Enerji Alanında Kritik Gelişmeler: 2024’ün İlk Yarısına Kısa Bir Bakış
* 2024 yılı Türkiye ve yakın coğrafyası açısından enerji alanında önemli gelişmelerin yaşanmasıyla başladı.
* Önceki yıllardan süregelen bazı olayların 2024 yılının ilk yarısında etkili olmaya devam ettiği görülürken Türkiye’nin hem fosil enerji kaynakları hem de yenilenebilir enerji kaynakları açısından ilerleme kat ettiği bilinmekte.
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Doktora öğrencisi ve Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Enerji Araştırmacısı Büşra Zeynep Özdemir, kaleme aldığı “Enerji Alanında Kritik Gelişmeler: 2024’ün İlk Yarısına Kısa Bir Bakış” başlıklı yorumunda, bölgesindeki en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Türkiye’nin yerli ve milli enerji üretimini artırırken bir yandan da 2053’te Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşmak ve diğer yandan dışa bağımlılığını azaltmak için çalışmalarını sürdürdüğünü, ancak bölgesel ve küresel anlamda kritik gelişmelerin de yaşanmaya devam etiğini açıkladı.
Bölgesindeki en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Türkiye yerli ve milli enerji üretimini artırırken bir yandan 2053’te Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşmak, diğer yandan dışa bağımlılığını azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak bölgesel ve küresel anlamda kritik gelişmeler de yaşanmaya devam ediyor.
Kızıldeniz’de Gerilim Sürüyor
7 Ekim’de İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı yoğun saldırıların ardından İran destekli Husiler Kızıldeniz’de başta ABD olmak üzere İsrail’e destek veren ülkelerin tankerlerine saldırılar düzenlemeye başlamıştı. Ağırlıklı olarak petrol ve doğal gaz taşıyan tankerlerin hedef alındığı saldırılar İsrail’in Gazze’deki saldırılarının Filistin topraklarına yayılarak insanlık dışı bir savaşa dönüşmesiyle devam ediyor. Enerji arz güvenliği için tehdit oluşturan bahse konu saldırılar sigorta şirketlerinin güvence bedellerini artırmasına ve taşımacılık ücretlerinin yükselmesine neden oluyor. Dahası, saldırılar sonucunda tankerlerden petrol ve türevlerinin sızması çevre için önemli bir tehdit oluştururken Kızıldeniz’e alternatif rotaları izleyen gemiler için de petrol talebinde artış anlamına geliyor. Savaşın ve Husi saldırılarının devam etmesi durumunda 2024’ün ikinci yarısında ve 2025 yılında petrol piyasalarının Kızıldeniz’deki gerilim dolayısıyla kırılganlığını koruyacağı tahmin ediliyor.
OPEC+ Petrol Üretimini Kısmaya Devam Ediyor
OPEC üyesi ülkelere aralarında Rusya, Azerbaycan, Kazakistan’ın da bulunduğu 10 ülkenin katılmasıyla 2016 yılında kurulan OPEC+ ittifakı küresel petrol üretiminin yaklaşık yüzde 45’ini kontrol ediyor. Kurulduğu tarihten bu yana petrol üretimini artırma ve azaltma kararları alarak küresel petrol fiyatlarını arzu ettikleri seviyelerde tutmayı hedefleyen ittifak bir süredir uyguladığı petrol üretimini kısma kararını 2024’ün ilk yarısında da tekrarladı. Petrol talebinin beklenenden daha sınırlı ölçüde artmasına ek olarak en büyük petrol üreticisi ülke olan ABD’nin petrol üretimini artırması ve dünya genelinde artan faiz oranları üretimi kısma kararının sürdürülmesine etkili oldu. Mevcut durumda küresel talebin yaklaşık yüzde 6’sına karşılık gelen bir kesinti uygulayan ittifakın dünya petrol üretimindeki payının yüzde 40 seviyelerine gerileyebileceği düşünülüyor.
AB’de Rus Gazına Yaptırım Teklifi İlk Kez Masada
24 Şubat 2024’te Rusya-Ukrayna Savaşı ikinci yılını doldururken AB üyesi ülkelerin Rus sıvılaştırılmış doğal gazına (LNG) olan talepleri sürdü. Öyle ki üye ülkelerin fiyat avantajı ve uzun dönemli kontratları dolayısıyla tercih ettiği Rusya’dan ithal edilen LNG’nin miktarı 2024’ün ilk çeyreğinde 2021 yılbaşından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Son verilere göre ise yılın ilk 5 ayında ithal edilen Rus LNG’si 9.684 milyon metreküp olarak kayıtlara geçti. Bu sayı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 17,5 daha fazla. Dahası, savaş öncesi dönemde AB üyesi ülkelerin Rusya’dan daha az LNG ithal ettiği de biliniyor.
Savaşın ardından kömür ve petrolden farklı olarak Rus gazına yaptırım uygulama kararı alamayan AB, Mayıs ayında Komisyon’un teklifi üzerine LNG yaptırımlarını görüşmeye başladı. Ancak teklif Rus LNG’sinin AB üyesi ülkelerce ithal edilmesini yasaklamayı değil, gazın ülkelerce yeniden ihraç edilmesini ve AB menşeili şirketlerin Rusya’daki LNG projelerinde yer almasını engellemeyi hedefliyordu. Rusya’dan çıkan LNG tankerleri Asya pazarlarına ulaşmak için Belçika, Fransa ve İspanya limanlarını kullanırken bu rotayı tercih etmemeleri halinde Arktik rotasını izlemeleri gerekiyor. Ancak Arktik hem mesafe uzunluğu hem de zorlu koşulları nedeniyle daha maliyetli. Teklif edilen yaptırımla Kremlin’in LNG ticaretinden elde ettiği toplam gelirin dörtte bir oranında, yaklaşık 2 milyar Euro, azaltılması planlanmıştı. Buna karşılık 14 Haziran tarihinde oylanan teklif Almanya’nın veto etmesi sonucunda engellendi. Kararın AB merkezli diğer şirketlerin de Moskova ile ticaret yapmasının engellenmesine yol açabileceğinden endişe eden Almanya bu sayede hali hazırda artan enerji fiyatları dolayısıyla zor durumda olan sanayicisini korumayı hedefliyor.
Türkiye’de Yerli Enerji Üretimi Artıyor
2024 yılı Türkiye açısından yerli enerji kaynaklarından enerji üretiminin artırıldığı bir yıl olarak başladı. 2023 Eylül ayında üretime başlayan Sakarya Gaz Sahası’nda doğal gaz üretimi artarak devam etti. Bu sayede yurtiçi toplam doğal gaz üretimi yılın ilk ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 200 artarak 38,6 milyon metreküpten 115,8 milyon metreküpe ulaştı. Artış trendi takip eden 2 ayda da sürerken, Şubat ayı üretimi 121,7 milyon metreküpe, Mart ayı yurtiçi toplam doğal gaz üretimi ise 157,8 milyon metreküpe yükseldi. Haziran başında paylaşılan verilere göre de yalnızca Sakarya Gaz Sahası’ndan üretilen doğal gaz miktarı 5,1 milyon metreküpün üzerine çıktı. Bahse konu miktar 2 milyon hanenin doğal gaz talebini karşılayabilecek büyüklükte.
Üretimin arttığı bir diğer önemli alan ise petroldür. Büyük ölçüde Şırnak’ta yer alan Gabar Sahası’nda üretilen petrolün artırılması belirleyicidir. Zira 2023 yılsonunda 30 bin varile ulaşan Gabar’daki petrol üretimi Mayıs ayında 42,500 varile ulaştı. Haziran ayında 50 bin varile ulaşılması hedeflenen sahada 2024 yılsonu üretim hedefi ise 100 bin varil. Bu sayede yalnızca Gabar Sahası’ndan üretilecek petrol ile ulusal talebin yaklaşık yüzde 10’unun karşılanabilmesi hedeflenmektedir.
Artan enerji üretimi fosil yakıtlarla sınırlı kalmamış, yenilenebilir kaynaklardan elektrik enerjisi üretimi ve yenilenebilir enerji kurulu gücü de artış göstermiştir. TEİAŞ verilerine göre yılın ilk 4 ayında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 39 artışla 41.123 GWh’ten 57.046 GWh’e yükseldi. EPDK verilerine göre ise Mart ayı sonunda toplam kurulu güç 107.959 MW’a ulaştı. Söz konusu kurulu gücün yüzde 29,6’sı hidroelektrik, yüzde 11,7’si güneş, yüzde 11,2’si rüzgar, yüzde 1,6’sı jeotermal kaynaklara dayalı santrallerden oluşmaktadır.
Yılın ilk çeyreği Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi santralini (GES) kurulu gücüne eklemesi dolayısıyla da önemlidir. İlk yüzer GES santrali Mart ayında Elazığ’da yer alan Keban Baraj Gölü’ne kuruldu. 1MW kurulu güce sahip santral Haziran ayı itibariyle tam kapasite üretime başladı. Ülke genelinde toplam 80 bin MW yüzer GES potansiyeli olduğu düşünülürken 2053’de Net Sıfır Emisyon hedefi kapsamında kısa sürede yüzer GES projelerinin sayısının artırılması beklenmektedir.
***
Yazar hakkında