HDP’nin Siyasal Açmazları
SABAH Gazetesi Yazarı ve Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü başkanı Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, Postmodernite’nin kimlikleri kültürel olmaktan çıkarıp siyasallaştırdığından beri farklılığın temelli siyasetin de meşruiyet kazandığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, Sabah Gazetesi’nde kaleme aldığı ‘HDP’nin Siyasal Açmazları‘ başlıklı köşe yazısında, Türk siyasetinde doksanların başında başlayan Kürtçü siyasetin meşrulaşma çabasının zirvesinin 2015 seçimlerinde HDP’nin “Türkiyelileşme” sloganıyla altı milyona yakın oy alması olduğunun altının çizdi.
“Her ne kadar daha önce de gerek bağımsız olarak gerekse diğer partilerin listelerinden Kürtçü siyasetçiler meclise girmiş olsa da ilk kez baraj sorunu yaşamadan ve kendi logosuyla başarılı olunan seçim 2015 Haziran seçimleri olmuştur” diyen Prof. Dr. BEZCİ yazısında, Sol ile yapılan ittifakın özel olarak oy getirmese de Türkiyelileşme sloganının yarattığı meşruiyet halkasının HDP’ye bir takım CHP oylarının da kaymasını sağladığını hatırlattı.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, Türkiyelileşmeden bahsederken bile kazılan hendekler arkasındaki özerklik arayışlarının HDP’nin yeni söyleminin ilk açmazını oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Nitekim 2015 Haziran ve 2015 Kasım seçimleri arasındaki süreçte PKK’nın özyönetim ilan ettiği bölgelerde alan hakimiyetinin büyük oranda sağlanması HDP’nin siyasi desteğini de zayıflatmıştır. Oysa 6-8 Ekim’de Kobani’ye saldıran DEAŞ bahanesiyle başlatılan kanlı protestolarda birçok vatandaşın kaybedilmesine rağmen çözüm süreci askıya alınmamıştı. HDP’nin bir taraftan Türkiyelileşme söylemini kullanırken diğer taraftan siyaseti değil sokağı işaret etmesi bazıları için samimiyetsizliğinin diğerleri için ise iç politik rekabetlerin bir sonucuydu.
PKK’nın şiddetiyle kendi siyaseti arasına mesafe koymakta zorlanan HDP’nin bir diğer açmazı da Kandil’deki savaş baronlarının değişmesi pek mümkün gözükmeyen teröre eğilimli zihinleridir”.
Prof. Dr. BEZCİ, Türkiye’nin verdiği izinle geçiş yapan peşmergeler aracılığıyla Kobani’nin DEAŞ saldırısından kurtarılmasına rağmen sonrasında bölgede oluşan ABD destekli YPG hâkimiyetinin PKK’yı da yeniden teröre yönelttiğini hatırlatarak, “Suriye’nin kuzeyindeki alan hâkimiyetinden kaynaklı özgüveni Türkiye’nin otuz kadar kasaba ve şehrinde kurmaya çalıştıkları özyönetime taşımışlardır. Aynı dönemde Demirtaş, Türkiyelileşme söylemiyle sempati toplamaktaydı. Rekabet mi samimiyetsizlik mi tartışması da bu tutarsızlıktan kaynaklanmaktaydı” dedi.
HDP siyasetinin üçüncü açmazının da değişen sosyolojisiyle alakalı olduğunun altını çizen SABAH Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, HDP’nin 2015 sonrası artık bir bölgesel hareket olmaktan çıkıp Kürtlerin yaşadığı her yerden oy alan bir partiye dönüştüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, “Bu anlamda HDP’yi destekleyen batı kentlerinde yaşayan yeni bir seçmen profili ortaya çıkmıştır. Genç ve şiddeti değil siyaseti önceleyen yeni seçmenler Öcalan’ı değil Demirtaş’ı lider olarak görmekteydi. 2018 seçimleri ve 2019 yerel seçimlerinde daha da netleşen tablo Demirtaş’ın artan siyasal karizmasına işaret etmekteydi. PKK’nın terörü karşısında yalpalayan Demirtaş için seçmenlerdeki bu yeni profil yeni siyasal cesaret de oluşturmuştur” dedi.
HDP’nin bir diğer açmazının da Demirtaş’ta oluşan yeni siyasal cesaretle birlikte geliştiğini hatırlatan Prof. Dr. BEZCİ,2016’dan beri batılı şehirlere uzanamayan PKK terörünün alanda sıkışınca önce Mersin’de sonra da Taksim’de yeniden şiddete sarıldığını dile getirdiğini, Demirtaş’ın ise 2015 sonrası ilk kez bu kadar açıktan terör karşıtı bir duruş sergilediğini ve Kandil’in terör baronlarından uyarısını yediğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, “Hatta hasta babasını ziyareti devlet tarafından kabul edilen Demirtaş’ın ideolojik babası Öcalan ile görüşme isteği PKK vetosuyla HDP tarafından reddedilmiştir. Kandil ile yollarını ayırma konusunda cesur adımlar atmaya çalışan Demirtaş, henüz tavrını ne HDP’ ye ne de Öcalan’a kabul ettirebilmiş değildir. Fakat HDP içi çatallanan yolların da işaretini vermektedir” dedi.
PKK terörü ile arasına mesafe koymakta isteksiz davranan HDP siyasetinin en önemli açmazlarından biri olan terör iltisakının partinin meşruiyetini de zedelediğine vurgu yapan Prof. Dr. BEZCİ yazısında, Partinin yasal durumunu ise yakın zamanda Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasının belirleyeceğini ve Politik olarak meşruiyet zemini zayıflayan HDP’nin yasal güvencelerinin de olası bir kapatma kararı sonucu ortadan kalkabileceğini aktardı..
“Fakat çoğu zaman siyaseti belirleyen yasalar değildir” diyen SABAH Gazetesi Yazarı ve Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü başkanı Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, bu nedenle arkasında sosyal kitlesi diri kalan bir HDP’nin, parti olarak kapatılsa bile son otuz yıldır olduğu gibi yeni bir tabelayla bugünden yarına yeniden doğabileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, “Velev ki geniş bir lider kadrosuna siyasi yasak gelmesi de partinin yeniden doğuşunu engelleyecek gibi görünmemektedir. Türkiye’nin gelişmişliğinden yeterince pay alamadığını düşünen ve hak deyince ilk aklına gelen yaşam ve ifade özgürlüğü olan, kendini önce Müslüman, sonra özgürlükçü ancak en sonda Kürt Milliyetçisi olarak tanımlayan bir seçmen kitlesi halen orada dipdiri durmaktadır. Doğrusu bu seçmen kitlesinin radikal sol ittifakın taşıyıcı gücü olan HDP’ye mahkûm olması da trajiktir” dedi.
HDP’nin hesapsız açmazlarından birinin de sol ve demokratik eşitlikçi söylemine rağmen seçmenlerinin önemli kısmının sığınmacı karşıtlığı olduğunu belirten Prof. Dr. BEZCİ, bir nevi nöbetleşe dışlamacılığın işlediği bu Arap ya da Afganlara yönelik eşitlikçi olmayan hiyerarşik tavır karşısında HDP’nin demokratiklik söyleminin de erimekte olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, Ötekine karşı demokratik olmayan bir tavrın samimiyetinden bahsetmenin oldukça zor olduğunu ve bu nedenle PKK destekli HDP siyasetinin “başka bir Türkiye” yaratmaktan ziyade yenilenmiş bir jakoben Jönkürt hareketi olarak göründüğünü, dahası Jakobenlerden daha uzun süredir amaçları için terörü kullandığının altını çizdi.
SABAH Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ yazısının son bölümünde ise, gelinen noktada siyasal alanın güçlenmesi ve terörün sona ermesi için demokrasiyi sadece Erdoğan düşmanlığı olarak görmeyen, kendi sosyolojisinin tahammülüne sığınmayan onların tasdikini alan bir HDP’ye ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.
Demirtaş’ın bu açığı gördüğü için teröre açıkça mesafe koymaya çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Bünyamin BEZCİ, “Seçmendeki karşılığı güçlü olsa da Osman Baydemir gibi PKK’nın dişlileri arasında sıkışıp kalma ihtimali daha olasıdır. Bu nedenle Türkiye’deki alanını kaybeden PKK’nın Suriye’den devşirdiği güçle de bağları kesilmeden HDP siyasetinin “Türkiyelileşme” ya da “başka bir Türkiye” çağrısına kulak vermek mümkün gözükmemektedir. Nitekim 2015’de bu çağrıya kulak kabartanların önemli kısmı da artık orada değildir” dedi.
Gazeteci * Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 02 Aralık 2022]