultayın iptali ve kayyum konusuna da değiniyor ve “Ama Olağanüstü Kurultay’daki çarşaf listeyle zaten çarşafa dolanmış durumdalar” diyor.
“Hem İstanbul kongresi hem de 38. Kurultay’ın iptali için açılmış üç dava var.” diyen yazar UĞUR, Bu konuda şeffaf ve kamuoyuna açık bir hukuksal süreç işlemekte belirterek, “Eldeki deliller çok güçlü. İsteyen herkes dava süreciyle ilgili belgelere ulaşabiliyor. Tabii CHP avukatları da. Sadece İstanbul il Kongresi değil, açılan davalar sonuçlandığında 38. Kurultay da iptal edilebilir ve tüm delegeler yok hükmünde sayılabilir. Bu da geçen pazar günü yapılan Olağanüstü Kurultay’ın iptalini gündeme getirebilir”
Konuştuğum hukukçulardan biri açıkça şunu söyledi:
“38. Kurultay’ın iptal edilmesi ihtimali o kadar yüksek ki şimdiden CHP’nin başında şu anda gayri meşru bir yönetimin olduğunu söyleyebiliriz”
CHP’nin başına KAYYUM atanmasının eli kulağında denilebilir.
İTİBARINA JİLET ATMA PAHASINA ZIVANADAN ÇIKMAK
Bu yüzden Özel durmuyor ve dozu artırıyor. Tuttu bir de Erdoğan’a ‘CUNTACI’ dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer’den “Bizi yalnız bıraktınız, destek vermediniz, kendimizi terkedilmiş hissediyoruz” sözleriyle merhamet ve himmet dilenen Özgür Özel’in, bu sözleri nedeniyle kendisine “mandacı” denilmesine “cevap” olarak Erdoğan’a “cuntacı” saçmalığıyla saldırdığını anlıyoruz. Oysa Mandacılık CHP’lilere geçmişten kalan miras. Ataları olan İttihatçı Jön Türkler’in, Abdülhamit’ten kendilerini kurtaran Britanya’ya minnetlerini göstermek için İstanbul’a atanan İngiliz büyükelçisini Sirkeci Garı’nda karşılayıp arabasındaki atların yerine kendilerini koştuklarını, adamı onursuzca Tarlabaşı’ndaki elçiliğe kadar taşıdıkları tarih kitaplarında mevcut.
Onursuz bir neslin siyasi mirasçısı olmak zor.
Kendilerini cami önüne terkedilmiş çocuklar gibi hissettikleri aşikâr.
İtibarına jilet atma pahasına, sırf CHP’yi etrafında tahkim edebilmek için Cuntacı gibi tahkir edici sözlerle edep sınırlarını zorluyor, hatta dışına çıkıyor.
Altından koltuğunu çektiği eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da “Diktatör” diyordu. Sonunda Amerikan Newsweek dergisi dayanamadı “DİKTATÖRLER İKİNCİ TURA KALMAZ” diye kapak yaptı.
Joe Biden başkan olmadan önce yaptığı bir basın toplantısında “Erdoğan’ı bu kez darbesiz indireceğiz. Bunun için başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partileriyle iş birliği içinde olacağız ve onların ittifak yapmalarına yardım edeceğiz” demişti.
ZOOM TOPLANTISI, “DEĞİŞİM” VE HANÇER DARBELERİ
Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu kendini aday ilan ettirmek için tam da Joe Biden’ın istediği gibi Altılı Masa’yı organize etmiş ve son derece gürültülü bir kampanya sonucunda yine tarihi yenilgilerinden birini almıştı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında.
Her şey böyle başladı ve şaibeli 38. Kurultay’da iddialara göre dağıtılan akıllı telefonlar, delege yakınlarına sağlanan iş imkanları, pazar günü açtırılan dövizcilerden çantalarla dağıtılan paralarla 8 oy farkıyla genel başkanlığı kaybettirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun altından Genel Başkanlık koltuğu katakulli ile çekiliverdi.
Kılıçdaroğlu bunu hiç unutmadı ve hazmedemedi.
Ne yaptı?
Kendisinin siyaset yapma biçimi malum.
Gerçek düşüncelerini imalarla hissettirmek, açıklaması için sıkıştırılınca da eleştirilerini iktidara yönelterek kaçmak. Kılıçdaroğlu hep arkadan dolandı ve gerçeği sakladı.
Son olarak televizyonlarda “Bu kurultay için şaibeli deniliyorsa cevabı verilmeli yoksa doğru kabul edilir” diye konuştu sanki kendisi orada yokmuş gibi. Ardından “Sırtımdan hançerlediler beni” dedi Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’i kastederek. Son olağanüstü kurultayda aday olacağı söylentilerine karşı Gökhan Zeybek’in “Aday olursa yüzüne tükürürler” hakaretine ise “Ben çalmadım, çalanların yüzüne tükürülür” sözleriyle ağır bir cevap verdi. Herkesin ittifak ettiği üzere sözlerinin muhatabı Ekrem İmamoğlu’ydu.
KILIÇDAROĞLU VE MO ADLI DİZİDEKİ O ŞARKININ MÜTHİŞ SÖZLERİ
Sizlere bir dizi tavsiye edeceğim. Şaşıracaksınız ama Netflix’te. MO adlı antisiyonist bir dizi. Komik, dogmalardan uzak, cesur ve çok tatlı bir hikâye. İsrail işgalinden kaçmış ve ABD’ye göçetmiş bir Filistinli aile; anne ve üç çocuğu 30 yıl sonra ülkelerine, yerleşimcilerin terör estirdiği ata topraklarına dönüyorlar. Kısa adı Mo olan Muhammed ve kardeşi Samir, annesiyle birlikte dayılarının evlerini ziyaret ediyorlar. Hasret giderdikten sonra Muhammed evin çatısında şarkı söyleyen dayısının yanına geliyor ve onu dinliyor. Dayısının şarkısı şöyle başlıyor:
“Hançer darbelerini bir alçak tarafından yönetilmeye yeğlerim.”
İsteyen istediği çıkarımı yapsın bu dizeden.