YTÜ emekli öğretim görevlisi Doğan, “Türkçemizi korumamız ve geliştirmeye çalışmamız gerekir”
İstanbul TRT Radyo 1’de her Cumartesi akşamı saat 22.00’de canlı olarak Şair ve İletişimci Harun YÖNDEM tarafından hazırlanıp ve sunulan ‘Toplum, Çevre ve İnsan‘ adlı programın konuğu Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Türk Dili alanında emekli öğretim görevlisi Fethi Murat Doğan oldu.
UHA / İnternational News Agency
O dönemin gençlik hareketleri içinde yer aldım. Yükseköğrenimini İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde tamamladım. Taksim Atatürk Lisesinde edebiyat öğretmenliği ve İstanbul Bilgi Üniversitesinde Türkçe okutmanlığı yaptım. Çeşitli gazete, ansiklopedi ve yayınevlerinde çalıştım. On sekiz yıldır Yıldız Teknik Üniversitesinde Türkçe okutmanlığı görevine devam etmekteyim.
Harun YÖNDEM: Günümüzde kullanılan Türkçe ile ilgili genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Bugün Türkçe, gırtlağına ip dolanmış bir adam gibi, yerden yere sürükleniyor ve her parçası bir tarafta kalıp organik bütünlüğünü kaybetmiş bulunuyor. Bir cem’iyetin hareket ve bağlantı noktalarının, geçmiş ile hâl arasında kopuksuz ve müteselsil bir çizgi hâlinde devam etmesi, o cem’iyetin selâmet ve bekası nâmına temel prensiptir. Hâlbuki yeryüzünde hiçbir millet yoktur ki dili bir siyâset kozu olarak didiklenip genç nesiller, dedelerinin, hattâ babalarının dahi söylediklerini anlayamayacak hâle getirilsinler. Böyle bir facianın tek kurbanı, işte Türk milletidir.
Dikkat edilecek olursa, Türkçenin yıkılışı hâdisesi, târîhî düşmanlarımızın ve onları velînîmet kabul etmiş gafillerin nezdinde şiddetle alkışlanmaktadır. Lisân gibi, bir milletin hem kılıcı, hem kalkanı olan bir ana merkezin tahrîbi, Müslüman-Türk birliğini fikir ve rûh anarşisine götürerek parçalamayı îmânlarının îcâbı bilmiş olanlar için, elbette sevinilecek bir netîcedir. Ancak, daha da acı olan, târîhî ve kasıdlı düşmanların yolunda yürümeyi âdeta bir vazîfe zanneden basîretsiz zümrenin bu katliâmı anlamadan seyretmesi, hattâ ona iştirak eylemesidir.’Öz Türkçecilik’ parolası altında eğitim ve öğretim sistemimize hâkim olan bu sûikasd, Moskova’nın, yetmiş milyonluk Orta Asya Türklüğüne tatbîk etmiş ve etmekte olduğu sistemin eşidir. Aynı menşeden direktif almak suretiyle bu kıtal hareketini hazırlamış olanların hesap günü gelip çatmıştır. Bu yolda harekete geçmek, bir vatan ve îmân borcu ehemmiyeti kazanmış bulunuyor.
Fethi Murat Doğan: Basın yayının, özellikle televizyonların, Türkçemizin yayılmasında çok etkili olduğunu görüyoruz. Kardeş Türk cumhuriyetlerinde ve Balkanlarda Türkiye Türkçesinin hızla yayılmasında ve Türkiye’de de İstanbul ağzının, kültür Türkçesinin hızla benimsenmesinde basın yayının gücünü, sanırım herkes kabul eder. Öte yandan, Tanzimat’tan bu yana süregelen batı hayranlığı ve taklitçilik, ne yazık ki günümüzde, özellikle basın yayın tarafından körükleniyor! Bize has ne varsa küçümseniyor, aşağılanıyor; buna karşılık, batının dili, kültürü, müziği, mutfağı vs. ise hep yüceltiliyor!
Harun YÖNDEM: İnsan topluluklarının ‘millet’ hâline gelişinde ‘dil’ olgusunun yerini yorumlar mısınız?
Fethi Murat Doğan: Milletlerin meydana gelişinde, tarih, coğrafya, iktisat gibi unsurların yanında, özellikle dil, çok büyük bir öneme sahiptir. Dil, toplumu birleştirdiği gibi, aynı zamanda, toplumun kültürünün de gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Millî edebiyatın, toplumu birleştirmede ve millî ülküleri yaymadaki etkisi, toplumun birlik ve bütünlüğünün çimentosu gibidir.