Bu bilgi akışının düzenlenmesinin hem akademik literatürün hem de sivillerin uygulama alanları arasına girdiğini ifade eden Onur Dikmeci, “Artık savaş, barış ya da darbe zamanlarında enformasyon savaşı yürütülmektedir. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde de enformasyon savaşının bütün ilkelerinin Türkiye’ye karşı uygulandığını görmekteyiz” dedi.

Dikmeci, Enformasyon savaşında ilk unsurun bu savaşın güvenliğini sağlayan operasyonel güvenlik olduğunu belirterek, darbecilerin hava, deniz ve jandarma kuvvetlerinde karacılara nazaran nispeten daha güçlü örgütlendiklerini ve mühimmatlarla sivil, polis ya da darbeye direnen asker ayırt etmeksizin kanlı bir süreci başlattıklarına dikkat çekti..

Enformasyon savaşının ikinci unsurunun ise elektronik savaşın oluşturduğunun altını çizen Analisti Onur Dikmeci, şunları söyledi:

“Darbeciler öncelikle Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nı işgal etmeye kalkmışlar hatta iki darbeci sahte MİT kimliği göstererek başkanlığa girmeye çalışmışlardır. 2012 yılından itibaren elektronik istihbaratın en yetkili mercisi olan MİT ise ağır silahlarla hedef alınmıştır.

TRT çalışanları 15 Temmuz'u anlattı - Son Dakika HaberleriEnformasyon savaşının diğer unsurlarını bilgi süreçlerine bilgisel ya da fiziksel saldırılar oluşturur. Darbeciler yurtiçi ve yurtdışında ki haber ağlarıyla ortaklık kurarak, Türkiye aleyhinde yayınlara başlamışlar, darbeyi aklayıcı haberler yapmaya çalışmışlardır. Ayrıca bu süreçte TÜRKSAT yerleşkesi vurulmuş, TRT ve bazı özel medya kuruluşları darbeciler tarafından basılmıştır”.

Onur Dikmeci, Enformasyon savaşının önemli bir unsurunu oluşturan psikolojik savaşın, kitlenin duygu ve düşüncelerini etkilemeyi, değiştirmeyi ve formatlayarak uygun zemin haline getirmeyi amaçladığını belirterek, burada aldatma ve manipüle yöntemlerine başvurulduğunu dile getirdi.

“Darbe süresince bazı medya organlarında darbecilerin başarılı oldukları işlendi ya da devlet yetkililerinin teslim oldukları açıklandı” diye konuşan Dikmeci, şöyle devam etti:

“Rütbesizlere ise işkence yapıldığıyla ilgili sahte fotoğraflar paylaşıldı. Karanlık gecenin gizli kahramanlarıPsikolojik savaş darbe sonrasında da devam ettirildi. İlk etapta FETÖ yöneticileri darbeyi milliyetçilerin-ulusalcıların yaptıklarını işlediler. Daha sonra iç kamuoyunda kontrollü darbe söylemleri yer buldu. Görüldüğü gibi bu darbe girişiminin çok kapsamlı enformasyon savaşı boyutu da bulunuyor ve Türk Devleti bunları akamete uğrattı”.

Güvenlik Bilimleri Analisti Onur Dikmeci, 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında da enformasyon savaşının sürdürüldüğüne vurgu yaparak, Darbeler şahısları veya partileri değil bütün ülkeyi hedef alırlar. Ülkenin dış kamuoyunda imajı sarsılır, yabancı yatırımcılar ise ürkerler. Hiç kimse darbe olan ve ne olacağı belli olmayan bir ülkeye turistik ziyarette bulunmak istemez. Yani bir ülkeyi her bakımdan olumsuz etkiler. Artık psikolojik bilgi savaşlarına mahal verilmemeli ve bu darbe girişiminin herkesi hedef aldığı kilit noktalarında ise FETÖ mensupları olduğu gerçeği düzgün biçimde aktarılmalıdır” şeklinde konuştu.

Aile Bakanlığı, 15 Temmuz Gecesi Vatandaş Fotoğraflarını Arşivliyor - Memurlar.NetDarbeler Nasıl Önlenir? 

Darbelerin nasıl önlenebileceği konusunda da bilgi veren Onur Dikmeci, Orduların bulunduğu her ülkede zayıf bile olsa darbe ihtimalinin bulunduğunu, özellikle  Türkiye gibi kırılgan demokrasilerde bu oranın uzun yıllar boyunca yüksek olduğunu ve şu anda Türkiye’de sivil siyasetin de güçlendiğini, ancak bunun ise  yeterli olmadığını kaydetti.

Sivil toplumun da güçlenmesinden söz eden Analist Onur Dikmeci,  şöyle devam etti:

“Türkiye örneğinde görüleceği üzere sivil toplum genellikle siyasetle organik bir ilişki içerisindedir ya da hemşehri dernekleri biçiminde kültürel organizasyonlar gerçekleştirilmiştir. Sivil toplumun, siyasetten bağımsızlaşması, sendikaların, meslek örgütlerinin ve baro gibi mercilerin son derece etkin, örgütlü olmaları gerekiyor. Siyasiler bu durumdan hoşlanmayabilirler ancak sivil toplum hem siyaseti yenilemeye zorlar hem de yasama, yürütme, yargının dışında etkin bir güç olarak görev yapar. Böyle bir toplumsal düzende kim niye darbeye başvursun? Ayrıca hangi söylem ve niyette bulunursa bulunsun her darbe girişimi kötüdür ve bu öğretilmelidir”.

Onur Dikmeci,  Sivil kontrolün, demokratik sivil-asker ilişkileri için önemli Tarihi geceden unutulmaz 40 fotoğrafın hikâyesiolduğuna dikkat çekerek, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de askerlerin siyasetle iştigal etmemelerini istediğini söyledi.

Bunun kişisel bir istek olmadığını, bir milli güvenlik prensibi olduğunu ifade eden Dikmeci, “Güvenlik konularında ise ordu mensuplarına tabiiki danışılacaktır. Askeri tabiplik ve askeri hukuk gibi teknik konularda orduya imkân tanınması vesayeti doğurmaz. Askeri personelin özlük haklarının tam olarak iyileştirilmesi de şarttır. Yani zümreye bir bahane bırakılmamalıdır. Her ne kadar güvenlik, iletişim, istihbarat gibi konularda merkezi teşkilatlanmayı kabul etsek de bu merkezi birimler bazı alanlarla ilgili bölünebilirler. Buna güç bölünmesi denir ve demokratik sivil kontrol yöntemlerinden biridir” dedi.

Tarihi direnişin 7. yılı! İşte 15 Temmuz gecesi tüm yaşananlar“Enformasyon savaşıyla başlayan bilgilendirmemizi yine bu kavramla bitirelim” diye konuşan Güvenlik Bilimleri Analisti Onur Dikmeci,  sözlerini şöyle noktaladı:

“Bazı darbeci askerler darbeden sonra yurtdışına kaçtılar ve oturum aldılar. Ağırlıklı örgütlendikleri ülke Almanya’dır. Bu darbeciler sosyal medyadan yayın yapıyor ve konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmayanları etkileyebiliyorlar. Ayrıca yabancı lobilerle de görüşüyorlar. Bu noktada sağlıklı bir stratejik iletişim bağlamında karşı psikolojik savaş gerekiyor. Darbeden sonra büyük ölçüde temizlenen Türk Silahlı Kuvvetleri hem siyasetle hem de bürokratik kurumlarla kurumsal iş birliğini ve iletişimini güçlendirdi. Üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Artık bütüncül bir güvenlik iletişimini sağlıklı biçimde inşa edebileceğimizi söyleyebiliriz”.

***

Onur Dikmeci Kimdir? 

Onur DİKMECİ: (İstanbul) 1987 İstanbul doğumludur. Haliç Üniversitesi İşletme Lisans bölümünden mezun olduktan sonra Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans programına devam etmiştir.  Türkiye’nin ilk özel istihbarat platformu Türkiye Algı Merkezi’nin (turkiyealgimerkezi.org) kurucusu ve direktörüdür. Bireysel ve kurumsal danışmanlık görevini sürdürmektedir. İstihbarat ve Güvenlik Bilimleri üzerine düşünce kuruluşlarında çalışmalar yürüten Dikmeci’nin akademik çalışmaları arasında askeri sosyoloji de yer almaktadır. NATO gibi konularda çeşitli eğitim programlarına katılmış, Sivil-asker ilişkileri, askeri sosyoloji ve darbelerle mücadele konularında pek çok konferansı, makalesi bulunan  Onur Dikmeci’nin, Güvenlik, istihbarat ve bu alanlarda “Beyaz Kitap” ve “Devlet Aklı” adlarıyla 2 adet kitap yayımlandı.