Van soykırım müzesi olsun
UHA HABER / AKŞAM Gazetesi Yazarı Emin Pazarcı, ‘Van soykırım müzesi olsun’ başlıklı makalesinde Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir’in ‘Soykırım’la ilgili olarak internette yer alan konuşmasının, izlenmesini ve yüzündeki ifadenin görülmesini istiyor.
Timsal Karabekir babasının kendisine anlattıklarını aktarıyor:
-Ortada bir gayri tabilik hissettim. İnsanlar hiç kımıldamıyordu. Daha yaklaştığım zaman ıstırapla gördüm ki, her biri canlı canlı birer kazığa oturtulmuştu. Istıraptan kasılmıştı yüzleri.
Timsal Hanım, babasının bu olayı naklettikten sonra, şu ifadeyi kullandığını aktarıyor:
-Allah benim gözümün gösterdiklerini, dünya üzerindeki hiçbir göze göstermesin.
Bu olay, örnekler içinden sadece bir tanesi. Osmanlı arşivlerinde öyle iç acıtıcı örnekler var ki, anlatmak-yazmak bile zor! Geçmişte, bunlar tek tek sıralandı ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından ciltler dolusu kitap haline getirildi.
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün:
Evet, bu topraklarda bir soykırım denemesine girişildi. Onu da batı destekli Ermeni çeteler gerçekleştirdi. Osmanlı‘nın yaptığı, sadece tehcirdir. Bu da ordunun arka hatlarını ve Müslüman ahaliyi koruma altına almak için atılan meşru bir adımdır. O dönemde Ermenilerin giriştikleri saldırılar ve katliamlara bakınca, ne kadar yerinde olduğu da görülmektedir.
Bitmedi, dahası var…
Bu tehcirin de tamamı kayıt altındadır. Kimin nereye hangi yolla ve nasıl gittiği bellidir. Onun dışındakilerin tamamı yalandır. Hem de koca bir yalan. O büyük yalanın failleri, bugün üzerimize “soykırım” iftirasını atanlardır. Biz biliyoruz Amerikan misyonerlerinin Ermeni okullarına nasıl silah ve mühimmat yığdıklarını. Tarih yazıyor Rus ve Fransız üniforması giyen Ermeni çetecilerin on binlerce insanımızı nasıl katlettiklerini.
Elimizde bir Osmanlı Paşası olan Ermeni Bogos Nubar‘ın, Fransızlar nezdinde ABD Başkanı Biden‘in ataları da dahil olmak üzere batılılara yazdığı kapı gibi mektup var. “Tarih sizi affetmeyecektir” diyor Bogos Nubar:
“Silahlandırdınız bizi, toprak vaadinde bulundunuz. Müslüman ahalinin üzerine saldınız. Nihayetinde yüz üstü bırakıp gittiniz.”
Ne bir suçumuz var bizim, ne de ayıbımız. Alnımız açık, başımız dik. Ama ne acıdır ki, geçmişlerinden utanması gerekenler, insan içine çıkacak yüzleri olmayanlar bize saldırıyorlar…
Demek ki, efendilikle olmuyor; ayıplarını yüzlerine, yüzlerine vurmak lazım bunların. Önce eski Van Şehri‘ni Açıkhava Soykırım Müzesi haline getirerek başlamalıyız. Yaktılar, yıktılar, neredeyse taş üstünde taş bırakmadılar. Korumamız lazım o kalıntıları. Müze haline getirip, insanlığın kullanımına açmalıyız.
O müzenin etrafına da Ermenilerin Erzurum, Ağrı, Van gibi illerimiz ve çevresinde gerçekleştirdikleri katliam bilgilerini serpiştirmeliyiz. Açılan toplu mezarların fotoğrafları ile donatmalıyız. TRT arşivlerini açıp, soykırım tanıklarının anlatımları ile de süslemeliyiz.
Hatta o müzeyi genişletip, yakın dönem gerçekleştirdikleri Hocalı Katliamına ait utanç fotoğraflarını da koyabiliriz. Mesela vahşice öldürüldükten sonra erkeklik organları kesilip ağızlarına sokulan o insanların!
“Soykırım” mı diyorlar, iftira atıp bizi mi suçluyorlar?
Yüzlerine yüzlerine vururuz…
***
Neden https://www.uhahaberajansi.com/?
Bağımsız bir haber ajansı olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir ajans gazeteciliğini hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.
Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.
Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün https://www.uhahaberajansi.com/’a Abone Ol.
https://www.uhahaberajansi.com/; seninle güçlü, seninle özgür!
[UHA Haber Ajansı, 28 Nisan 2021]