Yorum: Zaharova’nın “Soykırım sözcülüğü”

Ankara merkezli Türkiye’nin saygın düşünce kuruluşu Avrasya İncelemeleri Merkezi’nden (AVİM) Türk-Ermeni İlişkileri, Ermeni Tarihi, Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya Uzmanı Tuğçe TECİMER ve Misafir Araştırmacı Uluslararası Hukuk ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri Uzmanı Selenay Erva YALÇIN, (AVİM) için “ Zaharova’nın “Soykırım sözcülüğü” başlığıyla bir ‘Yorum’da bulundu.
UHA / İnternational News Agency
Geçtiğimiz günlerde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bir açıklama yaparak (Sevk ve İskan Kanunu hakkında) “Ne olduğunu ve neden olduğunu, olayları nasıl algıladığımızı ve kim aracılığıyla algıladığımızı anlamamız gerekiyor. 1939’da Ermenilerin gündeminde “Ermeni soykırımı” yoktu peki nasıl oldu da 1950’de Ermeni soykırımı gündemi ortaya çıktı?” ifadelerini kullanmıştır.[1]
Paşinyan’ın bu açıklaması hem Ermenistan muhalefeti hem de diasporada büyük tepkilere yol açmıştır. Paşinyan’ın açıklamalarına bir tepki de Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova’dan gelmiştir.
Maria Zaharova, “Açıkçası, bu konunun hem Ermenistan Devleti’nin hem Ermenistan halkının hem de Ermenilerin etnik bir grup olarak tarihsel olarak şekillenmiş, tamamen mutabakat temelli pozisyonundan farklı bir şekilde ele alınacağını hiç beklemiyordum. Yıllarca formüle edilip oluşturulan bu yerleşik tutumun Ermeni siyaseti içinde herhangi bir değişikliğe uğrayacağını hiç düşünmemiştim. Ama son zamanlarda ne gibi ifadeler duyuyoruz görüyorsunuz. Bu bizim için bir tartışma konusu bile değil. Ülkemizin tutumu, Devlet Duması’nın düzenli olarak atıfta bulunduğumuz ve sizin de bildiğiniz gibi, ilgili bir bildirisiyle formüle edilmiştir” diyerek Paşinyan’ın söylemlerini eleştirmiştir. [2]
Rusya’nın Sevk ve İskân Kanunu konusundaki tutumu göz önünde bulundurulduğunda, Zaharova’nın açıklamaları şaşırtıcı olmamıştır. Zira Rusya sözde “soykırım” iddialarını bölgede sağlamaya çalıştığı hâkimiyetin tesisi için bir koz olarak kullanmaktan tarih boyunca çekinmemiştir. Bu amaçla gerçeklerin çarpıtılarak alternatif bir tarih yazımı oluşturulmasında da Rusya’nın etkisi göz ardı edilemez.
1967 yılında tamamlanan Tsitsernakaberd (Ermeni Soykırımı Anıtı), Ermenilerin SSCB’nin bünyesinde bulunan diğer etnik gruplardan farklı bir statüde bulunduğunu göstermektedir. Zira SSCB tarafından “soykırım” ve ortak acılar temel alınarak dönüşen bir Ermeni kimlik inşası oluşturulması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda Ermeniler “soykırıma uğramış mağdur halk” kimliği ile dünya kamuoyuna sunulmuştur. Böylelikle dünya kamuoyunda olmayan bir soykırım algısı oluşturularak destek alınması ve bu desteğin zaman zaman Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanılması hedeflenen bir proje dünyaya servis edilmiştir.
Zaharova’nın 1995 yılında Duma’dan geçen kararı savunmaya devam etmesi tarihi gerçekler ve günümüz koşulları göz önünde bulundurulduğunda ciddiyetten ve iyi niyetten uzak görünmektedir.
Sonuç olarak Maria Zaharova’nın söz konusu açıklamaları ile Paşinyan’ın imaları sonucunda ortaya çıkan sorumluluğu Rusya’nın üzerinden atmaya çalışması beklenen bir tavır olmakla birlikte Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan dahi soykırım iddialarının tarihi gerçekler temel alınarak araştırılmasını teklif ederken “Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün”, “soykırım sözcülüğü” yapmasının altında ne gibi nedenler olduğu düşündürücüdür. Ülkelerin dış siyaset uygulamalarında sorumlu davranmaları beklenir. Türkiye ile Ermenistan’ın ikili ilişkilerinde normalleşmeye çalıştığı bir süreçte Rusya’nın üçüncü bir ülke olarak konuya taraflı müdahalesinin süreci olumsuz etkilemesi durumunda doğacak sorumluluğun Rusya’ya ait olabileceği hususu Zaharova açıklamasını yaparken acaba aklına gelmiş midir? Görünüşe göre, ne yazık ki hayır!
[1] Tuğçe Tecimer, Selanay Erva Yalçın, “Paşinyan’ın Söylem Değşikliği, AVİM, 7 Şubat 2025, https://avim.org.tr/tr/Yorum/PASINYAN-IN-SOYLEM-DEGISIKLIGI.
[2]“Russia ‘Stunned’ By Pashinian’s Armenian Genocide Comments”, Azatutyun Radiokayan, 6 February 2025, https://www.azatutyun.am/a/33305917.html?fbclid=IwY2xjawISWdpleHRuA2FlbQIxMQABHctPXykARzdevGAT89UROOJL0MhrozK4JsARqYgFML5SDfTGmnzh0OOXsQ_aem_6KFoimdYKIAy8lsuS2UYbg
***
Yazarlar hakkında
Tuğçe Tecimer, 2016 yılında İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. 2019 yılında aynı üniversitede yüksek lisans derecesini aldı. Tecimer, İstanbul Üniversitesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir ve Ankara Üniversitesi Ermeni Dili ve Kültürü Bölümü’nde ikinci lisans eğitimini 2024 yılında tamamlamıştır. Tecimer’in araştırma konuları arasında Ermeni Tarihi, Türk-Ermeni İlişkileri, Ermeni Dili, Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya bölgeleri yer almaktadır. 2023 yılından itibaren Ermeni Araştırmaları dergisinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak görevini sürdürmektedir.
Selenay Erva YALÇIN, 2020 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dördüncü sınıf öğrencisidir. 2023 yılının Aralık ayında Avrasya İncelemeleri Merkezinin (AVİM) uygulamalı eğitim programını tamamladı. Ocak 2024’te AVİM’de misafir araştırmacı olarak çalışmaya başladı. Halihazırda AVİM’de soykırım hukuku ve Türk-Ermeni ilişkileri alanında çalışmalarına devam etmektedir.