AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, “Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir”
AK Parti Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi.
UHA / İnternational News Agency
“Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir”
Seçim sürecinde unutulmaması gereken olaylardan birinin de Kılıçdaroğlu’nun mezhepçi yaklaşımlarını seçim sürecinin bir parçası haline getirmesi olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
“Orta Doğu’da gördüğümüz, memleketlerin başına çok iş aşmış, hiçbir şekilde siyasette gündem olmaması gereken, etnikçiliği destekler birtakım tartışmaları açtığı gibi birtakım mezhepçi tartışmaları da açmaya çalışmıştır. Bunun karşısında da hep şunu söyledik: ‘Adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir, mezheplerimiz farklı olabilir ama biz siyasal alanda konuşuyoruz. Siyasal alanın değerleri ile konuşmak zorundayız. Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bunu bölecek, parçalayacak, kendi içinde kompartımanlaştıracak siyasi rekabeti çatışmalara dönüştürecek bir yaklaşım içerisine girmeyin diye. Maalesef bu, karşımızdaki aday Sayın Kılıçdaroğlu tarafından yapılmıştır. Şimdiye kadar Türk siyasetinde hassasiyetle kaçınılan bu durumun, bu şekilde gündeme getirilmesin üzücü olduğunu ve çok sorumsuzca bir davranış olduğunu ifade etmek isterim. Kendisi bunu yapınca hemen masadaki ortaklarından biri de başka bir mezhebi referans kullanmaya kalktı. Bu çok son derece sorumsuz olmuştur. Siyasi alanın siyasal değerlerle yönetilmesi konusundaki hassasiyeti herkesin dikkat etmesi gerekir.”
Genel Başkan Yardımcımız Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Seçimi sonuçlarına ilişkin “Hiçbir vatandaşımızın üzülmesini, incinmesini, ötekileştirilmesini istemeyiz. Burası hepimizin vatanıdır, ülkesidir, herkes müsterih olsun. Kendi hayat tarzının, düşüncesinin seçimlerde kaybettiğini düşünenler. Şimdi burada Türkiye büyük bir ülkedir, hiç kimse bir diğerinin hayat tarzı üzerinde baskı kuramaz.” dedi.
Konuşmasında sandık güvenliğine ilişkin tartışmalara değinen Çelik, siyasi partilerin temsilcilerinin yanı sıra vatandaşlara da sandıklara sahip çıkması yönünde çağrı yaptıklarını hatırlatarak, sandık güvenliği için destek verenlere teşekkür etti.
Çelik, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na değişim için oy verildiği iddiasına değinerek, “Bunun boş bir değerlendirme, analiz olduğu ortaya çıktı. Çok uzun zamandır iktidarda olmasına rağmen değişimi temsil eden parti AK Parti’dir. Değişim, AK Parti’de ve Cumhur İttifakı’nda temsil edilmektedir.” diye konuştu.
“Milletin gözünün içine bakarak yalan söylediler”
Seçim sürecinde birçok yanlış iddianın gündeme getirildiğini belirten Çelik, “Bir sürü yalan söylendi ama açık ara yalan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından söylendi. Çıktı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, AK Parti’nin 3 kere terörist başını bırakmaya teşebbüs ettiğini söyledi.” ifadesini kullandı.
Çelik, terör örgütlerinin destek açıklamaları karşısında suskun kalanların yalana başvurduğunu dile getirerek, “‘Ben bu şekilde konuşan siyasetçilerin ve siyasi partinin desteğini reddediyorum demeniz, kırmızı bir çizgi çekmeniz lazım.’ dedik. Ama 14 Mayıs’a kadar bunun karşısında Kılıçdaroğlu suskun kaldı. 14 Mayıs’tan sonra da ortaya çıkan tabloyu görünce birtakım pankartlar asarak, pankart siyaseti yoluyla vatandaşımızın iradesini manipüle edebileceğini düşündü.” değerlendirmesinde bulundu.
Partimizin, terörist başını serbest bırakmak için 3 kez kanun çıkarmaya çalıştığı iddiasının tamamen asılsız olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“Bir kere bu bahsettiği kanun, AK Parti iktidarlarından önce Kenan Evren, Turgut Özal zamanlarından beri Milli Güvenlik Kurulu kararıyla ‘topluma kazandırma’ adı altında çıkarılmış bir kanun. 1985 yılında çıkarılmış ve bu topluma kazandırma ile ilgili bir kanun. Milli Güvenlik Kurulu kararıyla daha 1985 yılında örgütün çözülmesini sağlamaya dönük olarak böyle bir yaklaşım geliştirilmiş, böyle bir kanun çıkarılmış. Bu kanun esasında terörist başını da PKK terör örgütü yöneticilerini de kapsamıyor. Tamamen bunun dışında, bu açık ve net. Süreli olduğu için çeşitli kereler güncellenmiş. Hatta bizden önce herhalde 3 kere güncellenmiş. Terörist başının yargılandığı ve ceza aldığı maddenin zaten buna girmesi mümkün değil ama çıkıp ellerine verilen notu milletin gözünün içine bakarak yalan şekilde söylediler.”
Çelik, bu iddianın sahte belgelerle gündeme getirildiğine işaret ederek, “Ellerindeki belgede imzası olan iki isim Bakanlar Kurulu üyesi bile değil. Çünkü 2003, 2006 ve 2013’ten bahsediyorlar. Köşeye sıkışıldığı zaman yani kendi siyasi çelişkileri altında kaldıkları zaman nasıl bir iftira kampanyasına, nasıl bir yalan kampanyası içerisine girdiklerini gördük.” diye konuştu.
Parti Sözcümüz Çelik, bu iddiaların karşısında PKK terör örgütü yöneticilerinin kendilerini siyasi özne gibi sunduğunu ve bu gayrimeşru teşebbüslerin karşısındaki suskunlukların da sandığa gömüldüğünü ifade etti.
“Vatandaşlarımızın bu söylemler karşısında ortaya koyduğu tepki çok netti”
FETÖ’nün seçimlere müdahaleye dönük birtakım yöntemlerle seçmen iradesini yönlendirebileceğine dair “ahlaksız yaklaşımlar”ın da sandığa gömüldüğünü kaydeden Çelik, şöyle devam etti:
“Neticede ilkesiz, omurgasız, eklektik, her önüne gelene bir koltuk vermeye çalışan siyaset yaklaşımı da sandığa gömülmüştür. Aslında vatandaşımızın, bütün bu süreçte ortaya koyduğu tablo, demokrasinin sadece şekli süreçlerine değil demokrasinin içeriğine de sahip çıkması bakımından çok anlamlıdır. Ta en ücra köylere kadar vatandaşlarımızın bu söylemler karşısında ortaya koyduğu tepki çok netti. Gelinen noktada bütün bu ilkesiz siyaset CHP’li vatandaşlarımızca da değerlendirilmesi gereken bir tablo ortaya koymuştur. CHP’li vatandaşlarımıza söylenenlerin doğru olmadığı Kılıçdaroğlu açısından görülmüştür. CHP teşkilatlarının çalıştırıp oyları yüzde 1 bile olmayan 3 partiye 40’a yakın milletvekili verilmesi de ironik bir hesap uzmanlığının neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Altılı masa, yedili masa, her neyse buradaki çelişkiler, vatandaşımız tarafından görülmüş ve bütün bunlara dönük en net cevap güçlü bir şekilde verilmiştir.”
Bu süreçten demokrasinin bir kere daha güçlenerek, kazanarak çıktığını dile getiren Çelik, bu tablonun Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’na bütün altyapısını tamamlayarak yoluna devam edeceğini gösterdiğini ifade etti.
Dışarıdan yapılan müdahalelerin, tarafsız gazetecilik adı altındaki birtakım yorumların, birtakım dergilerin attığı manşetlerin zerre kadar etkisi olmadığının net bir biçimde görüldüğünü söyleyen Çelik, “Milletimizin yıllar içerisinde biriktirdiği demokratik şuur her şeyi yerli yerine oturtmayı başarmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, milletimizin desteğiyle bir kere daha bütün dünyanın dikkatini çeken bir seçim başarısına imza atmıştır. Cumhur İttifakı bütün bu süreçten son derece güçlü bir şekilde çıkmıştır.” dedi.
“Bazı vatandaşlarımızın kendisini ötekileştirilmiş hissetmesi doğru yaklaşım olmaz”
Çelik, sosyal medyada seçim sonuçlarından üzüntü duyanların, kendini bir kenara itilmiş hissettiğini belirtenlerin paylaşımları bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Aslında bu duygular, kendilerinin destekledikleri siyasi partiler tarafından ortaya koyulmuş ve insanlara aslında yanlış umutlar verilerek, insanlarda yanlış algılar ve yanlış kanaatler oluşturularak ortaya çıkarılmış neticelerdir. Hiçbir vatandaşımızın üzülmesini, incinmesini, ötekileştirilmesini istemeyiz. Burası hepimizin vatanıdır, ülkesidir, herkes müsterih olsun. Kendi hayat tarzının, düşüncesinin seçimlerde kaybettiğini düşünenler. Şimdi burada Türkiye büyük bir ülkedir, hiç kimse bir diğerinin hayat tarzı üzerinde baskı kuramaz. Temel insan hak ve hürriyetlerinden herkesin faydalanması konusunda Türkiye büyük bir tecrübe edinmiştir, bu açıdan olgunlaşmış bir ülkedir. Kendini ifade etme, kendi değerlerini, ideolojik kimliğini ifade etme açısından insanlar üzerinde böyle bir şey yok. Hiç kimsenin kendisinin değer sistemi açısından kaybettiğini düşüneceği bir tablonun ortaya çıkması doğru değildir. Bazı vatandaşlarımızın kendisini incinmiş, ötekileştirilmiş hissetmesi doğru bir yaklaşım olmaz.”
Hangi partiye oy verirse versin her vatandaşın desteğine, nefesine, gayretine ihtiyaçları olduğunu kaydeden Çelik, seçimlerde siyasi rekabetin olduğunu, husumetin söz konusu olmadığını belirtti.
Çelik, “Kaybeden adaylar olur, hangi partiye oy verirse versin bütün vatandaşlarımız kazanmıştır. O yüzden Türkiye’ye ve Türkiye’nin geleceğine güvenelim. Seçimin kazananlarından biri olan, evlatlarına ulaşmak için mücadele eden Diyarbakır annelerine de selamlarımızı bir kez daha gönderiyoruz. Hangi partiye oy verirse versinler bütün vatandaşlarımıza demokrasiye verdiği güç ve nefes için şükranlarımızı arz ediyoruz.” diye konuştu.
“Şimşek, sürece katkı vermek istiyor”
Çelik, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Kabinenin ne zaman açıklanacağı ve yemin törenine kimlerin katılacağına ilişkin soruya Çelik, şu yanıtı verdi:
“Yüksek Seçim Kurulu (YSK) milletvekili seçiminin kesin sonuçlarını açıkladı. Fakat Cumhurbaşkanı Seçimi’nin kesin sonuçlarını açıklamadı. YSK’nin açıklamasını beklememiz gerekiyor. YSK o açıklamayı yaptıktan sonra yemin töreni ve kabine takvimi başlayacak. Bahsettiğiniz yemin töreninin yapıldığı akşam muhtemelen hem kabine açıklanmış olacak hem de bu bahsettiğiniz tören yapılacak. Tabii pek çok devlet başkanı gelmek istiyor ama şimdi daha net bir liste de yok, süreç devam ediyor. Tebrikat ile ilgili süreç devam ettiği için biraz da o tebrikat sırasında iradelerini beyan ediyorlar. Ama geniş bir katılımla da o törenin gerçekleşeceğini değerlendiriyoruz.”
Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in isminin Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde yer alacağı iddiasına ilişkin soru üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şimşek ile basına yansıyan ve yansımayan görüşmeler yaptığını belirtti.
Çelik, Şimşek’in sürece katkı vermek istediğini, ancak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde yer alacak isimlerin Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın takdirinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Şimşek görüşmesinin olumlu geçip geçmediğine yönelik soru üzerine Çelik, “Arkadaşlarımız Sayın Cumhurbaşkanı’mızla görüşürken bütün bu süreçlere, siyasi, ekonomik, dış politika süreçlerine katkı vermek için görüşüyorlar. Mehmet Bey, arkadaşımız, dostumuz, ilişkilerimiz müspet yani.” ifadelerini kullandı.