ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:32 Doğal akışı değiştirilen ‘Dilkaya Deltası’ yok oluyor
09:35 Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) Kasım’da yüzde 3,19 ’luk artışla 3,3 milyar dolarlık ihracat…
09:19 Pençe operasyonlarıyla 2 bin 202 bölücü terör örgütü etkisiz hale getirildi
08:58 “Xodus” Elon Musk’ı Yıpratabilir mi?
08:43 Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı: Trump 2.0 | Dünyayı Ne Bekliyor?
08:23 Güvenli altyapı ve kesintisiz hizmetin adresi: Simpra
07:05 Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen’in katili Monte Melkonian’ın ‘Asala’ terörist kimliği…
07:02 Barikatlı Siyasi Eylemin Kime Ne Faydası Var?
06:31 Uluslararası Hukuk Açısından Kudüs’ün Statüsü
06:09 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Savunma sanayiinde dönüşüm devrim niteliğinde”
06:03 Turgut Özal Vakfı Başkan Vekili Semih Narlı, “Kürt sorununun çözümüne yönelik atılan tüm adımları destekiyoruz”
00:46 Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 12 terörist etkisiz hale getirildi
00:32 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Temiz su kaynaklarına erişim beka meselesidir”
00:28 Nesin Vakfı İyilik Peşinde Koşuyor!
00:22 İletişim Başkanı Altun’dan “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” mesajı
00:14 Bakan Fidan’dan NATO’da diplomasi trafiği
00:09 5 soruda Suriye’de yaşanan gelişmeler
00:07 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü
00:04 Kocaeli Kartepe Belediyesi’nden çocuklara tiyatro gösterisi
19:32 Nizip Ticaret Odası Heyeti, Bakü Büyükelçiliği’ni Ziyaret Etti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Cumhurbaşkanı Erdoğan: BRICS ve ASEAN’da yer almamız, bölgelerin aritmetiğini değiştirecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan: BRICS ve ASEAN’da yer almamız, bölgelerin aritmetiğini değiştirecek
26 Eylül 2024
10
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “BRICS ve ASEAN’da yer almamız, buralarda görünmemiz, inanıyorum ki bölgelerin aritmetiğini de değiştirecek. BRICS ve ASEAN bizim için özellikle ekonomik iş birliklerimizi geliştirmek için fırsatlar barındıran yapılar. Bu yapıların içinde yer almak NATO’dan vazgeçmek anlamına da gelmiyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere gittiği ABD’de yoğun temaslarda bulundu.

Erdoğan, New York’ta bulunan Türkevi’nde gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: BRICS ve ASEAN’da yer almamız, bölgelerin aritmetiğini değiştirecek

“BRICS ve ASEAN içinde yer almak NATO’dan vazgeçmek anlamına gelmiyor”

Erdoğan, “BRICS’e üye olmak noktasında olumlu ya da olumsuz gördüğünüz öngörüleriniz nelerdir?” sorusunu şu şekilde yanıtladı:

Her şeyden önce bizim BRICS ve ASEAN’da yer almamız, buralarda görünmemiz, inanıyorum ki bölgelerin aritmetiğini de değiştirecek. Çok daha farklı bir yapının inşasına vesile olacak. Orta Asya, Rusya, Baltık bölgesi ya da Uzak Doğu ile ilişkilerimiz kadar Kıta Avrupası ve Amerika ile de bağlarımızın bulunduğunu bir kenara koyamayız. Aynı şekilde Arap coğrafyası ve Körfez ülkeleriyle köklü bir geçmişimiz bulunurken Afrika ile de yakın ilişkilerimiz mevcut. Netice itibarıyla bulunduğumuz coğrafya ve binlerce yıllık geçmişimiz bizi böylesine çeşitli bir ortaklık mimarisi oluşturmak için teşvik ediyor. Biz bir NATO ülkesiyiz diye Türk dünyası ve İslam dünyası ile bağlantımızı kopartamayız. BRICS ve ASEAN bizim için özellikle ekonomik iş birliklerimizi geliştirmek için fırsatlar barındıran yapılar. Bu yapıların içinde yer almak NATO’dan vazgeçmek anlamına da gelmiyor. Bu ittifak ve iş birliklerinin, özellikle birbirinin alternatifi olduğunu düşünmüyoruz. Bugünün dünyasında bazı uluslararası gerilimler olsa da soğuk savaş dönemi çok geride kaldı. Bize “BRICS’e ya da başka bir yapıya girmeyin” diyenlere baktığınızda yıllardır parçası olmak için çalıştığımız Avrupa Birliği’nin kapısında bizi yıllarca bekletenlerle aynı kişiler. Biz bunlara bakarak asla geleceğimizi belirleyemeyiz.

ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefi

Erdoğan, Amerikalı girişimcilere Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını anlattıklarını belirterek, “Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemine dair yol haritasını kendileriyle paylaştık. Amerika son iki senedir en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. İkili ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştı. Toplam 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize iyi bir planlamayla ulaşabileceğimize inanıyoruz” dedi.

BM Genel Kurulu’nun teması: Hiç kimseyi geride bırakmamak

Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya ilişkin şunları aktardı:

Bu yılki Genel Kurul genel görüşmeleri ‘Hiç kimseyi geride bırakmamak’ temasıyla yapıldı. İnsanlığı güvenli ve müreffeh bir geleceğe kavuşturmak için atılması gereken adımlara değindim. Küresel barış ve güvenliğin korunması açısından önem taşıyan temel meselelere dair görüşlerimizi paylaştım. Gazze özelinde mevcut uluslararası sistemin ve kurumların asli görevlerini yerine getirme noktasında sınıfta kaldıklarını bir kez daha açıkça ifade ettim. İnsanlığın, mazlumların sesine kulak veren çok daha adil bir dünyada yaşamasının mümkün olduğuna işaret ettim.” 

“Dünya sessiz kaldıkça ve Batılı ülkeler İsrail yönetimine destek verdikçe, bu katliamlar maalesef devam edecek”

Çok sayıda ikili görüşme gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan isimleri ve konu başlıklarını da açıkladı:

İran, Sırbistan, Ukrayna, Maldivler Cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile bir araya geldik. Görüşmelerimizde ikili iş birliği konularımız ile bölgemizdeki krizleri detaylıca ele aldık. Gazze’de kötüleşen insani krizin üzerinde özellikle durdum. Yaklaşan kış mevsimi öncesinde Filistin’e yönelik yardımları mutlaka artırmamız gerektiğini, bunun için iş birliği içinde çalışmamız, İsrail üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmamız gerektiğini tüm görüşmelerimde muhataplarıma ifade ettim. İsrail tam da bizim aylardır uyardığımız şekilde Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yola başvuruyor. Lübnan’a yönelik saldırılar bunun en son örneği oldu. Son bir haftada 600’ün üzerinde Lübnanlı katledildi. Dünya sessiz kaldıkça ve Batılı ülkeler İsrail yönetimine silah desteği verdikçe, bu katliamlar maalesef devam edecek. Görüşmelerimizde bu tehlikeye dikkat çektik. Son derece yoğun ve verimli bir diplomasi trafiğiyle 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu değerlendirmeye çalıştık.

“BMGK ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu durum BM tarihine kara leke olarak geçer”

Erdoğan, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanırken Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılması ve konuşma yapmasını şu sözlerle değerlendirdi:

Filistin’de soykırım yapmış bir suçlunun Birleşmiş Milletler çatısı altında yer alabilmesi gerçekten bir utanç vesilesidir. Bu, vahşice katledilen bebeklerin, çocukların, annelerin, babaların Birleşmiş Milletler görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatıralarına ihanettir. Dün, bizim Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmamızın akabinde İsrail delegasyonunun tavırlarına dikkat ettiyseniz, çok garip bir tavır içindeydiler. Çünkü kendilerini savunacak halleri yok. Bu nedenle biz herkesi tarihin doğru tarafında durmaya çağırdık ve çağırıyoruz. Mazlumla zalimi, katille maktulü ayıramayan ve her birine hak ettiği muameleyi yapamayan bir düzen, çürümeye yüz tutmuş demektir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum Birleşmiş Milletler tarihine bir kara leke olarak geçer. İsrail, Birleşmiş Milletler kararlarına zerre saygısı olmayan, Birleşmiş Milletler’in ilkelerini defalarca çiğnemiş bir devlettir. Böyle bir devlete gereken dersi yazılı ve görsel materyallerle vermek, inanıyorum ki en önemli görevdir.

“BM işlevselliğini yitirmiş durumdadır”

Erdoğan, “Birleşmiş Milletler’in reform yapması ve yapısını değiştirmesi gerektiğini 2005 yılında vurgulamıştınız. Aradan geçen 20 yılda Birleşmiş Milletlerin dünyanın adaletini ve barışını tesis edemediği bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Gelinen bu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi:

Birleşmiş Milletler, savaşları önleme misyonunu yerine getiremeyen, kimseye söz dinletemeyen, kendi görevlilerini dahi koruyamayan ve onları öldüren İsrail’den hesap soramayan bir pozisyondadır. Nitekim dün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Gueterres ile yaptığımız görüşmede bana kayıp rakamını verince gerçekten çok şaşırdım. Ciddi sayıda Birleşmiş Milletler görevlisi şu anda İsrail’in katliamlarına kurban gitti. Birleşmiş Milletler, güçlünün haklı olduğu bir düzene bekçilik yapan bir yapıya dönüşmüş ve işlevselliğini yitirmiş durumdadır. Mevcut düzende Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin dokunulmaz beş üyesi, istediğini acımasızca yapabiliyor. Zaten geçici üyelerin herhangi bir fonksiyonu yok. Konseye geçici üye olarak alınan devletler orada idare ediliyorlar. Peki bu daimi üyeler nerelerden? Asya, Avrupa, Amerika… Dini noktada da dünyada Müslüman ülkelerin sayısı belli, ama Müslüman ülkelerden hiçbiri daimi üyeler arasında yer almıyor. Şimdi Afrika daimi üyelik istiyor. Peki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Afrikalıya yer var mı, yok. Japonya üyelik istiyor mu, istiyor. Peki yer var mı, yok. Avrupa’dan Almanya istiyor. Almanya’ya da yer yok. Türkiye olarak biz de istiyoruz. Bize de yer yok. Niye? Türkiye olarak biz, Almanya, Japonya burada istediğini alamayan ülkeler konumunda. Biz haklı talebimize devam edeceğiz. Sayın Guterres de yaptığımız görüşmede bize hak verdi ama bu hakkı teslim etmek gibi bir güçleri, bir imkanları da yok.

“İsrail, bölgemizdeki halkların yaşamlarını kabusa çevirmeyi de göze almış gibi görünüyor”

Erdoğan, İsrail’in Gazze’den sonra Lübnan’a da saldırı başlatmasıyla ilgili şu tepkiyi gösterdi:

Her şeyden önce burada çok ciddi bir travma yaşanıyor. Bugün Lübnan’ın güneyinin tahliyesini izledim. Çok acımasız bir tablo var. Herkes at arabalarında ve çoluk çocuk bölgeyi boşaltıyorlar. Hakikaten canımız yanıyor. Bu kadar acımasız, bu kadar korkunç bir tabloyla bölgemiz karşı karşıya. 6 milyon nüfusu olan Lübnan’dan söz ediyoruz. Bu insanlar nereye, nasıl kaçacaklar? Oralarda nasıl yaşam sürdürecekler? Lübnan, rahmetli Refik Hariri’nin döneminde bir başka Lübnan’dı. Çok daha zengindi, güçlüydü. Ama şu anda artık o Lübnan kalmadı. Şimdi Lübnan’ın yeniden kendine gelmesi için onlara imkanlar sağlayacağız, bu durumu yeniden nasıl aslına dönüştüreceğiz onu düşüneceğiz? Temennimiz odur ki Lübnan bir an önce bu travmayı atlatsın. Lübnan’ın durumu çok kötü. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Diğer taraftan İsrail bir rüya görüyor, o rüyasını gerçekleştirmek için bölgemizdeki halkların yaşamlarını kabusa çevirmeyi de göze almış gibi görünüyor. Zamanında Hitler de bir rüya görmüştü ve o da çeşitli milletlere mensup halklara kabus yaşatmıştı. Neticede gördüklerinin bir rüya olduğunu net bir şekilde anladı. Er ya da geç günümüzün Hitleri Netanyahu da bu gerçekle yüz yüze gelecek. Herkesin bir planı var ama biz inanıyoruz ki Allah’ın da bir hesabı var.” 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.