Yozlaşmanın ipuçları-2
Belediye günlük hayatımızın içerisinde her an her yerdedir. Çeşmeden akan su, yollardaki çukurlar, yeşil alanlar, park bahçeler, hava kirliliği, deniz kirliliği, atık su arıtma tesisleri, gecekondulaşma, kent estetiği, kültür sanat, engelliler, yardıma muhtaç olanlar aklınıza gelebilecek her şey belediye ile ilgilidir. İşte bu nedenle belediye bütçesinin nasıl hazırlandığı ve harcamaların nasıl yapıldığı çok önemlidir.
Erhan ÇALIŞKAN
İlk bölümde yozlaşmanın bütçedeki yansımalarını ifade etmeye başlamıştık.
Belediye borçları da incelenmesi gereken diğer bir kalemdir. Hayatın doğal akışı gereği hepimiz zaman zaman borç alırız.
İşadamlarımız yatırım yapmak, vatandaş ev ya da araba almak için borçlanır. Borç almak değil aldığınız borcu nereye ve nasıl harcadığınız önemlidir. Aldığınız borç ile metro, köprülü kavşak yapıyorsanız, elektrikli otobüs alıyorsanız sorun yoktur. Ama borçla genel harcamaları karşılıyorsanız çok büyük problem var demektir.
Uyanık geçinen belediyeler devlete olan SGK ve vergi borçlarını ödemezler. Bizim piyasaya borcumuz yok derler. Oysaki durum öyle değildir. Yıllarca devlete ödemeleri gereken parayı yandaşlarına maaş vermişler, seçim zamanları temsil ağırlama giderlerinden yaptıkları harcamalarla halka hediye dağıtmışlardır. Sadece iyi işadamları ve ticaret adamlarımız değil her aile ferdi bilir ki tutumlu davranmak, bütçedeki parayı ihtiyaçların önceliğine göre harcamak gerekir. Bunu yapmayan şirketler batar, aileler yokluk içinde yaşar.
BİZE AĞRI KESİCİ VERİLİYOR
Kanserli bir hastaya sürekli ağrı kesici verirseniz hastalığın belirtilerini bastırırsınız.
Belediye bünyelerini saran kanserin belirtilerini görmememiz için bizlere de basın yolu ile sürekli ağrı kesici veriliyor. “Başkan bisikletle işe gidip geliyor” haberi ekranları süslüyor, başkanların elde süpürge temizlik kampanyaları boy boy manşet oluyor, çevreci belediye lafları ve afişleri her yerde.
İşte algı böyle yaratılıyor ve sosyal medya yolu ile İzmirliye ağrı kesici olarak zerk ediliyor.
1,5 milyon TL’lik bisiklet kiti takılmış Mercedes makam arabası başkanın gittiği her yere ya önce ya da sonradan gidip binlerce liralık benzin yakıyormuş, makam şoförü maaşını almaya devam ediyormuş, çöpler düzgün toplanmıyormuş, katı atık depolama ömrünü doldurmuş, çöp tepeleri 60 metreyi geçmiş yeni yer hala bulunamamış, otobüslerin yaş ortalaması 10 yıl olmuş, elektrikli otobüsler alınsa yılda 200 milyon TL tasarruf edilecek ve çevre korunacakmış doğrularını ancak ağrı kesicinin etkisi geçtiğinde ya da belediyedeki kanser ağrı kesici ile saklanamayacak duruma geldiğinde anlayabileceğiz.
TOZ PEMBE HABERLER
Basın ve halkla ilişkiler birimi belediyenin en önemli birimidir. Görevi projeleri halka aktarmak, bilgilendirmektir. Yani vücudumuzdaki damarlar gibi basın kuruluşları vasıtası ile belediye ile halk arasında iletişimi sağlamalıdır.
Basın halkla ilişkiler birimi gerçek faaliyetler yerine başkan misafir kabul etti, yurt dışına gitti, konferansa katıldı, bisiklete bindi, elde süpürge temizlik yaptı, muhalefete fırça attı, önerge verdi vs. gibi ikinci derecede önemli haberleri, yazacak önemli haber olmadığı için önemli haber gibi duyuruluyor ise ve de en önemlisi mevcut sorunların üzerini örtecek şekilde sadece toz pembe haberler servis ediyorsa bilin ki o belediyede yozlaşma artmıştır.
Kurumsal bir belediye yapılan faaliyetlerde başkanını değil belediyeyi öne çıkartır. İyi bir basın halkla ilişkiler tüm gazetecilere aynı mesafede yaklaşır, kendini övenlere ilan verip, hakkında olumsuz haber yapanları da reklam vermeyerek cezalandırmaz.
Aleyhinde yazanlar ‘niçin bize reklam vermiyorsunuz‘ diye sorduğunda mevzuat müsait değil diye cevap verirken, istediği basın kuruluşlarına, meclis denetimine tabi olmayan belediye şirketleri üzerinden binlerce liralık reklam vererek para aktarmaz.
Belediyedeki hastalıklı yapıyı incelerken bir sonraki bölümde ihalelere değineceğiz.