Her yatırım “insan, iklim ve toplum üzerindeki etkisi nedir?” sorusuyla başlamalı
UHA HABER / Toplum ve çevre için değer yaratma amaçlı yatırımların geliştirilmesi için faaliyet gösteren EYDK, ormanları koruyan bir etki yatırımı örneği olan IFC Orman Tahviline dikkat çekiyor.
(UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘nın haberine göre, geçtiğimiz birkaç yıl, en yüksek getiri gibi tek boyutlu yatırım amaçlarına karşı bir tepki olarak etki yatırımının yükselişine tanık oldu. Etki yatırımı toplum ve çevre için değer katmayı amaçlıyor. Bir diğer deyişle etki yatırımcısı için toplum ve çevre için değer yaratma ve finansal getiriyi eşit derecede önemli görüyor. Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), bir platform görevi görerek Türkiye’de bu tür etki yatırımlarının geliştirilmesini sağlıyor. EYDK’nın işlevleri arasında, bir yandan ülke olarak etki yatırımı konusunda öncelikli alanlarının belirlenmesi, diğer yandan da tüm paydaşların ortak bir dil etrafında birleştirilerek ortak çalışmalar gerçekleştirilmesinin sağlanması yer alıyor.
Etki yatırımlarının en güzel örneklerinden biri: Ormanları koruyan etki yatırımı
Politika geliştirme ve uygulama süreçlerini desteklemek ve karşılıklı fayda sağlayan küresel, bölgesel ve yerel ortaklıklar kurma görevi de gören EYDK, ormanları koruyan bir etki yatırımı örneği olan IFC Orman Tahviline dikkat çekiyor. International Finance Corporation’ın kapsamında ihraç edilen IFC tahvili , türünün ilk örneği, anapara korumalı sabit getirili bir enstrüman.
Bilindiği üzere 2021 yılının temmuz ve ağustos aylarında sadece Manavgat’ta 57 bin hektarlık orman alanı yangın sonucu yitirildi. Ancak ormanların karşılaştığı sorunlar ne yazık ki son zamanlarda dünya gündemine oturan yangınlarla sınırlı kalmıyor. Gezegenimiz her yıl Ankara’nın yüzölçümünün iki katından daha fazla alanı kaplayan ormanını kaybediyor.
Ormansızlaşma, orman arazisindeki ağaçların tamamen ortadan kaldırılması ve o alanın tarım, hayvancılık veya kentsel dönüşüm gibi başka bir amaç için kullanılmasını ifade ediyor. IFC’ye göre, önümüzdeki 10 yıllık dönemde ormansızlaşmanın yarı yarıya azaltılabilmesinin 75 ile 300 milyar dolar arasında mali bir değere denk olacağı tahmin ediliyor.
Orman Bozulması ise, ormanın hala var olduğunu ancak artık sağlıklı olmadığını ifade eder. Bozulmaya uğrayan bir ormanın sağlığı, etrafındaki insanları ve vahşi yaşamı destekleyemeyecek noktaya gelene kadar zayıflamaya devam eder. World Wildlife Fund for Nature’a (WWF) göre, dünyadaki ormanların yüzde 47’sinin 2030 yılına kadar ormansızlaşma veya bozulma riski altında olduğu tahmin ediliyor.
IFC tarafından ilk kez 2016 yılında uygulamaya konan orman tahvili, tahvil sahiplerine karbon kredisi şeklinde kupon ödemeyi amaçlayan bir program olarak tasarlandı. Kuponun REDD+ kriterlerine uyan projeler aracılığıyla ormanların korumasını desteklemesi ve tahvil sahiplerine nakit veya karbon kredileri seçeneği sunması amaçlanıyor. Bu şekilde desteklenen projelerin ormansızlaşmayı azaltması, nesli tükenmekte olan bitki ve hayvanları koruması, belli bölgelerdeki topluluklar için sürdürülebilir ekonomik fırsatlar geliştirmesi bekleniyor. IFC’nin AAA derecesinde bir tahvil ihraççısı olması bu tahvilin yatırımcılar için büyük risk teşkil etmeyen bir yapıya sahip olduğuna işaret ediyor.
Bu tahvillerin yatırımcıları, kupon ödemelerini isterlerse nakit ya da karbon kredisi olarak alabiliyorlar. Yatırımcılar, karbon kredilerini kendi sera gazı emisyonlarını sıfırlamak için kullanabilecekleri gibi, karbon kredisi piyasasında satarak nakite de çevirebiliyorlar. Böylece finansal ve ekolojik hedeflerine dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşabiliyorlar.
Diğer yandan tahvil ihracıyla sistemde toplanan kaynak özel sektörde sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen ormancılık projelerine aktarılıyor ve herkes için bir kazan-kazan durumu yaratılıyor. Karma finansman yöntemiyle kamu kaynaklarının da tahvil sürecinde kullanılabildiği durumlarda, sürdürülebilir ormancılık projelerine aktarılabilecek meblağ ve yaratılan etki de dolayısıyla artıyor.
Etki yatırımı kavramı nasıl ortaya çıktı?
Dünya gündeminde 2015 yılından bu yana ivme kazanan etki yatırımı kavramı Türkiye’de yeni yeni filizleniyor. Ülkemizde etki yatırımı kavramının temelleri, Nisan 2019’da T.C. Dışişleri Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye ofisi tarafından hazırlanmasına karar verilen “Türkiye’de Etki Yatırımı Ekosistemi” adlı raporun tamamlanmasıyla atıldı. Türkiye’de etki yatırımı potansiyeli taşıyan paydaşları haritalayan ve potansiyel ekosistemin ilk analizini içeren bu rapor, Kasım 2019’da T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Özel Sektör Merkezi’nin (UNDP IICPSD) katkılarıyla yayınlandı ve 10. Boğaziçi Zirvesi’nde tanıtıldı. Etki yatırımı konusunda ülkemizde yapılan ilk yayın olan bu rapor, etki yatırımını “yeni bir iş modeli” olarak tanıtırken, ülke olarak bu alanda kapasite geliştirmemizi, sermayeyi etki ekonomisi bağlamında yönlendirmemizi ve dışardan sermaye çekmemizi sağlayacak önemli bir başlangıç noktasıdır.
Bugün uluslararası ortama bakıldığında, etki yatırımı konusunda faaliyet göstermeye hazırlanan birçok ülkede bu denli yol gösterici bir raporun bulunmadığı gözlemleniyor. Söz konusu raporun yayınlanmasını takiben, T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın çağrısı ve Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası’nın ev sahipliğinde Aralık 2019’da düzenlenen ve ilgili tüm paydaşların hazır bulunduğu çalıştay, Türkiye’de etki yatırımı konusunda atılacak adımların belirlenmesi konusunda bir diğer önemli kilometre taşı oldu.
Türkiye’de Etki Yatırım Ekosistemi” çalışmasının bulgularından yola çıkan UNDP IICPSD, son olarak Mart 2021’de yayınladığı “Türkiye için SKA Yatırımcı Haritası” ile etki yatırımcılarına Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına uyumlu 9 öncelikli sektör altında 27 yatırım alanı fırsatlarını göstermeyi amaçlıyor.
EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil, küresel ortamda, yatırımların giderek “etki” odağına evrilmeye başladığını, hatta “etki ekonomisi” kavramının giderek yaygınlaştığını vurgulayarak şöyle dedi: “Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını ilan etmesinden hemen sonra dünya gündemine hızlı bir giriş yapan etki yatırımları, 2015 yılında 15,2 milyar dolarla başlayan potansiyelini bugün 2,3 trilyon dolara çıkarmış durumda. COVID-19 süreci, etki yatırımlarının daha da ivme kazanmasına neden oldu diyebiliriz. Küresel sorunların çözümünde salt özel sektör yatırımı ve/veya sadece kamu bütçesiyle ilerlenemeyeceği artık biliniyor. Bugün artık bir yatırımdan elde edilecek finansal getiriyle birlikte o yatırımın toplum ve çevre üzerinde oluşturacağı katma değerin de ne olacağı soruluyor. Dünyada finans sistemleri ve hukuki düzenlemeler; sosyal ve çevresel etki kriterlerini esas alarak değişmeye, dönüşmeye başladı. EYDK olarak hedefimiz; Türkiye içinde etki yatırımı modelinin savunuculuğunu yaparak kişiler ve kurumlar nezdinde anlaşılmasını sağlamak, kapasite geliştirmek ve Türkiye’nin etki yatırımı konusunda yurt dışına açılan penceresi olmak; bu amaçla etki yatırımının en iyi uygulama örneklerini paylaşıyoruz. Bir kez kaybedildiğinde yerine konması çok güç olan ve sürdürülebilir kalkınma için hayati önem taşıyan doğal kaynaklarımızın korunması için orman tahvilleri gibi örnekler ülkemiz için de uyarlanabilecek bir çözüm yolu olabilir.”
HABER : Sezin BULUM & İstanbul
***
Etki Yatırımı Danışma Kurulu hakkında
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), 30 lider kurumun bir araya gelmesiyle kurulmuştur. EYDK, tüm paydaşları buluşturarak etki yatırımını Türkiye’de ana akım bir yatırım modeli haline getirmeyi amaçlamaktadır. Küresel etki yatırımı ekosistemine Türkiye’nin süratle dahil olması ve bu alanda uluslararası iş birliklerine, modellere ve projelere imza atabilmesi temel hedefidir. EYDK, politika geliştirme ve uygulama süreçlerini desteklemek ve karşılıklı fayda sağlayan küresel, bölgesel ve yerel ortaklıklar kurmak üzere çalışmaktadır. www.eydk.org
[UHA Haber Ajansı, 01 Eylül 2021]