İsrail’in Refah’a saldırısı ve Mısır’ın meşru endişeleri
Kahire, Gazzelilerin Sina’ya zorla göç ettirilmesini reddediyor.
UHA / İnternational News Agency
UHA Haber’in ‘Şarkul Avsat’a dayandırdığı Amr İMAN’ın haberine göre, İsrail, Gazze’nin güney ucunda, Mısır’ın Sina sınırı yakınında bulunan Refah’taki askeri operasyonlarını genişletmeye hazırlanırken, Gazze Şeridi sınırının Mısır tarafında gerilim artıyor. Mısır, İsrail’in Refah’a yapacağı herhangi bir kara saldırısının, 1979’da İsrail ile imzalanan barış anlaşmasını tehlikeye atabileceği konusunda uyardı.
İsrail tehdidine yanıt olarak Mısır ordusu, çok sayıda tank ve birlik konuşlandırarak Gazze sınırındaki varlığını güçlendiriyor. Mısır, Gazze’den, özellikle de İsrail saldırılarından kaçan Refah sakinlerinden gelebilecek bir göç dalgasını önlemek için daha önce bu sınır boyunca beton ve demirden oluşan bir bariyer inşa etmişti. Bu bize 2008’de binlerce kişinin Sina sınırından geçtiği olayı hatırlatıyor.
Mısır’ın Refah’ta olası bir İsrail kara operasyonuna ilişkin korkuları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İsrail ordusuna böyle bir operasyon için planlar geliştirmesi talimatını vermesinin ardından arttı. Mısırlı bir istihbarat ekibi operasyonu görüşmek üzere Tel Aviv’i ziyaret ederken, İsrailli bir istihbarat grubunun da Mısırlılara operasyonla ilgili güvence vermek üzere Kahire’yi ziyaret ettiği bildirildi.
Kırmızı çizgi
İsrail’in kuzey ve orta kesimlere yönelik saldırılarının ardından evlerinden kaçan Gazze’deki 2,3 milyon insanın büyük çoğunluğu artık Filistin topraklarının güney kesiminde yoğunlaşmış durumda.
Kahire daha önce İsrail’in Gazze’yi Sina’dan ayıran Philadelphia Koridoru’nu kontrol etme isteğine karşı çıkmıştı. İsrail’in Gazze’nin güneyinde planlanan operasyonunun ağır kayıplara yol açabileceği ve yoğun nüfuslu Filistin bölgesine 7 Ekim’den bu yana düzenlenen saldırıların ardından yaşanan kayıpları keskin bir şekilde artırabileceğinden endişe ediliyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi Gazze’den zorla yerinden edilmenin asla geçilemeyecek bir ‘kırmızı çizgi’ olduğunu vurguladı.
Kahire’nin kaygısı, bu tür operasyonların zaten kırılma noktasına ulaşmış olan Güney Gazze sakinlerini Mısır’a doğru kaçmaya itebileceği korkusuyla daha da artıyor. Bu da 2008’de meydana gelen kitlesel göçü, Sina’nın gelecekteki güvenliği ve istikrarına tehdit oluşturan bir senaryoyla yeniden canlandırabilir.
Mısır, İsrail’in Gazze’deki mevcut askerî harekâtının başlamasından bu yana son aylarda bu potansiyel krize karşı defalarca uyarılarda bulundu. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Gazze’den zorla yerinden edilmenin asla geçilemeyecek bir ‘kırmızı çizgi’ olduğunu özellikle vurguladı. Geçen yılın Kasım ayının sonlarında aldığı pozisyonu yineledi.
Mısırlı gözlemciler, Gazze’deki durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini büyük ölçüde etkilediğini söylüyor. Buna göre Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi İbrahim el-Mısri, Al Majalla’ya şunları söyledi: “Mısır’ın güvenliği Gazze’deki durumla güçlü bir şekilde bağlantılı. İsrail, bu güvenliğin tehlikeye maruz bırakılmasının sonuçlarına katlanmaktan sorumlu olacak.”
Devlet hayali küle döndü
Mısır Cumhurbaşkanlığı 9 Şubat’ta, Gazzelileri Sina’ya gönderme girişimlerini reddettiğini doğruladı. Söz konusu girişimlerin başarısızlığa mahkûm olacağını vurgulayarak, 4 Haziran 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulmasına kapıyı açan iki devletli çözümün uygulanmasının gerekliliğini vurguladı.
Mısırlı yetkililer diğer ülkelerdeki mevkidaşlarıyla temaslarını yoğunlaştırıyor. Edinilen bilgilere göre Mısırlı yetkililer, İsrail’in Refah’a saldırmaya devam etmesi durumunda Tel Aviv’le ilişkilerde bir kopuş yaşanabileceği ve bu durum İsrail’le yapılan barış anlaşmasını etkileyebileceği konusunda uyarıda bulundu.
İsrailli yetkililer, ülkelerinin güvenlik açısından baş ağrısı olarak gördükleri Gazze’den kurtulma isteklerini gizlemiyor.
Kahire’nin kendi topraklarının güvenliği konusundaki endişeleri ve İsrail’in sorunlarını kendi aleyhine çözme konusundaki muhalefetinin yanı sıra Mısır, Gazze’de yaşayanların tahliye edilmesinin ardından işgal altındaki Batı Şeria sakinlerinin de sınır dışı edileceğine inanıyor. Mısırlılar bunun Filistin devleti hayalini yok edeceğini düşünüyor.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde araştırmacı İmad Cad, krize dair şu ifadeler kullandı: “Söz konusu senaryo Tel Aviv’de masada, bu da Mısır’ın İsrail’e karşı tavrını net ve güçlü bir şekilde tanımlamasını zorunlu kılıyor. Gerçek şu ki, Filistin devleti hayalini canlı tutmak yalnızca Mısır’ın sorumluluğu değil, aynı zamanda tüm Arapların ve Filistinlilerin de sorumluluğu.”
İsrailli yetkililer, ülkelerinin güvenlik açısından baş ağrısı olan Gazze’den kurtulma isteklerini gizlemiyor ve zaman zaman burada yaşayanların başka ülkelere gitmeye zorlanmasını talep ediyor. Bazen de tampon bölgeyi genişletmek için Filistin topraklarının daraltılması yönünde çağrıda bulunuyor ve Gazze’yi İsrail’den ayırmak istiyorlar.
Dar nokta
Refah, Mısır ile İsrail arasında barut fıçısına benzer kritik bir gerilim noktası haline geldi. Zira her iki ülke de barış anlaşmasını sürdürmeye kararlı görünüyor. Gerçek şu ki, İsrail’in Refah’a yönelik olası işgal planlarına Mısır’ın anında tepkisi, böyle bir tedbirin Mısır’ın uluslararası duruşu üzerindeki etkisi ve Kahire’yi zor duruma sokacağı konusundaki daha derin endişelerden kaynaklanıyor.
İsrail’in Refah’a yönelik kara saldırısının, kentteki yüksek nüfus yoğunluğu ve İsrail’in son aylarda Gazze’nin diğer bölgelerindeki saldırgan askeri taktikleri nedeniyle ciddi can kayıplarına yol açması bekleniyor. İsrail’in Gazze’nin kuzey ve orta bölgelerine yönelik hava saldırıları ve operasyonları halihazırda geniş çaplı yıkıma yol açtı. Saldırılar çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 28 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu. Bu durum, Refah’taki operasyonun da benzer şekilde ciddi insani sonuçlara yol açacağı yönünde beklentilere yol açtı.
Mısır, Gazzelilerin Sina’ya sürülmesine sessiz kalamaz. Zira bu senaryo, topraklarının bu değerli kısmının tamamen kaybedileceğinin habercisidir.
Böyle bir senaryo Mısır için sorunlu ve utanç verici olacaktır. Özellikle de Mısır’ın barış anlaşması yoluyla İsrail’in eylemlerini etkileme potansiyeline sahip olduğu bir dönemde, ülkenin sınırlarının yakınında meydana gelen şiddete karşı kayıtsız kalmasını zorlaştıracaktır. Gazzelilerin içinde bulunduğu kötü duruma ilişkin tepkilerine yönelik eleştirilere zaten duyarlı olan Mısırlı yetkililer, eylemsizlik iddialarını hızla çürüttü. Yardımların Filistin topraklarına girmesine izin vermek için 7 Ekim’den bu yana açık kaldığı söylenen Sina ile Gazze arasındaki sınırdan insani yardımın ulaşmasını kolaylaştırmak için gösterilen çabaları vurguladılar.
Korkulu ve aç Gazzelilerin Sina’ya akın etme potansiyeli, sınır boyunca konuşlanmış Mısır güçleri için karmaşık bir zorluk teşkil ediyor. Mısır ordusu, güvenli alan arayışı içinde Sina’ya kaçan Filistinlilere zarar veren biri olarak görülmemek gibi hassas bir görevle karşı karşıya. Zira onlara zarar vermek, uzun vadede olumsuz sonuçlara yol açabilecek bir hatadır.
Aynı şekilde, Gazze halkının Sina’ya sürülmesi ve bunun sonucunda Mısır topraklarında Filistin yerleşimlerinin kurulması da büyük bir hata olacaktır.
Bilinmeyen sonuçlar
İsrailli subaylar, Refah’ın olası işgalini, Hamas’ı tamamen devre dışı bırakma ve Gazze’deki altyapısını yok etme yönünde kararlı bir adım olarak görüyor. Ancak İsrail’in bu işgali sürdürme konusundaki ısrarı, Mısır’ı, kuzey ve orta bölgelerde meydana gelenlere benzer şekilde Gazze’nin güney kesiminde de İsrail saldırılarının tekrarını görme konusundaki isteksizlik ve İsrail’in kara saldırısı durumunda şüphesiz Sina’ya sığınacak olan yüz binlerce Gazzeli’nin ortadan kaldırılması ikilemi arasında sıkışıp bırakıyor.
Ancak Mısır, Gazzelilerin Sina’ya sürülmesine sessiz kalamaz. Zira bu senaryo, topraklarının bu değerli kısmının tamamen kaybedileceğinin habercisidir. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında Sisi, böyle bir gelişmenin İsrail’le barışı tehlikeye atabileceğini, özellikle de Filistinlilerin Sina’ya yerleştirilmeleri durumunda Mısır topraklarından İsrail’e misilleme amaçlı saldırılar başlatılması halinde barışın tehlikeye girebileceğini doğruladı. Kuşkusuz bu durum çeşitli sonuçlara kapı açacak ve olayların gelecekteki gidişatını belirsizleştirecektir.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.