“Dram ve gerilimin beklendiği son NATO zirvesinden başarıyla çıkıldı’’
Düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) Avrupa ve Ortadoğu politikaları uzmanları son NATO zirvesinde Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yakma kararını ve AB’ye üyelik talebini yeniden gündeme getirmesini değerlendirdi.
Uluslararası Haber Ajansı (UHA)’nın ‘VOA’ kaynaklı Can KAMİLOĞLU’nun haberine göre, Ortadoğu politikaları uzmanı Steven A. Cook, İsveç’te Kuran’ın yakılmasının ardından zirvede gerilim yaşanacağı görüşünün hakim olduğunu, herkesin sonunda bir dramın yaşanacağı öngördüğünü ancak Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine uzun bir süredir karşı tavrının bir anda sona ermesiyle birlikte zirveden başarıyla çıkıldığını ifade etti.
Cook, uzun bir süredir kıdemli uzmanların da görüşlerinin bu yönde olduğunu ancak Türkiye’nin hem kendi iç dinamiklerine hem de dünyaya NATO için ne kadar önemli olduğunu göstermek için bu adımı attığını kaydetti.
“Erdoğan Türkiye’nin NATO için ne kadar önemli olduğunu göstermek istedi’’
Cook, ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin NATO için ne kadar önemli olduğunu, NATO içini nasıl etkileyebileceğini Türk kamuoyuna göstermesinin kendisi için önemli olacağı düşündü. Türkiye’nin bağımsız bir aktör olduğunu ve aslında bağımsız bir dış politika izlediğini göstermek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ana amacı oldu. Erdoğan, NATO’nun güneydoğu kanadında yakın bir stratejik ülke olmanın dışında özellikle Türkiye’nin ABD’den bağımsız olduğunu da hem içeriye hem de dışarıya göstermek istiyordu’’ dedi.
“Biden’la yapılan konuşmada AB vurgusu herkes için sürpriz oldu’’
Cook, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirve öncesinde ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı konuşmanın herkes için bir sürpriz olduğunu belirterek, “Sürpriz olan şey, zirve öncesi Başkan Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde Avrupa Birliği üyeliği konusunu gündeme getirmesiydi. NATO üyelerinden Türkiye’nin üyeliğine ilişkin net bir açıklama beklemesi Başkan Biden dahil herkes için sürpriz oldu. Bu aslında Erdoğan’ın Avrupa Birliği ve NATO için Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu gösterme stratejisinin bir parçasıydı’’ dedi.
”F 16’ların satışına onay almak için sadece İsveç hamlesi yetmez’’
Cook, Türkiye’nin İsveç hamlesini kısmen F-16′ lar için yaptığını belirterek, ’’Türkiye’nin ABD Kongresi’nden F 16’lar için onay alması için İsveç kararı gerekliydi ama tek başına bu yeterli değil. Türkiye’nin bu F 16’ları nasıl kullanacağı ve bu uçakları Yunan hava sahasını ihlal etmek için kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin bazı koşullar olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan F 16’ları istiyorsa bu şartları kabul etmek zorunda kalacak. Ege’de Yunan hava sahasını rutin olarak ihlal eden Türkiye’nin Şubat depreminden bu yana bu ihlallerden kaçındığını belirtmeliyim. Herhangi bir ihlal olmadı. Bu, depremden sonra Yunanlılar’ın Türkler’e çok önemli yardım teklif etmesinden sonra önemli düzeyde iyi niyetler geliştirildi. Ancak Ege’deki sorunlar çözülmedi’’ dedi.
Başkan Biden NATO zirvesinde amacına ulaştı
Avrupa Birliği ve dış ilişkiler uzmanı Matthias Matthijs, Başkan Biden’ın Vilnius’taki NATO zirvesine gitmesinin temel amacının transatlantik birliğini korumak ve güçlendirmek olduğunu, İsveç konusunda ise beklentilerin oldukça düşük olduğunu belirterek, ’’Bu zirve şu anda sona yaklaştığına göre, Başkan Biden’ın amacını başardığını söyleyebiliriz. İsveç’in üyeliği söz konusu olduğunda beklentiler oldukça düşüktü. Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir devam eden ‘veto etme’ tavrından geri adım attı’’ dedi.
Matthijs, Türkiye ve AB’nin tarihinin uzun olduğunu belirterek, “İlk kez 1959’da Avrupa’da olma ilgilerini dile getirdiler. Avrupa Ekonomik Birliği’ne (EEC) aday olmak için başvurdular 1987’de. 1999’da aday oldular. 2005 yılında müzakerelere başladılar. Ancak müzakerelerdeki bu fasılların çoğu basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, idam cezası gibi şeylere takılıp kaldıkça uzayıp gitti’’ değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci* Can KAMİLOĞLU, VOA