Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına büyük hedeflerle giriyoruz”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç’ın ekonomi gündeminde öne çıkan başlıkları değerlendirdiği ve sanayicilerin yaşadığı sorunları Uluslararası Haber Ajansı (UHA)’dan Ataner YÜCE‘ye değerlendi.
UHA / İnternational News Agency
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç’ın 60 yıl önce kurulan Ankara Sanayi Odası’nın ülke sanayisinin gelişmesine ciddi katkılar yaptığını belirterek, sanayi üretiminde gözlemlenen durgunluğa dikkat çekti.
Sanayi üretim endeksinin Ağustos’ta bir önceki aya göre yüzde 0,8 gerilerken imalat sanayisinin de yüzde 1,3 gerilediğine işaret eden Ardıç, “Yılın ikinci çeyrek büyüme verileri, sanayinin bir önceki yıla göre yüzde 2,6 küçüldüğünü göstermişti. Üçüncü çeyrekte de benzer bir gidişat var” dedi.
(ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Yüksek enflasyon rakamlarına da değinerek, “Oluşan belirsizlik, maliyet artışları ve fiyat oluşturmadaki zorluk üretimi olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.
“BÜYÜYEREK ENFLASYONU DÜŞÜRMEK MÜMKÜN”
Başkan Ardıç, geçen haftalarda ekonomi gündeminde tartışılan büyüyerek enflasyonu düşürmenin mümkün olup olmadığı konusuna da değindi. Sanayiciler olarak büyüyerek enflasyonu düşürmenin mümkün olabileceğini bildiklerini ifade eden Ardıç, şöyle devam etti:
“Fakat bazı koşulların oluşması lazım. Enflasyonla mücadele edilirken, verimsiz kamu harcamalarından tasarruf edilip, verimlilik odaklı bir kaynak tahsisiyle üretim artışı desteklenmelidir. Eğer üretimde ve ihracatta nitelik ve nicelik artışı birlikte sağlanır ise, büyüme ve dezenflasyon hedeflerine eşzamanlı olarak ulaşabiliriz. Kredi maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde katma değerli, yüksek teknolojili ve düşük emisyonlu üretimin arttırılması ise güçlü destekler gerektirmektedir.”
Merkez Bankası’nın reeskont kredilerinde finansman maliyetini düşürmesi ve firma limitlerini artırmasının doğru bir uygulama olduğunu söyleyen Ardıç, “Buna karşın, reeskont kredisine başvurup limiti onaylanan firmaların kredi için bir aydan fazla bekletildiğine şahit oluyoruz. Firmaların bekletilmesi ve likiditeye vaktinde erişememesi ihracat faaliyetini olumsuz etkiliyor” dedi.
“DEVİR KDV ALACAĞININ İADESİ CAN SUYU OLACAK”
Başkan Ardıç’ın gündeminde devir firmaların yaşadığı devir KDV sorunu da vardı. KDV kanununda bir düzenleme yaparak firmaların devreden KDV alacaklarının iade edilmesi ya da mahsup yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirten Ardıç, “Bu konu bir türlü çözülemiyor. OECD ülkelerinde devir KDV alacaklarının iade edilmediği ülke yok. Toplam tutarı yaklaşık 200 miyar TL’yi bulan bu kalemin bir an önce kullanılabilir bir likit varlığa dönüştürülmesi, finansman sorunu yaşayan reel sektöre can suyu olacaktır” ifadelerini kullandı.
“İKİZ DÖNÜŞÜM ARTIK EYLEME GEÇİRİLMELİ”
Teşvik, vergi, istihdam, gümrük düzenlemelerinin sadeleştirilmesinin sanayicinin iş yapma kabiliyetini artıracağını vurgulayan Başkan Ardıç, “Mevcut dönemde tesis edilmekte olan politika çerçevesine baktığımızda olumlu bir gidişat var. Orta Vadeli Program’daki üretim odaklı ve rasyonel yaklaşım, 12. Kalkınma Planı’nda daha ayrıntılı bir yol haritası olarak karşımıza çıkıyor. Her ikisinde de yatırım ortamının iyileştirileceği, iş kurmanın ve iş geliştirmenin teşvik edileceği belirtiliyor. Bu metinlerde özellikle dijital ve yeşil dönüşüm vurgularını çok önemsiyoruz. İkiz dönüşümün artık söylemden çıkıp eyleme geçirilmesi gerekiyor” dedi. Yapılan çalışmalara göre gelecek 10 yılda Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenlemesi’nden doğacak maliyetin yıllık 2,5 milyar Avro’ya ulaşabileceğini gösterdiğini söyleyen Ardıç, “Avrupa Birliği’nin emisyon ticaret sistemiyle uyumlu bir ETS sistemini ivedilikle hayata geçirilmeliyiz. Enerji geçişini ve sanayinin yeşil dönüşümünü sağlamak adına etkili tedbirler almalıyız” diye konuştu.
Başkan Ardıç’ın gündeminde Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi de vardı. Tarım, kamu alımı ve hizmet sektörünü kapsayacak şekilde güncellenmesinin ticaret ve yatırım hacmini artıracağını vurgulayan Ardıç, Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarında, Türkiye’nin de Gümrük Birliği üyesi olarak müzakere masalarında yer alabilmesi gerektiğini söyledi.
“MİLANO’DA FUARA KATILACAK 28 ÜYEMİZ VİZE ALAMADI”
Sanayicilerin Avrupa Birliği ile vize ve taşıma kotalarında yaşadığını sorunlara da vurgu yapan Başkan Ardıç, şunları söyledi:
“Malların serbest dolaşımı için anlaşmamız var ama diğer taraftan taşıma kotaları mallarımızı Avrupa pazarlarına ulaştırmamızı kısıtlıyor. Ürünlerimizi serbest dolaşıma soktuğumuz ülkeler, bunları üreten sanayicilerimizi sınırda bekletiyor, vize vermiyor, iş insanlarımız zaman zaman ürünlerini fuarlarda bile sergileyemiyor. Bunun üzücü bir örneğini yakın zamanda üyelerimizle yaşadık. 12-16 Ekim tarihlerinde Milano’da Food Expo fuarına katılacak olan 28 üyemiz, ‘Planlanan seyahatin amacı ve şartlarına ilişkin sunulan gerekçeler inandırıcı değildir’ denilerek reddedildi.”
“CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINA BÜYÜK HEDEFLERLE GİRİYORUZ”
İş dünyasında, son yılların ekonomik sorunlarına karşın, üretme azmi ve kararlılığının hiç değişmediğini belirten Başkan Ardıç, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına büyük hedeflerle giriyoruz. Bu hedefler küresel bir üretim ve ihracat üssü olmak ve dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer almaktır. Çağdaş bilimsel gelişmelerin ışığında ilerleyerek, her alanda bilgiden ve teknolojiden istifade ettiğimiz, nitelikli üreten, her ferdinin özgür, mutlu ve müreffeh olduğu bir ülke olmak için hep beraber gayret ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2022 Araştırmasında, Ankara Sanayi Odası üyesi 39 sanayi kuruluşunun yer aldığını vurgulayan Başkan Ardıç, Ankara’nın listede İstanbul ve Kocaeli’nden sonra üçüncü sırada olduğunu belirterek, “Listede yer alan tüm firmalarımızı can-ı gönülden kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum” dedi.
“YENİ BİR BÜYÜME HİKAYESİ YAZMALIYIZ”
Başkan Ardıç, Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken yeni bir büyüme hikâyesi yazılması gerektiğini belirterek, “Bu hikâyede, ithal ettiğimiz ürünlerin rekabetçi olanlarının yerli üretimini desteklemeli, yüksek teknoloji ve katma değerli ürünler üretmeli ve verimliliği arttırmalıyız. Kaliteli ve sürdürebilir bir büyümenin imalat sanayisi ile sağlanacağı gerçeğini de unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.