AK Parti Fiber Altyapı İşini, Operatörlerden Ayıracak mı?
T24‘ün “Belirsizlikler ve Öngörüler” başlıklı yıllık toplantısında, açılıştan hemen sonraki konuşmasını “Türkiye Ekonomisi : İstikrar ve Reform Programı” başlığı ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptı.
Fusun S. Nebil
Şimşek, başarılı bir ekonomi programı sürdürdükleri iddiasını aktardığı sunumunda, cari açıktan, enflasyona, yapısal reform gündeminden, vergide adalet ve etkinliğe, harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerine kadar pek çok başlık altında bilgiler verdi. Ama başka bir toplantıya yetişeceği gerekçesiyle, bu toplantıdan hızla ayrılınca bizlere soru sorma imkanı vermedi. Dolayısıyla örneğin; “kamuda tasarruf başarılı oldu” başlığını güncel örneklerle –New York gezisi ya da makam arabaları ile– soramadık.
Ama asıl sormak istediğim önemli soru şuydu; Şimşek “Digital Dönüşüm” ve “Yapay Zeka”ya önem verdikleri yanısıra fiber altyapının zayıf kaldığını söyledi (bilmeyen var mıydı bilmem) ve altyapıyı artık telekom firmalarından ayıracaklarını söyledi.
Yıllar, yıllar sonra, biz bu kadar ikaz ettikten sonra, acaba ne oldu da birden fiber altyapının eksik olduğu gündeme geldi? Bu aklı çok uluslu yatırım bankaları vermiş olabilir mi? Türk Telekom ve Turkcell, İskeleti Alınmış Hale mi Gelecek? Eski bir damat beyin sözleriyle “İşte burası çok önemli”. Neredeyse son 5 yıldır kulaklarımızda, “Turkcell Azerbeycan’a satılıyor”, “Türk Telekom Katar’a satılıyor”. “Turkcell Birleşik Arap Emirliklerine Satıldı bile” ve benzeri onlarca spekülasyon ulaştı.
Bu konuşmaların herbirinin arka planında, yapılan bazı görüşmeler olduğunu da duyduk ama Varlık fonu içine çekilip, satılmaya çalışılan ama bir türlü satılamayan ve gün geçtikçe network cihazları eskiyen, püsküyen, içine binlerle ifade etmenin mümkün olduğu liyakatsız çalışan doldurulan, buna karşı makyaj yatırım dışında yatırım yapılmayan ama masraflarını karşılamak için enflasyonun 3 katı zam yapan ve gitgide hantallaşan 2 şirket var ortada.
Söylentiler doğru çıkmadıkça, satılamadıklarını anlıyoruz. Bu 2 şirketin borsa değerlerine bakıldığında 2009’da toplam 22.90 milyar $ iken, eylül itibariyle baktığımızda 10,67 milyar $. Yani yarıdan fazla inmiş (doların sabit tutulması nedeniyle aslında bu değer çok daha düşük onu da not edelim).
Gördüğünüz gibi Turkcell 15 yılda neredeyse 3’de bire düşmüş. 15 milyar $ olan değeri bugün 5,78 milyar $. Türk Telekom ise neredeyse yarıya düşmüş, 8,2 milyar $’lardan 4,89 milyar $’a gelmiş (grafik için Telkoder’e teşekkürler).
Şimdi Mehmet Şimşek’in “fiberi ayıracağız” cümlesine yeniden bakalım ve toplantıdan hızlı bir şekilde ayrıldığı için kendisine soramadığımız soruyu soralım;
“Fiber Altyapıyı neden telekom firmalarından ayırıyorsunuz acaba? Turkcell ve Türk Telekom’u bir türlü satamadığınız için, Türkiye’nin fiber altyapı potansiyelini mi satacaksınız?” Muhtemelen önümüzde böyle bir gelişme var.
Dünya’daki Telekom Sektörü Trendleri
Dünya’ya baktığımızda, son yıllarda fiber optik altyapıların ayrıldığı örnekler görüyoruz. Çünkü son 10-15 yılda küresel operatörler yatırım yaparken (ki hatırlatalım Türkiye yatırım yapmadı), parayı kazananlar, bu yatırımları yapan (ve de temel internet hizmetleri satan) operatörler değil, kullanıcıların satın aldığı bu hatların üzerinden katma değerli servis sunan yani genişbanta yatırım yapmayan ama genişbantı kullanarak hizmet veren Youtube, Facebook, Netflix gibi firmalar oldu.
Bu operatörlerin üzerinde ciddi baskı yarattı ve belli bir zaman sonrasında fiber yatırımları yapmak için farklı modeller geliştirildi.
Detecon araştırmasına göre, 2021-22’de dünyada yaklaşık 108 (kamuya açıklanmış) anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların 72’si için yatırım hacmi : 72 milyar dolar, yılda ortalama 35 milyar dolardı. Tüm anlaşmaların yaklaşık yüzde 90’ı fiber optik erişim, geri kalanı ise omurga ve denizaltı altyapısıydı.
Genel anlaşma şekli açısından, yüzde 50’den fazlası satın almalar iken, geri kalanı ortak girişimler ve çoğunluk veya azınlık yatırımları olmuş. 2021-2022’de açıklanan anlaşmalara baktığımızda, üçte birinden biraz fazlasının satın almalar olduğunu görüyoruz.
Türkiye’de Fiber Altyapının Durumu
Aşağıda, işletmecilerin fiber yatırımlarına bakalım (bu grafik için Mehmet Ali İnceefe’ye teşekkürler).
Yıllardır, ülkemizde 4-5 milyon km fiber olmalı diye bağırırken, 2024’ün ilk çeyreğinde yapılan miktar, yukarıda görüldüğü gibi sadece 6.341 km yani aylık bazda 2,114 km. Ülke insanları ile alay eder gibi. Bu arada not edelim; 2024 son çeyrekteyiz ama BTK kaplumbağa hızında çalışıyor.
Bu sabah bir arkadaşımdan şu mesajı aldım; “Günaydın Füsun hanım. Bugün 2024 3. Çeyrek Pazar Verilerinin bile yayınlanması gerekirken, BTK daha 1. Çeyrek verilerinde kalmış durumda… İnternet hızını geçtik, topladığı verileri yayınlama hızında bile 6 ay geriden geliyor… Veri çağından bahsetmeyi çok seviyorlar… Şimdi 6 ay geriden gelen veriler ile neyi nasıl yorumlayacaksınız? Belki de amaç budur… 😉
Toplamda Türk Telekom ve onun dışında kalan (Turkcell, Vodafone dahil alternatif telekom firmaları) firmaların ayrı ayrı fiber yatırımlarına bakalım. Burada bir not verelim; bir bölgeye fiber yatırım yapacak olan firmanın Türk Telekom’a orada yatırımı olup olmadığını sorması ve varsa tesis paylaşımına başvurması gerekiyor.
Yukarıdaki tablodakine 2024’ün 1.çeyreğindeki miktar eklendiğinde Türkiye’de ilk çeyrek itibariyle 568.035 km fiber mevcut. Bunun 5’de biri alternatif operatörlere ait. Toplamda da, bu yatırımların 229.761 km’si omurga (yani operatörün kendi altyapısı) ve 338.274 km’si abonelere giden miktar.
Bir başka notumuz şu; BTK 2006 yılından itibaren fiber altyapı kurmak isteyen firmalara lisans verdi. İlk etapta 11 firma lisans almıştı. Ama bu firmalara yatırım yaptırılmadı. Buna dair bir yazımızı 4 yıl önce “Devlet Telekom’da Altyapı Konusunda Maytap mı Geçiyor?” başlığı ile yayınlamıştık.
Yine altyapıdaki sorunları 6 şubat depremi sonrasında “BTK, Altyapı Şirketlerini Engellemeseydi, Bugün Haberleşme Çökmezdi başlığı ile vermiştik. Saudi Oger’den Sonra Türk Halkı Şimdi Hangi Firmayı Zengin Edecek? Bu bilgiler ışığında, Mehmet Şimşek’in sabahki sözlerine baktığımızda ne düşünmeliyiz? Ülkemizdeki serbestleşmenin ilan edildiği 2004’den bugüne geçen 20 yılda fiber yatırım miktarı –tüm operatörler dahil– şu ana kadar 600 bin km’nin altında (yıllık 30 bin km filan).
Evet Avrupa’da da (örneğin Vodafone İspanya) fiber altyapısını satan firmalar görüyoruz ama yatırım yapılmış olan miktar zaten önemli bir varlık. Bizim tarafa bakarsak olacak olan şu; yeni bir firma (muhtemelen çok uluslu) bu altyapı işini alacak ve bunun yeni yapım maliyetini de biz Türk halkı ödeyeceğiz. 11. Kalkınma planında sayfa 76’deki 4.4 Bölümdeki “Sektördeki Kırılganlık” bölümüne bakarsak şöyle diyordu;
“Bugün hızla yükselen veri tüketimi, şebekelere yapılan yatırımların artarak devam etmesini zorunlu kılmaktadır. Finansal kaynaklar geri dönüş seviyelerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olduğu sektörlere yönelmektedir. Mobil iletişim sektörünün de bu finansal kaynaklar açısından cazip hale gelmesi için işletmeciler ve sektör üzerindeki finansal yükümlülükler ve vergiler hafifletilmelidir.
İmtiyaz ve frekans kullanım hakkı gibi ek mali yüklerin de azaltılması, sektör açısından aynı derecede önemlidir. Türkiye’nin en parlak istihdam ve yatırım alanlarından biri olan iletişim sektöründe yaşanacak olası sıkıntılar, tüm BİT sektörünün yanısıra diğer sektörler (finans, sanayi vb.) üzerinde de düzeltilmesi zor ve uzun zaman alacak tahribata yol açacaktır.
Diğer taraftan, ülke kalkınmasında çok önemli bir yere sahip olan iletişim sektörünün oluşturduğu ekonomik büyüklüğün, GSMH içerisindeki payının zamanla artması, sektörün kendisinin yanı sıra diğer sektörler için de kaldıraç etkisini sağlaması nedeniyle çok önemlidir. Nitekim geçmiş kalkınma planlarında da bu hedeflenmiştir. “
Ama bu kalkınma planları dikkate alındı mı? Ya da bahsedilen tahribatlar ne kadar oldu, hesaplandı mı? Diğer yandan “fahiş operatör fiyatları” nedeniyle gözler bilançolara döndü.
Varlık Fonu altında yer alan telekom firmaları kâr ediyor diye düşünüyorsanız, daha yakında bakın. Bizler yani Türk halkı, AK Parti’nin, Türk Telekom’u “özelleştirme kisvesi altında” Saudi Oger’e devretmesi sonrasında, gerek verilen fahiş maaşlar, fahiş danışmanlık ücretleri, ihaleler ve temettülerle giden kimbilir kaç milyar $’lar üstüne, AK Parti’nin gitmesine izin verirken Türk bankalarına bıraktığı 4,75 milyar $’lık borcunu –diğer başka saçmalıklarla birlikte– şu anda ve önümüzdeki 20-30 yılda, rekor enflasyon, yükselen kiralar, pahalı hayat şartları ile ödeyeceğiz.
Peki fiber altyapının satılması ile acaba yeni hangi yeni yükleri sırtımıza alıyor olacağız? Akıllı – Uslu Sualler Fiber optik ayrılacaksa, neden altyapı lisansı almış firmaların önü açılmıyor? Devlet zaten onlardam 200 bin – 300 bin $’lık (günümüzün 7-10 milyon TL’si) lisans paraları aldığına göre, bunu yapmak zorunda değil mi? Mevcut altyapının çoğunluğu Türk Telekom’a ait.
Arkasından en fazla altyapısı olan Superonline’ın altyapısı küçük adacıklar halinde (Üçüncü operatör zaten TT altyapısı kullanıyor.). Sadece Varlık fonuna ait olan bu 2 firmanın altyapısı mı ayrılacak? Alternatif operatörlerin ya da altyapı lisansı olanları az da olsa payları var. Bunlar nasıl ayrılacak? Ayrıca dönem dönem “tesis paylaşımına zorlanan” alternatif telekom firmalarının parası ile yapılmış altyapı da devredilecek mi? Altyapı nasıl geliştirilecek? TOGG olayındaki gibi bir babayiğit çıkıp Türkiye’de bütün yolları kazıp fiber mi döşeyecek? Ya da aslında bu fikir, bir yatırım bankasından ve hazır çok uluslu bir altyapıcıdan mı geldi? Fiber altyapı yapması için çok uluslu (Türkiye’de yatırım için kimsenin nefesi kalmadı) bir firmaya aktarım yapılırsa, acaba hangi tavizler (kapitülasyonlar) verilecek? Bunun halkın sırtına yükleyeceği yük ne olacak?