Hatay’ın Zor Günleri: “Tekrardan Ayaklanacağız Ama Uzun Zaman Alacak”
Hatay’ın merkez ilçesi Antakya, Kahramanmaraş merkezli depremin en fazla yıkıma neden olduğu yerleşim yeri. Kentin birçok mahallesi harabeye dönmüş durumda. Kentin içinde onlarca iş makinesi enkaz kaldırıyor, yüzlerce kamyon da çıkan hafriyatı döküm alanlarına taşıyor.
Dev bir yıkım şantiyesine dönüşen kentte güvenliği sağlamak için özel harekat polisleri ve jandarma seferber olmuş durumda. Hem çalışmaların güvenli bir şekilde yapılması için uğraşıyorlar hem de depremin ilk günlerinde yağma ve hırsızlık iddialarının kol gezdiği kentte asayiş sorunu çıkmasını önlüyorlar.
Antakya’da gündelik hayat diye bir şey yok. Alışveriş yapılan tek bir dükkan olmadığı gibi şehir içinde alışveriş yapacak pek bir insan da gözükmüyor. Anadolu’daki ilk cami olma özelliğini taşıyan Habib-i Neccar Cami’nin önünden geçen Kurtuluş Caddesi, dünyanın ilk aydınlatılan caddesi olarak biliniyor. Caddenin iki yönünde yıkılmış binaları görünce bir bölümü hala ayakta olan caminin 7,7 büyüklüğündeki depremi hafif atlattığı akla geliyor.
Muhtar Güleryüz: “Mahalle moloz yığınına dönüştü, can kaybımız çok fazla”
Ancak caminin hemen karşısında bulunan Koca Abdi mahallesi o kadar şanslı değil. Çoğu iki ya da üç katlı yığma binalardan oluşan tarihi mahalle neredeyse bütünüyle yok olmuş. Mahallenin muhtarı Mehmet Güleryüz deprem anını hatırladığında göz yaşlarını zorlukla tutuyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Güleryüz, “Can havliyle dışarı çıktık. Dışarı çıktığımızda her tarafı bir toz bulutu kaplamıştı. Meğerse bizim tarihi evlerimiz yerle bir olmuş. İnsanlar bir anda enkaz altına kaldı. Mahalle tamamıyla moloz yığınına dönüştü. Çığlıklar, feryat figan. Elektrik de yok. Yağmur yağıyor. Çaresizlik sardı içimizi. İki kardeşim, dört yeğenim vefat etti. Amcam, amcamın çocukları, kuzenlerim ailecek, teyze çocuklarım sülalemde kayıp sayısı 52. Mahallemde de 4 Türk vatandaşı 6 Suriye vatandaşı vefat etti. Can kaybımız çok. Ama sonra devletimiz geldi sağ olsun” diyor.
Cumhuriyet savcısı mahallede incelemede bulundu
Güleryüz’le konuşmamız esnasında Hatay Cumhuriyet Savcısı yanında inşaat mühendisi, jeoloji mühendisi ve mimardan oluşan bir ekiple mahalleye geliyor.
Savcının yanındaki ekip, delil toplamak ve görüntülemekle görevli yolun gözükmediği sokaklarda taşların, molozların, kiremitlerin üzerlerinde zorlukla yürüyerek mahallede can kayıplarının olduğu evlerin önüne gidip evlerin durumunu belgelediler.
“Barınma ile alakalı sorunlarımız var. Su sıkıntısı da var, sulara güvenemiyoruz”
Yetkililere evleri gösterdikten sonra yanımıza gelen Mehmet Güleryüz, öncelikli ihtiyacın su ve barınma olduğunu söylüyor.
Koca Abdi mahallesi muhtarı, “Yardım geliyor Allah var. Bunun devamını bekliyoruz. Çünkü uzun bir süreç olacak. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘bir yıl’ dedi. Özellikle eski Antakya’daki kültürel varlıklarımız, tescilli yapılarımız yerinde korunacak. Bu nedenle sıkıntımız yok. Barınma ile alakalı sorunlarımız var. Bir an evvel konteynerlerimiz gelirse daha da rahat ereriz diye düşünüyorum. Hijyenik sorunlar var, sağlıkta sorun yaşıyoruz. Kronik hastalarımız var. Devlet hastanelerimiz bölge çalışıyor. Az önce ben de orada tedavi oldum. Su sıkıntısı da var. Sulara güvenemiyoruz. Devamlı su yardımı gelirse iyi olur. Tabii bir de kuru gıda. Önümüz mübarek Ramazan, onlar da gelir” diyor.
“Herkes acısını bile yaşayamayacak şekilde darmadağın oldu”
Koca Abdi mahallesinde kebapçılık yapan Onur Dinç de yalnız işyerini değil ailesiyle birlikte evini kaybetmiş. Günlerdir girmediği sokağa VOA Türkçe ekibi ile giren Dinç, “Ne zaman 5 Şubat gününe dönersiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Bilemiyoruz ama uzun zaman alacak. Çok zor şu an bir şey söylemek için. Herkes acısını bile yaşayamayacak şekilde darmadağın oldu. Evim hala ayakta ama işte görüyorsunuz, içeri girmek mümkün değil. Ben ancak yandaki evden dışarı çıkabildim. Daracık sokaklar. Burası SİT alanı olduğu için dokunmuyorlardı. Evlerde de çok eskiydi. Hepsi yollara yıkıldı. Ama Allah büyük diyoruz. Tekrardan ayaklanacağız.”
Gazeteci* Hilmi HACALOĞLU