Washington’dan Mektup Var!
WASHİNGTON – UHA HABER / Değerli okurlar, bir süre önce sizlere Kırgızistan Temsilcisi Ayperi BERKMİRZAYEVA olarak Bişkek’den yazıyordum. Bundan böyle Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yerleştiğimden artık buradan yazacağım.
Evet, ‘Washington’dan Mektup Var!’ Haber bültenimizin ilk haber durağı ABD Temsilciler Meclisi…
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Adam Smith, F-35 savaş uçakları alımına karşı Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili pazarlık yapamayacağını savundu.
Demokrat Parti’den Adam Smith, basına yaptığı açıklamada, S-400 savunma sistemi aldığı için Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programına geri dönemeyeceğini söyledi.
Savunma muhabirlerinin düzenlediği bir etkinlikte konuşan Smith, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemi almasının ülkesi için hala ciddi bir endişe kaynadığı olduğunu belirterek, “Bu Rusya’dan silah aldığı için Türkiye’yi cezalandırmak değil. Bu, S-400’ün F-35 ile aynı yerde olmaması ve oradaki kritik bilgilerin Ruslara ulaşma endişesiyle ilgili bir kaygı. Ben sonuçta onlara bazı silahların verileceğini ancak F-35 savaş uçaklarının satılmayacağını düşünüyorum. Avrupa’nın ne yapacağını bilmiyorum. Ancak onların da bu yönde davranacağını düşünüyorum.” dedi.
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı ittifak üyeleriyle yaptığı pazarlığa değinen Smith, “O (Erdoğan) , ‘bana yeterince iyi teklif yapmadınız, biz de İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine kabul etmeyeceğiz.’ diyor. Onun, en iyi pazarlığın bu olduğunu düşünmesi akıl almaz bir şey değil. Bizim, İsveç ve Finlandiya’nın işi de, ortaya çıkan şeyin bu olmaması için müzakere etmek. Bunu denemek. Ancak sonunda müzakere etmek zorunda kalacağımız şey bu.” ifadesini kullandı
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta Türkiye’ye savaş uçağı satışıyla, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin farklı konular olduğunu söylemişti.
ABD’nin dış ilişkilerini yürütürken bazı ülkelerin Rusya ve Çin ile ilişkileri ile ilgili sert kararlar alamaması konusunda ülkesinin bazı esnekliğe sahip olması gerektiğini ve Türkiye’nin durumunun da bunu hatırlattığını kaydeden Smith şöyle konuştu:
“Dünyanın dört bir yanında bizimle ilgili güven sorunu var. ABD’nin mükemmel olduğu fikrine kapılmış birçok Kongre üyesi var. Türkiye ve Hindistan gibi dünyadaki bir sürü ülke ise bahislerini riske attıklarını anlamış görünmüyor. Biz de, ‘Ya bizimle ya da Rusya ve Çin’le birlikte olmak zorundasın’ diyoruz. Onlar ise hala bir anlamda bu kartla oynuyor. Ukrayna’da olup biten ne kadar korkunç olsa da Rusya ve Çin’i ve hatta bir dereceye kadar İran’ı uzaklaştırabilecekken, ABD’ye yaklaşabileceklerini düşünmüyorlar.”
Ülkesinin de geçmişten dersler alıp buna göre davranıp, koalisyonu oluşturmak için esneklik içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Smith şunları söyledi:
“Dünya mükemmel bir yer değil. Müttefikleriniz ve dostlarımız her zaman tam olarak istediğiniz yerde olmayacak. Ve biz de tam olarak bizim istediğimiz gibi dost ve müttefik olmadığımızı kabul etmeliyiz. Öyleyse, Rusya ve Çin’in küresel düzen için oluşturduğuna inandığım tehdidi göz önünde bulundurarak, burada nasıl anlaşabilir bir ortaklığa sahip olabiliriz buna bakmamız gerekecek.”
***
Bu haberimiz de, ABD’den Uygur Türkleri adımı: Sincan’da üretilen ürünlere ithalat yasağı başladı
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Uygur Türkleri ve diğer azınlıkların zorla çalıştırıldığı iddia edilen Çin’in Sincan bölgesinde üretilen ürünlere uygulanacak ithalat yasağı bugünden itibaren yürürlüğe girdi.
Yasağı uygulayacak olan ABD Gümrük ve Sınır Koruma İdaresi, aksini ispatlayan belgelerin sunulmaması halinde Sincan’dan gelen bütün ürünlerin yasa kapsamına gireceğini açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ‘Uygur Zorla Çalıştırmanın Yasaklanması Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle ilgili bir açıklama yayınlayarak, “Küresel tedarik zincirinde zorla çalıştırmanın sona erdirilmesi için müttefik ve ortaklarımızı seferber olmaya çağırıyoruz” dedi.
Bu yasa için Demokratlarla birlikte çalışan Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, düzenlemeyi “2001’den bu yana ABD ile Çin arasındaki en kayda değer değişiklik” olarak tanımladı. Real Clear Politics dergisine bir makale yazan Rubio, “Artık prangalara vurulmuş, gözleri bağlanmış, hayvanlar gibi kıyımı bekleyen saçları traşlı mahkumların fotoğraflarına bakıp omuz silkmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Uygur İnsan Hakları Projesi İcra Direktörü Ömer Kanat da “dev bir kazanım” olarak tanımladığı yasanın diğer hükümetleri de benzer şekilde harekete sevk edebileceğini belirtti.
Yasa ne diyor?
ABD Başkanı Joe Biden tarafından altı ay önce imzalanan ve Kongre’de her iki partiden de destek toplayarak kabul edilen Uygur Zorla Çalıştırmanın Önlenmesi Yasası’nın özellikle tekstil sektörünü etkilemesi bekleniyor.
İnsan hakları gruplarına göre ABD’ye bir yılda giren ithal tekstil ürünlerinin yaklaşık yüzde 20’sinde Sincan bölgesinde yetiştirilen pamuk kullanılıyor.
Bölge aynı zamanda konserve domates ihracatının da merkezi.
Yasa ithalatçıların arz zincirini takip ve yönetim önlemlerinde kısmen ya da tamamen “köle işçiliği” ile üretilen ürünlerin ithal edilmemesi için gerekli önlemleri almasını gerektiriyor. Yasaya göre tam tedarik zincirine bakılacağının ve Çin’in başka bölgelerinden ya da üçüncü ülkelerden gelen ürünlerin de bu kapsamda istisna olmayacağının altı çiziliyor.
İnsan hakları grupları tanık ifadelerine dayanarak çoğunluğu bir milyondan fazla Uygur Türkü’nün Çin’in Han çoğunluk halkına “zorla uyumunu” sağlamak adına “yeniden eğitim kamplarında” hapsedildiğini belirtiyor. Çin hükümeti ise suçlamaları reddederek bu kampların terörizmle mücadele için “mesleki eğitim” sunduğunu ileri sürüyor.
Çin Ticaret Bakanlığı, Washington’un ithalat yasağı açıklamasına tepki göstererek “ABD ve diğer ülkeler bu hatalardan derhal geri dönmeli” çağrısında bulunmuştu.
***
Hazırlayan : Ayperi BERKMİRZAYEVA
[UHA Haber Ajansı, 23 Haziran 2022]