AB İçin Türkiye’nin Suriye’deki Rolü
Polonya’da Silesia Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü doktora öğrencisi ve Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) yazarı Sümer Esin ŞENYURT, kaleme aldığı “AB İçin Türkiye’nin Suriye’deki Rolü” başlıklı yazısında, son dönemde Suriye’deki Esad rejiminin sona ermesinin ve bölgedeki dengeleri temelden de
ğiştirdiğine dikkat çekerek, bu durumun Türkiye’nin Suriye’deki rolünü daha da önemli hale getirdiğini ve ülkeyi geçiş sürecinde kritik bir aktör yaptığının altını çizdi.
(TUDPAM) yazarı Sümer Esin ŞENYURT, Ankara’nın Suriye Milli Ordusu (SMO) gibi yerel gruplarla iş birliği ve sahadaki askeri varlığın, bu geçiş sürecinde uluslararası diplomaside Türkiye’yi çözüm süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası haline getirdiğini dile getirdi.
Türkiye’nin, Suriye’deki etkisini hem sahada askeri varlığıyla hem de Suriye Milli Ordusu (SMO) gibi yerel gruplarla kurduğu ittifaklarla güçlendirdiğine vurgu yapan ŞENYURT, ülkenin kuzeyinde yer alan bölgelerdeki askeri operasyonların, Ankara’nın bölgedeki güvenlik endişelerini de ön planda tuttuğunu ve bu alanı stratejik bir şekilde kontrol ettiğini gösterdiğini açıkladı.
Sümer Esin ŞENYURT yazısında ayrıca, Suriye’nin geleceği üzerinde böylesine bir etkinin sağlanmasının, uluslararası diplomaside Türkiye’yi çözüm süreçlerinin vazgeçilmez bir aktörü haline getirdiğine dikkat çekti.
“AB liderleri, özellikle şu iki ana meselede Türkiye’nin rolüne başvurmaktadır” diyen (TUDPAM) yazarı Sümer Esin ŞENYURT, şunları söyledi:
“Birincisi, Suriye’de çatışma sonrası dönemde yumuşak bir geçiş sürecinin desteklenmesidir. Bu süreçte azınlık haklarına saygı gösterilmesi ve toplumsal hoşgörü sağlanması, önemli hedefler arasında yer almaktadır. Ancak bunun gerçekleşmesi için bölgede fiili gücü bulunan Türkiye ile iş birliğine duyulan ihtiyaç ortadadır.
İkincisi ise güvenlik ve istikrar meselesidir. AB, Suriye’nin kuzeyinde Türk ordusunun varlığından kaynaklanan güvenlik dinamiklerini çözüm yollarına dahil etmek istemektedir. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) gibi grupların etkisi ve IŞİD kalıntıları, Türkiye ile yapılacak ortak çalışmaların önemini artırmıştır”.
AB ile Türkiye arasındaki ilişkilere de değinen Sümer Esin ŞENYURT, “tarihsel olarak karmaşık bir seyir izliyor. AB’nin, Türkiye’nin öngörülemez liderlik tarzı ve çatışma yaratabilecek potansiyel hareketlerinden duyduğu endişeler, Brüksel’in Ankara’ya temkinli yaklaşmasına neden oluyor. Buna karşın, AB’nin Suriye konusunda etkili bir politika yürütebilmesi için Türkiye’ye ihtiyacı bulunduğu gerçeği de değişmiyor” dedi.
Türkiye’nin, 3,5 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparak Avrupa için bir tampon bölge işlevi gördüğünü hatırlatan ŞENYURT, bu durumun, AB’nin Türkiye ile mülteci meselesinde daha yakın bir iş birliğine gitmesine neden olduğunu kaydetti.
Sümer Esin ŞENYURT, AB’nin Türkiye’ye taahhüt ettiği mali yardımların, geri dönüş süreçlerini kolaylaştırmak ve altyapı projelerine destek olmak için değerlendirildiğini ve ancak Ankara’nın, sağlanan fonların yetersiz olduğunu dile getirerek daha fazla destek talep ettiğini ifade etti.
Türkiye’nin Suriye’deki rolünün, bölgesel çıkarlarla uluslararası beklentiler arasında ince bir denge gerektirdiğini belirten ŞENYURT yazısında, AB açısından bakıldığında ise Türkiye’nin hem bir ortak hem de öngörülemez bir faktör olması, çelişkili bir tablo yaratıyor. Gelecekteki iş birliği, tarafların güvenlik endişelerini ve diplomatik önceliklerini daha uyumlu bir şekilde ele almasıyla gelişebilecektir” dedi.
Polonya’da Silesia Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü doktora öğrencisi ve Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) yazarı Sümer Esin ŞENYURT, kaleme aldığı “AB İçin Türkiye’nin Suriye’deki Rolü” başlıklı yazısını şöyle noktaladı:
“Suriye’de istikrarın sağlanması ve bölgesel birliğin desteklenmesi, uluslararası toplumu uzun vadeli çabalar gerektiren karmaşık bir mesele ile karşı karşıya bırakıyor. Bu süreçte Türkiye, özellikle AB açısından kilit bir ortak konumundadır. Ancak taraflar arasındaki güvensizlik ve çıkar farklılıklarının giderilmesi, bölgeye kalıcı barış getirilmesi için kritik bir öneme sahiptir”.
***
Yazar hakkında
Sümer Esin Şenyurt, TED Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Ardından, Temmuz 2023’te Wroclaw Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler-Küresel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlayarak tezini tam not ile teslim etti. Halen Polonya’da Silesia Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde doktora öğrencisidir. Profesyonel ve eğitim hayatında edindiği bilgi ve beceriler doğrultusunda, Şenyurt, 2019-2020 akademik yılında TED Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans öğrenci asistanı olarak görev almıştır. Konferans katılımlarına lisans hayatında başlamış ve Tokyo, Paris ve New York gibi şehirlerde çeşitli uluslararası konferanslarda bildiriler sunmuştur. Staj deneyimi olarak Ticaret Bakanlığı, Dış Temsilcilikler ve Uluslararası Faaliyetler Genel Müdürlüğü’nde zorunlu stajını tamamladı. Sonrasında Dış Politika Enstitüsü’nde Türk Dış Politikası Programı ve TUIC Akademi’de Avrupa Çalışmaları Programı’nda ek stajlarını tamamladı. Ayrıca Ekim 2020’de KAGiDER (Kadın Girişimciler Derneği) tarafından düzenlenen “Geleceğin Kadın Liderleri” eğitimine katılım sertifikasına sahiptir. 2022’de Koç Üniversitesi MA-CSSL’de araştırmacı olarak çalışma deneyimi ona araştırma konusunda birçok deneyim kazandırmıştır. Başlıca araştırma alanları Polonya, dış politika ve göçtür.
E-mail: sesin.senyurt@tedu.edu.tr / 334905@uwr.edu.pl
Linkedln: https://www.linkedin.com/in/s%C3%BCmer-esin-senyurt/
Yorumlar