Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç Kararı Ne Olur?
ANKARA – UHA HABER / 30 üyeli NATO’nun en önemli üyelerinden birisi olarak Türkiye’nin, güvenlik çıkarlarına aykırı konumda olan ülkelerden mevcut politikalarını değiştirmek istemesi kadar makul bir durum yok.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, ‘Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç Kararı Ne Olur?‘ konusunu Ankara’dan Uluslararası Haber Ajansı (UHA)‘ya değerlendirdi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, cuma namazı çıkışı Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri konusunda “olumlu düşüncede olmadıklarını” açıkladığını hatırlatarak, “Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra Soğuk Savaş döneminde bile tarafsız olan Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılma isteklerini ifade ettiklerini biliyoruz” dedi.
Genel Sekreter Stoltenberg’in, iki ülkenin başvuruları durumunda katılımlarının “hızlı ve sorunsuz” olacağını belirttiğine dikkat çeken Prof. Dr. DURAN, Rusya’nın itirazlarına rağmen 30 Haziran’daki Madrid NATO Zirvesi’nin gündeminin, iki ülkenin üyelik başvurusu olması ihtimali yüksek olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Batı ve Rusya arasında Ukrayna krizine ek olarak bir de bu NATO’nun yeni genişlemesinin de gerilimi artırdığını ifade ederek, Avrupa güvenlik mimarisini yeni bir döneme taşıyacak bir mesele olarak bu iki ülkenin NATO üyeliğinin, Rusya’nın kâbus senaryosunu oluşturduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. DURAN, Ukrayna işgalini NATO genişlemesini engellemek için yaptığını söyleyen Rusya’nın, şimdi daha büyük bir meydan okuma ile yüz yüze olduğunu ve nitekim Kremlin’in bu iki ülkenin NATO’ya katılmasını Rusya için “kesin tehdit” olarak göreceklerini açıkladığını dile getirdi.
Yine Rus yetkililerin, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının Avrupa’yı daha güvenli kılmayacağını söylemekle kalmadığına da vurgu yapan Prof. Dr. Burhanettin DURAN, NATO üyesi olmanın bu iki ülkeyi “çatışma alanına dönüştüreceğini,” “düşmanın parçası haline getireceğini ve bütün riskleri taşıyacağını” yüksek sesle dillendirdiklerini açıkladı.
Prof. Dr. DURAN, “Askeri-teknik önlemler” dahil “misillemede bulunma” tehdidinde bulunduklarını hatırlatarak, Kuzey’den de çevreleneceğini gören Rusya’nın Baltık Denizi’ne nükleer füzeler yerleştirme arayışına hazır olunması gerektiğini, ABD ve İngiltere’nin de yeni üyelikleri desteklerken Türkiye’nin rahatsızlık belirten havasının hissedildiğine dikkat çekti.
“İşte Erdoğan böylesine önemli bir meselede önümüzdeki günlerde dünya siyasetinde çok tartışılacak bir değerlendirme yaptı” diyen SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Erdoğan’ın konuya olumsuz yaklaşmasının sebebini şu şekilde açıkladı: “Daha önce Yunanistan ile ilgili NATO konusunda yanlış yaptılar bizden önceki yönetimler. Yunanistan’ın NATO’yu da arkasına alarak Türkiye’ye tavrını biliyorsunuz, bunu istemiyoruz. İskandinav ülkeleri maalesef terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi. PKK’sı, DHKP-C’si İsveç’te, Hollanda’da yuvalanmış durumda. Hatta parlamentolarında da yer alıyorlar.”
Prof. Dr. DURAN, Erdoğan’ın açıklamasının bazı Batı başkentlerinde hoşnutsuzluk üretebileceğini, hatta bunun NATO dayanışması aleyhine ve Rusya lehine olduğunu söyleyenlerin de çıkabileceğini ve elbette alakasının olmadığını ve Türkiye’nin, NATO’nun dayanışmasını artırmasını isteyen ülkelerin başında geldiğinin altını çizdi.
“Ankara’nın “olumlu düşüncede olmadığını” söylemesinin Finlandiya ve İsveç’in üyelik başvurusunu veto edeceği anlamına gelip gelmeyeceği henüz belli değil” diyen Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Ancak net olan, İskandinav ülkelerinin PKK (ve hatta FETÖ) konusunda müttefiklik anlayışına aykırı hareket etmelerinin kabul edilemez olduğudur. Türkiye’nin Finlandiya’dan daha çok İsveç’in politikalarından rahatsız olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Prof. Dr. DURAN, İsveç’in NATO başvurusunun bu ülkenin kamuoyunda tartışılırken bazı yorumcuların üye olunca meşhur 5. Madde’ye referansla “Biz Türkiye’yi mi savunmak zorunda kalacağız” değerlendirmelerinin olduğunu ve. tartışmayı 5. Madde’ye rağmen “Mecbur değiliz” şeklinde sonuçlandırdıklarına aktardı.
PKK’lılara yataklık eden bir ülkenin bu cüretkâr tartışmasının Türkiye açısından can sıkıcılığının ortada olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Burhanettin DURAN, kararlarında oybirliği gerektiren bir savunma örgütü olan 30 üyeli NATO’nun en önemli üyelerinden birisi olarak Türkiye’nin, güvenlik çıkarlarına aykırı konumda olan ülkelerden mevcut politikalarını değiştirmek istemesi kadar makul bir durumun olmadığının altını çizdi.
Prof. Dr. DURAN, Türkiye’nin terörle mücadele ve sığınmacılara güvenli bölge oluşturmak için Suriye’deki operasyonlarını eleştirenlere tepki koyma hakkı ve gücünün de bulunduğunu belirterek, “Ankara, NATO’nun ana hedeflerine sahip çıkarak müttefiklerinden milli güvenlik hassasiyetlerine olumlu cevap verilmesini istiyor. Top şimdi NATO’nun diğer etkili üyelerinin sahasında” olduğunu sözlerine ekledi.
HABER : Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 20 Mayıs 2022]