İsveç’in NATO’da ne işi var?
İsveç, NATO’ya üye olmamak için elinden geleni yapıyor. Bahane olarak da Türkiye’yi gösterme derdinde. Gerçekten NATO’ya üye olmak isteseydi şu yaşananların hiçbiri olmazdı. Türkiye ile doğru düzgün bir uzlaşmaya varırdı. Kuran yakılması gibi provokatif eylemlere yol vermezdi. Aksine İsveç son günlerde uzlaşmamak için elinden geleni yapıyor.
Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi
Neden mi? Çünkü esasen NATO üyeliğini istemiyor. Bunun hem stratejik hem de toplumsal sebepleri var.
İsveç dış politikası, stratejik bir gelenek olan “aktif tarafsızlık” üzerine kuruludur. Bir nevi Amerikan izolasyonculuğu gibi. İşgal tehdidinden uzak, açık denizlere erişimi olan coğrafyası sayesinde İsveç, siyasi ve askeri tarafsızlığını sürdürürken bile uluslararası ticaretin nimetlerinden faydalanabilen bir ülkedir.
Siyasi taraf olmak ve askeri ittifaklara katılmak İsveç için hem gereksiz bir maliyettir hem de faydadan çok zarar getirir. Bu nedenle de İsveç yaklaşık 200 yıldır hiçbir askeri ittifaka üye olmadı.
Sebep olarak gösterilen Ukrayna Savaşı hiç de ikna edici bir gerekçe değil. Soğuk savaş yıllarında bile NATO’ya katılmak zorunda hissetmeyen İsveç, Ukrayna işgal edildi diye NATO’ya katılmaz. Rusya’yla sınırı da yoktur.
Hele Finlandiya, NATO’ya üye olduktan sonra İsveç, NATO korumasını almış durumda. Üye olmadan da korunabilir.
Zaten İsveç’in üyeliğini asıl isteyen ABD. Bunun da iki temel sebebi var.
Birincisi, ABD Arktik bölgesindeki kaynaklara erişim konusunda İsveç’i bir zıplama tahtası olarak kullanmak istiyor.
İkincisi, ABD NATO’yu bir kontrol mekanizması olarak düşünüyor. AB üyesi olup da NATO üyesi olmayan ülke kalmasın istiyor.
Böylece hepsi bir çatı altında ve Amerikan kontrolünde olabilir. ABD’nin Avrupa güvenliğinden anladığı budur.
Gerçi bu şartlar altında NATO gittikçe asıl işlevinden uzaklaşıyor ve içi boşalıyor ama ABD bunu da satın almış vaziyette.
Göreli istikrara sahip Avrupa’yı bir uluslararası ittifak alanı olarak değil bir uluslararası işbirliği alanı olarak görüyor. Yani NATO’yu Rusya’ya karşı bir ittifak olmaktan çok Avrupa’nın kontrolüne yönelik bir yapı olarak kurgulamak istiyor.
Böylece Batı tek bir cephede ve Amerikan şemsiyesi altında kalacak ki, ABD dikkatini başka coğrafyalara çevirebilsin.