Doç. Dr. Nebi Miş “AK Parti Hem İç Hem De Küresel Konjonktürü ve Değişimleri İyi Okuyor, Siyasetini Buna Göre Güncelleyebiliyor”
AK Parti’ye 20 yıllık iktidarı getiren çalışmayı ve 70 yıldır tek başına iktidar olamayan CHP’yi, vesayet tartışmalarının bu seçim ile yeniden ortaya çıkma ihtimalini ve kamuoyu araştırma şirketlerinin nasıl işlediklerini SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş anlattı.
TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’dan Ataner YÜCE’nin Kriter Dergisine dayandırdığı haberine göre, Bursa Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’nin, “Türkiye’de şu anda yaklaşık 120 tane siyasi parti var aktif durumda. 5-6 tanesini dışarıda bırakacak olursak çoğu bilinmiyor ve yine 5-6 tanesinin dışındakilerin toplam oyu neredeyse yüzde 1’in altında. Genel çerçeveden baktığımızda Türkiye’de siyasi partiler neden varlar, beklentiler nedir bu siyasi partilerden? Halk nezdinde nasıl bir karşılık buluyorlar?” sorusunu Doç. Dr. Nebi Miş cevapladı.
Doç. Dr. Nebi Miş, öncelikle bir çerçeve çizerek konuşmasına şöyle başladı:
“Türkiye’de siyasal partiler bilindiği gibi İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde kurulmaya başlanmış, çok partili hayata da Cumhuriyet öncesinde geçilmişti. Tekrar çok partili hayata geçiş 1946’da başladı. 14 Mayıs 1950’den sonra yani demokrasiye geçilmesinden itibaren siyasetin hem sağında hem solunda hem merkezinde çok farklı partiler kuruldu. Türkiye siyaseti darbelerle birçok kez kesintiye uğramasına rağmen çok partili hayatta sürekli bir canlılık gözlendi. Siyasi parti sayılarını genellikle sisteme etki eden partiler üzerinden değerlendirmemiz lazım. Yani bugün açısından baktığımızda 120’nin üzerinde parti ismi var ama seçimlere girebilecek yeterliliğe sahip parti sayısı 20 civarında şu an için. Mesela 2018 seçimlerinde 8 parti yarışmıştı. Baktığımız zaman Türkiye’de sisteme etki eden partiler irili-ufaklı 8-10 civarında. Bugün parlamentoda yine baktığımızda 1 ila 288 arasında değişken milletvekiline sahip parti sayısı ise 13. Yani bugün 13 farklı parti isimi TBMM’de temsil ediliyor” dedi.
ARTAN PARTİLER TEK TİPLEŞMEYİ, O DA KİMLİKSİZLEŞMEYİ GETİRİYOR
“Peki niye hem son dönemde hem de Türkiye siyasal hayatında bu kadar parti kuruluyor?” diyen SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş, “son dönemde daha fazla parti kurulduğunu; örneğin 2020’de Türkiye’de 26 parti kurulduğunu herhalde birçok insan bilmez” şeklinde konuştu.
“Bunun nedeni ise şu: 2018’de başkanlık sistemine geçilmesinden itibaren küçük partiler ittifak siyasetinin, ittifak değişikliğinin etkisinden yararlanarak pazarlık siyaseti ile var olabileceklerini varsaydılar” diyen Doç. Dr. Nebi Miş, şunları söyledi:
“Hem ana partiden ayrılanların kurduğu partiler hem de dışarıdan kurulan partiler şöyle düşündü: Sistemde biz, sadece çok az oy alsak bile yüzde 50+1 ile seçim sisteminde ve başkanlık seçimlerinde pazarlık siyasetine başvurarak politikada var olabiliriz. Partilerin sayısının artması, ittifak siyasetinin bir sonucuydu. Burada ittifak siyasetinde kilit parti konumuna gelerek pazarlık siyaseti üzerinden en azından söz konusu partinin başkanının parlamentoya girebilme imkanı vardı… Ama bu kadar çok partinin olması Türk siyasetini nasıl etkiler derseniz, ilk söyleyeceğim şey şudur; bir defa tek tipleşen partiler sorunu ortaya çıkıyor. Tek tipleşme dediğimiz şey de aslında kimliksizleşme. DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti, İYİ Parti gibi partilere baktığınızda aralarında kuşkusuz fark var ama Saadet Partisi ile Gelecek Partisi’nin, Yeniden Refah Partisi ile Saadet Partisi’nin arasında vizyon olarak, kimlik olarak, söylem olarak ne fark var? Aslında çok da bir fark yok. Bu siyasette tek tipleşmeyi getiriyor” dedi.
“Bugün bir masa etrafında bir araya gelen altı partinin Türkiye’nin sahici meselelerine ilişkin pozisyonlarının ne olduğunu seçmenin bilmediğini söyleyen Doç. Dr. Nebi Miş, “Siyasal alanda, örneğin sisteme etki eden 20 partinin olması, 10 partinin olması, 100 tane parti isminin sistemde olması, demokrasinin kalitesi açısından, işte bu kadar parti var, bu iyidir anlamına gelmiyor. Önemli olan siyasi alanının rekabet edilebilir bir düzeyde yürümesi ve siyasal alanın değer üretmesidir. Sistemde birbirine benzeyen, kimliksizleşen onlarca partinin olması, demokrasinin gelişmesinden daha çok siyasi alanı istikrarsızlaştırır” şeklinde konuştu. (devam edecek)
Gazeteci * Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 18 Aralık 2022]