enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
06:55 Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılı röportajında (Hollanda’daki Türk kadınının kimliği) 2. bölümü…
00:48 MSB kaynakları: Yunanistan’ın deniz yetki alanları planlaması uluslararası hukuka aykırıdır
00:41 CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı’nın iptaline ilişkin açılan davaya başlandı.
00:41 Doktorlardan, Önder açıklaması: Genel durumu düne göre iyi
00:31 Adalet Bakanı Tunç, Kocaeli’nde “Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ötelendi”…
00:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşacağız…
00:25 İletişim Başkanı Altun’dan İstanbul Havalimanı‘ndaki üçlü pist operasyonuna ilişkin paylaşım
00:22 Devlet Bahçeli: CHP ve yönetimi bitmiş bir hikayenin siyaset ayağıdır
00:12 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sulama amaçlı en büyük tüneli olan Silvan Tüneli’nde Kazı Başlangıç Töreni’ne canlı bağlantıyla katıldı…
00:01 Kocaeli’nde katıldığı Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’da konuşan Adalet Bakanı Tunç, “Yargı, kendi mecrasında yürür”…
22:25 Kitap: “Son Teknoloji Faciası-Zeki Ama Çalışmıyor”…
08:50 “Sınırlarla Yüzleşmek: Beceriler ve Değerler” uluslararası konferans gerçekleşecek…
07:22 (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter Dergi’nin 100. sayısı yayında…
06:59 Merkez Bankası (TCMB) yönetimine bugün yapılacak yılın 3. Faiz kararı öncesinde önemli bir öneride bulundu…
06:52 DSÖ’nün pandemi anlaşması hakkında internette yer alan iddialar doğru mu?
00:54 Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Macaristan ziyaretine soruşturma…
00:44 Rümeysa Öztürk davasında yargıçtan “anayasa krizi” uyarısı…
00:10 Birleşmiş Milletler çatısı altında oluşturulan Kayıp ve Zarar Fonu’ndan (FRLD), 250 milyon dolarlık ilk destek…
00:09 Merz hükümeti dış politikada nasıl bir rota belirledi?…
22:34 TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının Genel Kurul’da okutulmasına tepki gösterdi…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İstikrarın Önemi

İstikrarın Önemi
6 Eylül 2024
11
A+
A-

Birkaç hafta önce Bloomberg, Türkiye’yi G-20 ülkeleri arasında “şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülke” olarak gösterdi. Bu olasılık, ABD’de yüzde 3, Rusya’da yüzde 4 iken, Türkiye’de yüzde 6 olarak belirtildi. Analizin yayınlanmasının ardından, yine daha öncekilerde olduğu gibi, toplumsal fay hatlarını harekete geçirmeyi amaçlayan iç cephede gedik açmaya dönük bir çok girişim devreye sokuldu.

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Birkaç hafta önce  Bloomberg, Türkiye’yi G-20 ülkeleri arasında ” şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülke” olarak gösterdi. Bu olasılık, ABD’de yüzde 3, Rusya’da yüzde 4 iken, Türkiye’de yüzde 6 olarak belirtildi. Analizin yayınlanmasının ardından, yine daha öncekilerde olduğu gibi,  toplumsal  fay hatlarını harekete geçirmeyi amaçlayan  iç cephede gedik açmaya dönük bir çok girişim devreye sokuldu.

TİP milletvekili mecliste provokasyon yaptı. CHP’de genel başkan yardımcılığı yapmış bir milletvekili Cumhurbaşkanına ağır hakaret etti. Bir sokak röportajında  Erdoğan  ve onu destekleyenlere hakaret edildi. CHP hakaret edeni sahiplendi, cesaretlendirdi, ödüllendirdi.  Atatürk  üzerinden yeni bir laik-muhafazakar ayrıştırması yapılmaya çalışıldı.

Bu hadiseler gösterdi ki,  Bloomberg analizi sıradan bir yazı değildi. Daha önce  benzerleri yapılmıştı. Sadece son 22 yılda  buna benzer bir çok beklenti ve temenni  dile getirildi. Toplumsal fay hatlarını  harekete geçirmeye dönük  yol haritaları ortaya kondu.  Kılavuz görevi  görecek  yorumlar yapıldı.  İşaret fişekleri ateşlendi. Bu analizler, operatif yönü ağır  basan, zamanlaması düşünülmüş, siyasi  sonuçlarına dair hedefleri olan yazılardı.

Yakın dönemde Türkiye’de iç karışıklık çıkarmaya dönük her girişim,  farklı  bir yol ve yöntem denenerek yapıldı. Her başarısızlığın ardından yöntem ve içerikler güncellendi. Gezi Parkı şiddet eylemi ile farklı  kimlik grupları arasında  çatışma çıkarma hedeflendi. AK Parti’nin  “İslamcı bir ajandaya” sahip olduğu tezi üzerinden Türkiye  diplomatik  olarak izole edilmeye çalışıldı. 17-25 Aralık yargı ve emniyet darbe girişimi üzerinden  devletin tüm kurumları çökertilmeye çalışıldı.  Ekonomik saldırılarla, devlet ve hükümet diz çökertilmeye çalışıldı.

Hendek ve barikat terörü ile  ülkenin bölünmesi için tüm yollar denendi.  Büyük şehirlerinde bomba patlatılarak  toplumsal kargaşanın ve iç çatışmanın provaları yapıldı. 15 Temmuz’da  ülkenin  lideri öldürülmeye ve  ülke işgal edilmeye çalışıldı.  “İslamcı ajanda” tezi gereken sonucu üretmeyince, ” otoriterlik” ve ” diktatörlük” yaftalamaları  üzerinden Türkiye  tekrar uluslararası düzenden izole edilemeye çalışıldı.

Son günlerde dönen nefret ve ayrıştırma içerikli olayların amacını bir önceki yazıda belirtmiştim. Muhafazakar kesimlerin  özgüvenini kırmak, onlara  sahipsizlik  hissi vererek iktidardan kopmalarını kolaylaştırmak öncelikli hedeflerden…  Ancak esas amaç, ekonomi düzelmeden ve AK Parti yenilenme siyasetini tamamlamadan  erken seçimi zorlamaktır.

Belirsizlik, kaygı, endişe, öfke ve umutsuzluk duygularını yükseltmeye dönük yeni girişimlerle karşı karşıyayız. Son 22 yılda, ülkeyi kaosa sürüklemeye dönük meydan okumalar,  siyasi istikrar sayesinde etkisiz hale getirildi. Bu sınamalarda toplumun büyük bir kısmı, karizmatik liderliğin yani  Erdoğan‘ın etrafında toplandı.

Erdoğan‘ın son konuşmasında dile getirdiği gibi, devlet ve millet bunların hepsinin üstesinden gelmiştir. Çözüm bulunmuştur. Ancak maalesef hepsinin farklı maliyetleri olmuştur. Sosyal, siyasal ve ekonomik etkilerini tekrar toparlamak zaman almıştır. Bir kez daha vurgulamak gerekirse, her yeni kaos ve karışıklık denemesi,  siyaset ve yönetimde istikrar sayesinde etkisiz hale getirilebilmiştir. Değerini bilmek gerekir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.