Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, “Avrupa’nın enerji güvenliği artık bizden soruluyor”
Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, “ Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Güney Gaz Koridoru ve bileşenleri TANAP ve TAP gibi stratejik enerji altyapı projeleri geliştirsek de hala gidecek çok yolumuz var.” dedi.
Aksakallar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye’nin saygın, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kurulu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın ‘Kriter Aylık Siyaset Toplum ve Ekonomi Dergisi’nde sorularını cevaplamaya devam ediyor.
Türk dünyasında dikkat çekici derecede büyük enerji kaynaklarına sahip ülkeler var diğer tarafta ise enerji açlığı çeken bir kıta var. Bunların arasındaki güzergahın kilit noktasında yer alan bir Türkiye var. En son İstanbul Zirvesi’nde de bu durum gündeme gelmişti. Avrupa’ya enerji aktarımı ile ilgili olarak Türk Devletleri Teşkilatı’nda, sizin de bulunduğunuz Aksakallar Konseyi’nde ya da diğer birimlerde yapılan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Enerjide ülkelerimiz zengin. Buna rağmen hala tam olarak potansiyelimizi açığa çıkaramamaktayız. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Güney Gaz Koridoru ve bileşenleri TANAP ve TAP gibi stratejik enerji altyapı projeleri geliştirsek de hala gidecek çok yolumuz var. Biliyorsunuz, Avrupa’nın enerji güvenliği artık aynı zamanda bizden de sorulmakta. Bu doğrultuda çalışıyoruz. Nitekim Almatı’da kabul edilen “2023-2027 için TDT Enerji İşbirliği Programı” ve kurulan “TDT Enerji Koordinasyon Komitesi” de bunu doğrulamakta.
Tarihi olarak da İpek Yoluna hükmetmiş, oldukça zengin enerji ve insan kaynakları olan ülkelerimizin kalkınması ve insanlarının refah içinde yaşamasının önündeki engelleri yok etmeliyiz. Teşkilat olarak ana amaçlarımızdan birisi de budur. Bölgemizde yaşanan gelişmeler bu durumu desteklemektedir. Avrasya coğrafyasının jeopolitik ve jeoekonomik değeri yükselmektedir. Stratejik ulaştırma ve enerji hatları ülkelerimiz üzerinden geçmekte, küresel gündemi oluşturan pek çok sorun ve mesele ya bizzat komşularımızda ya da sınırlarımızın çok yakınında meydana gelmektedir. Bu ülkelerimizin stratejik konumuna ve Türk devletleri arasındaki dayanışmanın ne kadar gerekli olduğuna işaret etmektedir. İhdas edilen Komite ve İşbirliği Programından da maksat elbette Türk dünyası olarak sahip olduğumuz miras ve potansiyeli en etkili şekilde değerlendirmektir. Böylelikle Türk devletleri olarak birlikte büyüyerek bölgesel ve küresel manada devletlerimizin halihazırda sahip oldukları stratejik konumları güçlendirmeyi arzuluyoruz.
Umuyoruz ki öngördüğümüz hedeflere ulaşarak ve Zengezur Koridoru’nun aktif bir şekilde Orta Koridor’a entegrasyonunu sağlayarak enerji taşıma maliyetlerinin düşürülmesi ve kadim jeopolitik ve jeoekonomik varlığımızın güçlendirilerek hem tüm insanlığın enerji sorununa kritik bir çözüm alternatifi geliştirmiş hem de Teşkilatımızın bölgesel ve küresel manada edindiği yerini vazgeçilmez bir aktör olarak sağlamlaştıracağız.
GIDA TEDARİK HATLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM İÇİN ÖNLEMLERİN KALICI HALE GETİRİLMESİNE ÇALIŞIYORUZ
Yine küresel ekonomik kriz başlıklarıyla devam etmek gerekirse dünyada enerjiyle birlikte gıda krizi de yaşanıyor. Türk dünyasının çatı kuruluşu olan Teşkilat ve Aksakallar Konseyi’nin bu bağlamda Türk devletleriyle birlikte aldığı tedbirler, çalışmalar var mı? Yeni dönem stratejisi nedir?
Dünyamızı aynı zamanda gıda krizi de tehdit ediyor. Bölgemizde yaşanan gelişmeler; savaşlar, gıda ve tedarik krizleri, yüksek enflasyon ve benzeri ekonomik problemler, salgınlar, kardeş Türk devletleri arasındaki iş birliğine bugün, dünden çok daha fazla ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Özellikle belli çatışma denklemlerinin uzantısı olarak zaman zaman nükseden ve ülkelerimizin aktif rol oynamasıyla büyümesi önlenen gıda krizlerinin önüne geçilemeyerek daha büyük bir kapsamda vuku bulması halinde, bölgesel düzeyle sınırlı kalmayarak, tüm dünyayı tehdit eden yüksek enflasyon ve benzeri olumsuzlukları tetikleyerek, geri döndürülemez sonuçlarının ortaya çıkabileceğini biliyoruz. Bu nedenle gıda krizinin önlenmesine belki de diğer her husustan daha fazla önem vermekteyiz. Bunun için gıda tedarik hatlarının etkin ve işler tutulmasının yanı sıra başta sürdürülebilir tarım olmak üzere bir dizi önlemin kalıcı hale getirilmesinin üzerinde duruyoruz.
Ülkelerimizin potansiyeli bu konuda da çok büyük. Geçtiğimiz Temmuz’da toplanan Tarım Bakanlarımız artık bu konuda çalışmalara başladılar. Ayrıca Gözlemci Devletimiz Macaristan’ın büyük katkılarıyla iklim değişikliğine karşı duruşumuzu gösteren kuraklık ve susuzluk ile ilgili bir kurum kurmaktayız. Belki de yüzyılımızın en büyük küresel sınaması olarak karşımızda duran iklim sorunu da gıdadan güvenliğe, bölgesel ve küresel huzurun teminatı olan birçok unsuru doğrudan ve dolaylı olarak tehdit etmesi yönüyle öncelikli önlem sahalarımızdan biridir. Bu yüzden önümüzdeki süreçte gıda ve su kıtlığı, açlık, enerji fiyatlarındaki sert yükseliş, küresel ısınma, kitlesel göçler, toplumsal eşitsizlik ve ayrımcılık gibi ciddi sonuçlar doğuran tehdit ve sınamalara karşı kapsamlı adımları atmaya devam edeceğiz.
[Yıldırım “Yolumuzun bir haritası, pusulası olmalı. Bu bağlamda devlet başkanlarımız oldukça stratejik olan ‘Türk Dünyası 2040 Vizyonu’ belgesini kabul etmişlerdir. Bu belge, Türk dünyasının potansiyelini hayata geçirecek bir kurumsal yapıya kavuşmasını sağlayacak en önemli temeldir. 2040 Vizyon belgemizin gümrük ve ulaştırma gibi ekonomilerimizi derinden etkileyecek iki önemli hattı vardır.”]
“TÜRK TİCARET EVLERİ”YLE ÜYELERİMİZİN TİCARET HACİMLERİNİ GENİŞLETECEĞİZ
Türk Devletleri Teşkilatı’nın ekonomik ve sektörel iş birlikleri çerçevesinde yürüttüğü çalışmaların olduğundan bahsettiniz. Bu çalışmalar doğrultusunda Türk dünyasındaki örgütlenme ve bütünleşme süreçlerinin hangi aşamalarını geçtik, önümüzde kat edeceğimiz ne kadar bir yol var?
Ekonomik ve sektörel iş birliklerinin kurulması ve güçlendirilmesi, bu vesileyle gelişen ilişkilerin hem ülkelerimizin kendi ekonomilerine hem de Türk dünyası olarak total ticaret hacmine katkıda bulunması için süregelen çalışmalarımız devam etmektedir. Bildiğiniz üzere Türk Devletleri Teşkilatı’nın ilişkili kuruluşlarından olan Türk İş Konseyi ve Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın varlığı, bu alandaki iş birliğine verilen önemin en büyük göstergeleridir. 2011’de kurulan Türk İş Konseyi, çeşitli iş toplantıları, forumlar ve konferanslar aracılığıyla Türk devletleri arasındaki ekonomik ilişkilerin artırılmasını ve iş çevreleri arasındaki iş birliğinin geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Türk Ticaret ve Sanayi Odası ise 2019’da Türk devletleri ile iş çevreleri arasındaki iş birliğini desteklemek ve böylece ekonomik entegrasyon ve sosyal uyum ile kalkınmayı daha ileri bir seviyeye taşımak amacıyla kurulmuştur. TCCI, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yürütülen ve Devlet Başkanları Konseyi tarafından üye devletler arasında ticaret rakamlarını artırmaya yönelik sürdürülebilir iş programları ve projeleri geliştirmekle görevlendirilen temel bir ekonomik iş birliği mekanizmasıdır. TCCI Üye Oda Başkanları, 2 Kasım 2020’de Bakü’de “Azerbaycan’da Sosyal ve Ekonomik Kalkınmada Yeni Bir Dönem” temasıyla bir araya gelmiştir. Türk iş dünyası temsilcileri, Azerbaycan’ın Karabağ’da kurtarılmış topraklarının sosyo-ekonomik gelişimi hakkında görüş alışverişinde bulunmuşlar. Görüşmenin ardından Türk dünyasının Karabağ’daki savaştan etkilenen Azerbaycan halkına verdiği desteğin bir ifadesi olarak, Berde şehrine malzeme ve teçhizat taşıyan bir Yardım İkmal Kamyonu gönderilmiştir. TDT Sekreterliği, TCCI üye kuruluşlarını üye ülkeler arasında karşılıklı ticareti, yatırımları ve girişimciliği teşvik edecek yeni bir mekanizma olarak “Türk Ticaret Evleri” kurma girişimlerini desteklemeye davet etmiştir. Taraflar bu girişimi memnuniyetle karşılayarak, fizibilite çalışmasının taslağını ve bu projenin gerçekleştirilmesine yönelik diğer faaliyetlerin eylem planını hazırlamak için bir çalışma grubu oluşturulmasını kararlaştırmışlardır.
Türk Devletleri Teşkilatı üye devletlerinin ekonomik potansiyelini ortaya koyan ve bölgedeki gelecek ekonomik iş birliği için kilit bir unsur olarak ticaret konusunu gündeme getiren “Türk Ticaret Evleri”nin kurulmasına ilişkin “Kavram Belgesi” Türk Devletleri Teşkilatı Sekretaryası tarafından hazırlanmıştır. Aynı zamanda bu belge, Türk ticaret evlerinin hedeflerini, ana faaliyetlerini ve işlevlerini de tanımlamaktadır. “Türk Ticaret Evleri”nin kurulması, üye devletlerin ticaret hacimlerini genişletmelerine, ihracat sürecini kolaylaştırmalarına ve birbirlerinin pazarlarındaki konumlarını güçlendirmelerine yardımcı olmada önemli bir rol oynayacaktır. Türk Ticaret Evleri’nin yukarıda bahsedilen konseptinin Azerbaycan uygulaması ve modeli baz alınarak hazırlandığı dikkate alınarak, Sekretarya Azerbaycan İhracat ve Yatırım Geliştirme Vakfı (AZPROMO) ile yakın iş birliği içinde şu anda Bakü’de ilk Türk Ticaret Evi pilot projesini kurmak için çalışmaktadır.
Bu vesileyle bazı rakamları zikretmek gerekir ki Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında bugüne kadar 500’ün üzerinde iş adamının katıldığı 6 İş Konseyi toplantısı ve 5 İş Forumu toplantısı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca üye ülkelerin girişimcileri için 3 yuvarlak masa toplantısının yanı sıra yatırımcılar için bir teknik ziyaret düzenlenmiş, ulusal ticaret ve sanayi odaları arasında çeşitli deneyim paylaşım programları yapılmıştır. Yakın zamanlarda, 10 Eylül 2021’de Bakü’de “Azerbaycan’ın kurtarılmış Karabağ bölgesinin restorasyonu ve geliştirilmesine adanmış” Türk İş Forumu düzenlenmiştir. Ayrıca iş temsilcileri inşaat, tarım ve gıda, yenilenebilir enerji, hafif sanayi, turizm, madencilik, e-ticaret gibi çeşitli alanlarda B2B görüşmeleri gerçekleştirmiştir. (devam edecek)
[UHA Haber Ajansı, 06 Aralık 2022]