Ahmet Kabaklı ve Bir Hatıra
21 yıl önce (11 Şubat’ta) kaybettiğimiz Merhum Yazar Ahmet Kabaklı’nın sağlığında başına öyle bir bela açtım ki, unutmam mümkün değil: O, Tercüman Gazetesi’nde yazıyor, ben de Hâkimiyet Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürüyüm.
Olay şuydu: 29 Ekim 1967’de Cumhuriyet Bayramı törenlerinde Atatürk’ün fikirlerimin babası dediği Ziya Gökalp’ın “Türk Milletindenim, İslam Ümmetindenim, Garp Medeniyetindenim” sözünü Kayseri Lisesi, üç ayrı pankart olarak hazırlayıp geçiş resmine iştirak etti Cumhuriyet Gazetesi, meşrebine uygun bir seçim yaparak bu üç sözden sadece “İslam Ümmetindenim”, pankartının resmini yayınlayıp;, “Kayseri’de irtica hortladı”, şeklinde manşetten bir haber yaptı.
Bu haber üzerine, lise müdürü Mehmet Ateşoğlu buradaki görevinden alınıp Adana’ya sürüldü ve hemen mahkemeye verildi.
Kabaklı lise müdürünün ödüllendirilmesi gerekirken sürülüp yargılanmasını ağır bir dille eleştirdi. Ben de onun bu eleştirisini kendi gazetemde neşrettim.
İstanbul’da yayınlanan gazetede çıkan bu yazıyı görmeyen Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, benim yayınladığım yazıdan dolayı kendisinin suçlandığı gerekçesiyle hem beni, hem de Ahmet Kabaklı’yı mahkemeye verdi.
Ahmet Kabaklı, birkaç defa Kayseri’ye sırf bu duruşma için gelip gitti. Aylarca süren yargılama sonucunda, çıkan bir genel af kanunuyla dosya düştü.
Bu yazı iktibası, benim kendisiyle tanışmama ve yakın ilişki kurmama vesile oldu. Kabaklı Hoca, kendisine yakışan olgunluğu göstererek hiçbir zaman, ‘Ah Subaşı, milletin, Başkent Ankara’da hatta Türkiye genelinde görmediği bir yazıyı burada yayınlayarak bana bu dayanılmaz sıkıntıları yaşattın’, demedi. Üstelik bu olaydan sonra Türk Edebiyatı Dergisi’nin kadrosunda yazı ve şiirlerimle yer aldım. Öyle ki, derginin 250 sayılık şair ve yazar dökümünde ilk sırada yer almamı sağlayan bir sahiplendi.
Bu arada, o yıllarda “Hürriyet Gösteri” ve “Milliyet Sanat” adıyla bu iki gazete nitelikli baskısı olan hacimli birer dergi çıkarmaya başladılar. Türk Edebiyatı dergisi ise ders kitabı ebadında ve tipo baskı ile yayınlanıyordu.
Ben de, Tercüman Gazetesi’nin sahibi Kemal Ilıcak’a uzunca bir mektup yazarak; ”Sizin işiniz gazete basıp satmak olmamalı, kültür ve edebiyatın, daha doğrusu medeniyetin mektebi dergilerdir. Türk Edebiyatı Dergisi’ni tesislerinde basmanızı teklif etmek istiyorum. Böylece edebiyatımıza kalıcı bir hizmetin onuruna kavuşacaksınız!”
O da, verdiği cevabi mektubunda bu talebimi yerinde bulduğunu söyledi. Böylece dergi artık modern tesislerde basılıp yayınlandı.
Bugün 500 sayının üzerine çıkan Türk Edebiyatı Dergisi böyle bir uyarıyla bugünlere geldi. bundan on yıl önce; 8 Şubat 2001 Yılında kaybettiğimiz Kabaklı Hoca’ya Allah’tan rahmet diliyorum.
Muhsin İlyas SUBAŞI
[UHA Haber Ajansı, 11 Şubat 2022]
Yorumlar