Zelenski’nin Washington Ziyareti Barış Getirir mi?
Ukrayna lideri Zelenski’nin Rus işgal girişimi sonrasındaki ilk yurt dışı ziyaretini Washington’a yapması Amerikan desteğinin devamı için kamuoyu oluşturulması amacı güdüyordu.
Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü
Ukrayna lideri Zelenski’nin Rus işgal girişimi sonrasındaki ilk yurt dışı ziyaretini Washington’a yapması Amerikan desteğinin devamı için kamuoyu oluşturulması amacı güdüyordu. Krizin başından beri askeri ve siyasi destek vermekle kalmayıp Avrupa’yı mobilize etmeyi başaran Biden yönetimi, savaşın nasıl sona erdirileceği konusunu şimdilik gündeme getirmek istemiyor. Biden’ın ‘sonuna kadar yanındayız’ mesajına rağmen ABD’nin önümüzdeki dönemde vereceği yardımın savaşın Ukrayna dışına sıçramaması şartına bağlı olduğu söylenebilir.
Ukrayna lideri Zelenski’nin Rus işgal girişimi sonrasındaki ilk yurt dışı ziyaretini Washington’a yapması Amerikan desteğinin devamı için kamuoyu oluşturulması amacı güdüyordu. Krizin başından beri askeri ve siyasi destek vermekle kalmayıp Avrupa’yı mobilize etmeyi başaran Biden yönetimi, savaşın nasıl sona erdirileceği konusunu şimdilik gündeme getirmek istemiyor. Biden’ın ‘sonuna kadar yanındayız’ mesajına rağmen ABD’nin önümüzdeki dönemde vereceği yardımın savaşın Ukrayna dışına sıçramaması şartına bağlı olduğu söylenebilir.
Zelenski’nin ziyareti Biden yönetiminin önümüzdeki yıl için 1,7 trilyon dolarlık dev bütçeyi Kongre’den geçirme çabalarına denk getirildi. Bütçe içinde Ukrayna’ya destek için 45 milyar dolarlık kaynak ayrılması Rusya’ya da mesaj içeriyordu. ABD’nin desteğini önümüzdeki yıl için garantiye alan bütçenin her iki partinin oylarıyla geçmesi de birlik mesajı verilmesi açısından önemliydi.
Zelenski’nin Kongre’nin ortak oturumunda yaptığı konuşmada Ukrayna’ya yardımın ‘hayır işi’ değil ‘küresel güvenlik ve demokrasiye yatırım’ olduğunu ifade etmesi özellikle Cumhuriyetçiler arasındaki şüpheci kesimlere yönelikti. Zelenski, Amerika’nın kurduğu ve uzun yıllar finansörlüğünü yaparak liderlik ettiği uluslararası sistemin yükünden yakınanlara bir bakıma küresel liderliğin gereklerini hatırlatıyordu.
2008 ekonomik krizinden beri halk arasında güçlenmeye devam eden Amerika’nın küresel liderlik iddiasına şüpheci bakış Trump’la zirve yapmıştı. Trump’ın NATO’dan çıkmayı dahi yakınındakilere telaffuz ettiği basına yansımıştı. Her ülkenin kendi başının çaresine bakması gerektiği ve ABD’nin kimseyi korumaya mecbur olmadığı gibi bir anlayışla hareket eden Trump’ın hemen sonrasında Biden Amerika’nın liderlik rolüne ‘geri döndüğünü’ ilan etmişti.
Biden’ın yeniden ihya etmek istediği küresel liderlik iddiasına karşı en büyük meydan okuma Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle ortaya çıktı. Putin ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini Biden’ın Ukrayna konusunda bir şey yapamayacağı şeklinde okumuş olmalı. Ancak Biden yönetimi Avrupa’nın güvenliğinin tehlikede olduğunu ve Amerika’nın liderlik iddiasının test edildiğini gördüğü için Batı’yı Rusya’ya karşı mobilize etme noktasında büyük oranda başarılı oldu.
Biden yönetiminin Ukrayna’ya desteği herhangi bir şarta bağlamaması ve barışa gidecek yolun net olmaması içeride de eleştiri konusu olmaya devam ediyor. Her ne kadar her iki partiden Rusya aleyhine adımlar popüler olmaya devam etse de ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi çoğunluğunu ele geçirmeleri bu desteğin sorgulanacağı bir döneme işaret ediyor. Zelenski’nin 10 maddelik bir barış planını ve muhtemel bir barış zirvesini Biden’la görüştüğünü söylemesi de bu tür kaygıların giderilmesi amacını taşıyordu.
Zelenski bütçe görüşmelerine denk gelen zamanlaması, minnettarlık ifadeleriyle birlikte desteğin devamını talep eden tonu, barış görüşmelerine açık olduğu yönündeki mesajı ve duygusal anlarıyla başarılı bir ziyaret gerçekleştirdi. Biden yönetiminin 10 aydır verdiği desteğin bir karşılığı olduğu ve ABD’nin Ukrayna gibi Rusya’ya kafa tutabilen bir müttefike yatırım yaptığı yönündeki mesajlar Biden’ı rahatlatmakla kalmayıp verilen yardımlara karşı eleştirilere cevap niteliğindeydi.
Bu olumlu havaya ve Biden’ın Patriot sistemlerini vereceğini açıklamasına rağmen Ukrayna’nın gelişmiş silah sistemleri talebinin sorun yarattığı açıktı. Biden-Zelenski basın toplantısında Başkan’ın halihazırda verilen silahlar dışındaki daha sofistike sistemlerin gönderilmesinin NATO’yu ve Avrupa’yı ‘böleceğini’ söylemesi Rusya’nın muhtemel tepkisine karşı dikkatli olmaya çalıştığını gösteriyordu.
Geçtiğimiz haftalarda Pentagon’un bazı gelişmiş silah sistemlerinin menzillerini değiştirerek Ukrayna’ya verdiği basına yansımıştı. Biden’ın Patriot’ların defansif silahlar olduğuna vurgu yaparak Rusya’yla doğrudan savaşa girmeye niyetleri olmadığını göstermeye çalışması da dikkatlerden kaçmadı. Zelenski’nin Amerikan yardımına teşekkür etmekle birlikte yardımın yeterli olmadığını ve daha gelişmiş silahlar gerektiğini tekrarlaması Biden’ın Rusya’yı kışkırtmama politikasıyla çeliştiğini bir kez daha gösterdi.
Biden’ın savaşın bölgeye yayılmasından çekindiği ve çatışmaların Ukrayna içinde kalmasını tercih ettiği açık. Washington’un savaşın kontrol edilemez bir Avrupa çatışmasına dönüşmesinden çekinmesi, Zelenski’nin Rusya’ya karşı zafer için gereken ihtiyaçlarının karşılanmasıyla tam olarak uyuşmuyor. Zelenski’nin ziyaretinin Rusya’ya karşı Amerikan desteğinin devamı açısından olumlu ancak Kiev’le Washington arasındaki öncelik farklılıklarını ortaya koyması açısından da sorunlu olduğunu söyleyebiliriz.
***
Kadir Üstün
[UHA Haber Ajansı, 31 Aralık 2022]