Enerji Uzmanı Necdet Pamir: “Doğa tahribatı son bulmalı”

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Genel Koordinatörü ve Enerji Uzmanı Necdet Pamir, Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinin yalnızca yüzde 3’ünü değerlendirdiğini aktaran Necdet Pamir de denizlerde kurulabilecek RES’lerde ise henüz adım atılmadığını söylüyor.
UHA / İnternational News Agency
[Enerji Uzmanı Necdet Pamir]
“Doğa tahribatı son bulmalı”
Türkiye’nin “karbonsuzlaşma” hedefi doğrultusunda öncelikli olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini belirten Pamir, enerji üretim tesislerin kamusal bir planlama anlayışı içinde kurulmasının da önemine dikkat çekiyor.
Deniz üstü RES’lerle ilgili tüm kesimlerin katılımıyla bir yol haritası hazırlanması gerektiğini dile getiren Pamir’e göre karasal GES’ler ve RES’ler de verimli arazilere, yeşil alanlara, ormanlara değil, bu kaynak potansiyellerinin olduğu çorak tepelere kurulmalı.

[Akbelen İkizköy, Fotoğraf: Bulent Kilic/AFP/Getty Images]
Doğanın tahrip edilmesine, flora ve fauna kaybına yol açabilecek yanlış uygulamaların sona ermesi gerektiğine vurgu yapan Pamir, “Enerji projelerine ilişkin yatırım kararlarında ilgili projelerin topluma fayda ve maliyetlerini değerlendiren Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED), Sosyal Etki Değerlendirme, Sağlık Etki Değerlendirme, Ekonomik Fayda Maliyet Analizi, Sosyal Analiz, Sosyo-kültürel Analiz, Bölgesel Analiz gibi nesnel, somut ve ölçülebilir kriterler esas alınmalı” diye konuşuyor.
“Körfez ülkeleriyle iş birliği net değil”
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ziyareti sonrası Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Türkiye ile yenilenebilir enerji projeleri geliştirmek istediklerini belirtmiş, maddi olarak miktarı netleşmese de Türkiye’nin enerji sektöründe Körfez ülkeleri ile önemli bir iş birliği gerçekleştirmeyi hedeflediğini ve 4-5 bin megavatlık yenilenebilir enerji projelerine ilgi duyulduğunu ifade etmişti.
Ancak enerji uzmanları, Körfez ülkeleriyle yenilenebilir enerji projelerinde iş birliğine dair ortaya konan somut bir projenin henüz bulunmadığını vurguluyor.
Necdet Pamir, BAE ve Suudi Arabistan’ın enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin ihmal edilebilir oranda olduğuna, ayrıca kendi teknolojilerinin bulunmadığına dikkat çekiyor.
[Yatağan Termik Santrali, Fotoğraf: ANKA]
Dünya genelinde fosil yakıtların payı yüksek
Türkiye olduğu gibi dünyada da fosil yakıtların kullanımı yenilenebilir enerji kaynaklarının üzerinde bulunuyor.
TMMOB’un Türkiye’nin Enerji Görünümü Sunumu’na göre 2021 yılı itibarıyla dünyanın birincil enerji arzında fosil yakıtların payı petrol, kömür ve doğal gazla yüzde 79,4′ e varırken, bu rakama geleneksel biyoyakıtlar eklendiğinde fosil yakıtların payı yüzde 83,9’u buluyor. Yenilenebilir kaynakların payı ise yüzde 11,9’da kalıyor.
Paris İklim Anlaşması’na göre iklim kaynaklı sorunların yakıcı etkilerini azaltmak için sıcaklık artışının 2050 yılında en fazla 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefleniyor. Bunun için ise sera gazı emisyonunun 2030’a kadar yüzde 45 azaltılması ve 2050’de de “net sıfır” hedefine ulaşılması gerekiyor.
Ancak Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), anlaşmaya taraf ülkelerin verdiği taahhütleri yerine getirmesi halinde bile fosil yakıtların tüketimindeki azalmaların çok sınırlı olacağına işaret ediyor.
UEA’nın 2021 raporunda yer alan tahminlere göre dünyanın birincil enerji arzında yenilenebilir enerjinin payı, 2050’de açıklanan politikaların sürdürülmesi halinde ancak yüzde 29’a, duyurulan taahhütlerin yerine getirilmesi halinde yüzde 51’e çıkacak. Net sıfır salım hedefine ulaşılması durumunda ise yüzde 70’lik payla ağırlık yenilenebilir enerji kaynaklarında olacak.
Ülkelerin kömürden çıkış planları
Paris İklim Anlaşması’na göre Macaristan, İtalya ve İrlanda’nın 2025; Birleşik Krallık’ın 2024; Fransa ve Avusturya’nın bu yıl kömürden çıkması gerekiyor.
2030 yılına kadar aşamalı olarak kömürden çıkacak Avrupa ülkeleri Kuzey Makedonya (2027) Danimarka (2028), Finlandiya (2029 ortası), Hollanda (2029 sonu), Slovakya (2030), İspanya (2030), Romanya (2030), Yunanistan (2028); 2030’dan sonra kömürden çıkacak Avrupa ülkeleri: Karadağ (2035), Hırvatistan (2033), Bulgaristan (2038-2040), Slovenya (2033), Çekya (2033), Almanya (2038) diye sıralanıyor.
Belçika, İsveç ve Portekiz kömürsüz Avrupa ülkelerini oluştururken Kosova, Bosna Hersek, Polonya, Sırbistan ve Türkiye kömürden çıkış kararı almadı.

[Önde rüzgar türbinleri arkada Neurath Kömür Santrali, Fotoğraf: Rupert Oberhäuser/picture alliance]
Avrupa’da da kömür kullanımı arttı
Öte yandan Paris İklim Anlaşması’na uyum konusunda Avrupa Birliği ülkelerinde de problemler yaşanıyor. Rusya-Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla derinleşen enerji krizi nedeniyle Avrupa Birliği’nin kömür kullanımı 2022 yılında artış gösterdi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan Kömür 2022 başlıklı rapor, 2022’de küresel tüketiminin önceki yıla kıyasla yüzde 1,2 artarken, AB’deki artışın yüzde 6,5’i bulduğunu gösterdi.
Rapora göre, AB ülkelerinde 2021’de 449 milyon ton olan kömür tüketimi, 2022 yılında 478 milyon tona ulaştı. Bu yükselişte, Rusya’dan sağlanan uygun fiyatlı doğalgaz tedarikinde yaşanan kesinti ve kısıtlamalar nedeniyle elektrik üretiminde kullanılan kömür talebinin artması etkili oldu.
AB ülkelerinde mevcut kömür madenlerindeki üretim artırılırken, Birleşik Krallık ve Polonya’nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler yeni kömür madeni projelerine başladı. Birçok Avrupa ülkesi, kömürle çalışan elektrik santrallerinin ömrünü uzatma, kapatılan santralleri yeniden devreye alma ve mevcut üretimleri artırma yönünde adımlar attı.
Fransa’da ilkbaharda kapatılan Saint-Avold kentindeki kömür santralinde yeniden elektrik üretimine başlandı. Almanya’da Aşağı Saksonya eyaletindeki kömürlü elektrik santraline nisan ayına kadar tekrar faaliyete geçmesi için acil durum izni verilirken, kapatılması planlanan bazı santrallerin ömrü uzatıldı. Böylelikle Almanya, 6 gigavatsaat üzerinde üretim kapasitesi bulunan kömür santrallerini acil durum rezervi olarak hazırda bekletme kararı aldı.

[Ünlü çevre aktivisti Greta Thunberg de Lützerath’taki direnişe katılmıştı.Fotoğraf: Federico Gambarini/dpa/picture alliance]
Almaya’da “linyit köyü”nde direniş
Almanya’da kömür üretimi kısa vadede artırılırken kabine, 2038’de kömürden çıkış hedefini öne çekerek geçen yıl kasım ayında batıdaki Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 2030 yılına kadar kömürden çıkışın hızlandırılmasını onayladı.
Ancak Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde “linyit köyü” olarak bilinen Lützerath’taki kömür madenine karşı köylülerin yaklaşık üç yıldır süren direnişi bu yılın başında polis müdahalesi ile son buldu. Enerji şirketi RWE’nin linyit kömürü çıkarılan sahayı genişletme kararı üzerine, Mönchengladbach kenti yakınlarındaki maden bölgesinde ağaçların tepelerine kurdukları baraka evlerde yaşayan çevreciler, bölgedeki maden ocağının genişletilmesi yerine kapatılması gerektiğine dikkat çekiyordu. Çevre aktivistleri bu yılın başında köyde maden sahalarının genişletilmemesi ve mevcut sahaların kapatılması talebiyle yaklaşık 35 bin kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlemiş ve polisin sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. Gösteriler sırasında İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg de gözaltına alındı. Alman polisi Lützerath’ın tamamen boşaltıldığını bildirdi.
Gazeteci* Pelin ÜNKER