Uzmanlar Cevaplıyor: NATO’nun Vilnius Zirvesi

* 11-12 Temmuz arasında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşen NATO zirvesi geçtiğimiz yılki Madrid zirvesi gibi tarihsel bir önem taşıyor.
* Avrupa güvenlik mimarisi ve uluslararası güvenlik ortamını derinden sarsan Rusya’nın Ukrayna saldırısının ikinci yılında zirvede birçok önemli gündem maddesi bulunuyor.
UHA / İnternational News Agency
Bu kapsamda NATO’nun aldığı tedbirler, Ukrayna’ya verilen askeri destek ve bu ülkenin gelecekteki muhtemel NATO üyeliğinin yanı sıra İsveç’in üyelik başvurusu ve Türkiye’nin İttifak içindeki rolü gibi hususları konunun uzmanlar cevapladı.
Türkiye’nin önemli, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı Rıfat Öncel, Haliç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aylin Ünver Noi’ya sordu.
Sorular
- NATO, doğu kanadını güçlendirmek adına ne tür tedbirler aldı? Bu tedbirler yeterli mi?
- Ukrayna’ya verilen askeri desteğin geleceği için ne söylenebilir? Ukrayna NATO üyesi olabilir mi? Ukrayna’ya çeşitli güvenlik garantileri sağlanabilir mi?
- NATO müttefiklerinin askeri harcamalarını daha fazla artırmaları istenmekte, GSYH’nin yüzde 2’sinin alt taban olması gerektiği belirtilmektedir. Bu hedef ulaşılabilir midir? Önündeki engeller nelerdir?
- Çin’in Ukrayna’daki savaşa karşı tutumu ve Rusya ile ilişkileri yakından takip edilmektedir. Bu anlamda Ukrayna’daki savaşla birlikte düşünüldüğünde NATO’nun Amerikan-Çin rekabetindeki rolü nasıl tanımlanabilir?
- Türkiye’nin NATO Vilnius zirvesinde İttifaka katkısı, öncelikleri ve beklentileri nelerdir? İsveç’in üyeliği meselesi ne durumdadır?
Prof. Dr. Aylin Ünver Noi :
“Aslında NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek adına aldığı tedbirlerin başında müttefiklerini korumak ve savunmak için hazırlıklarını güçlendirmek yer almıştır. Bu süreci tetikleyen gelişme 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile başlayan ve 2022’de Ukrayna’yı işgali ile devam eden politikalardır. Müttefikler NATO sınırlarında ve ötesinde güvenlik çevresinin değişimiyle NATO’nun 2014’teki Wales Zirvesi Hazırlık Harekat Planı’nın uygulanması konusunda anlaşmışlardı. Bu 2016 Varşova zirvesinde NATO’nun caydırıcılığı ve savunmasının güçlendirilmesi kararıyla daha ileri bir boyuta taşınmıştır. Bu ileri mevcudiyet 2017’deki Estonya, Litvanya, Letonya ve Polonya’ya muharebe gruplarının konuşlandırılması ile neticelenmiştir. Şubat 2022 sonrasında ise müttefikler bu bölgeye ek gemi, uçak ve asker göndermiştir.
Çok uluslu müttefik güçlerinin ileri mevcudiyeti NATO’nun bu yeni Avrupa-Atlantik güvenlik mimarisinin parçasıdır. Tabii ki bu süreçte NATO’nun 5. maddesi (kolektif savunma maddesi) ön plana çıkmaktadır. Yani doğu kanadından herhangi bir müttefike yapılacak saldırı tüm müttefiklere yapılmış sayılacaktır. Haziran 2023 itibarıyla NATO komuta yapısına entegre edilen sekiz çok uluslu muharebe grubu Bulgaristan, Estonya, Macaristan, Litvanya, Polonya, Romanya ve Slovakya’da konuşlandırılmıştır. Bunun dışında NATO müttefikleri ulusal olarak İttifakın doğu kanadındaki aktivitelere katkı sağlamaktadır.
2022 Madrid zirvesinde müttefiklerin üzerinde anlaştıkları NATO Gücü Modeli NATO’nun Daha Yüksek Hazırlıklı Ortak Görev Gücü’nün istenilen yerde ve zamanda hazır olmasını sağlayacak bir hedefle kurulmuştu. Vilnius zirvesinde bu yeni modelin tamamlanması bekleniyor. Yine bu da İttifakın doğu kanadını güçlendirmek adına atılan önemli adımlardan. Bunun içinde savunma sistemlerini konuşlandırmak, silah stoklarını ve mühimmatı daha öncesinde konumlandırmak, komuta kontrolü güçlendirmek ve özel güçlerin müttefiklerini savunması için savunma planlarını güncellemek yer almaktadır.
Tüm bu önlemlerin NATO müttefiklerinin –özellikle de doğu kanadında yer alan üyelerinin– güvenliğini sağlamada hem caydırıcılığını hem de savunmalarını güçlendirmede katkısı vardır. Ancak son dönemlerde Ukrayna Başkanı Volodomir Zelenski’nin iddia ettiği Rusya’nın Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali’ni patlatacağı ve Çernobil’den çok daha büyük bir nükleer faciaya neden olarak Türkiye’nin de dahil olduğu NATO üye devletlerinin bundan olumsuz etkilenebileceği senaryosunda ise bahsi geçen önlemlerin bu tehdidi bertaraf etmeye yeterli olmayacağıdır. Savaş devam ettikçe ve farklı tehditler ortaya çıktıkça bunlarla mücadele etmek ve NATO üyelerini bu tehditlerin olası etkilerinden korumak adına yeni tedbirler geliştirme gerekliliği bulunmaktadır.
NATO zirvesi öncesinde AB’nin Ukrayna’ya askeri destek konusunda aldığı bazı kararlar var. Bunlardan birisi Ukrayna için daha fazla mühimmat üretmek. AB’nin bu kararı hem Birliğin savunma sanayiini canlandıracak hem de NATO üyesi olan AB üyelerine bu açıdan katkı sağlayacak bir adım olarak yorumlanabilir. AB Mayıs 2023’te bu hedefe hizmet edecek 500 milyon avroluk bir bütçenin ayrılacağını açıklamıştı.
Ukrayna’nın kendisini Rusya’ya karşı savunabilmesi için hem mühimmat sağlanması hem de Ukraynalı askerlerin eğitilmesi özellikle dördüncü nesil uçakların kullanılması konuları gündemdeki en önemli konular. Mühimmat konusundaki eksikliklerin giderilmesi adına NATO müttefiklerinin desteği Ukrayna için önem arz ediyor.
Ukrayna için bir diğer önemli mesele olan Ukrayna’nın NATO açık kapı politikası kapsamında değerlendirilmesi ve İttifaka üye olabileceği meselesi 2008 Bükreş zirvesinden beri gündemde olan bir konu. Ancak Zelenski’nin Vilnius zirvesinde de gündeme alınmasını arzu ettiği Ukrayna’nın üyeliği meselesi, NATO’nun yeni üye kabul standartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle diğer bir deyişle toprak bütünlüğü ve egemenliği Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya’nın ilhakları ile sorunlu olduğu sürece pek mümkün görünmemektedir.
NATO’nun üyelik için belli koşulları var. Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 10. maddesine dayalı genişleme politikası NATO üyeliğinin İttifakı kuran antlaşmanın prensiplerini daha öteye taşıyacak ve Kuzey Atlantik bölgesinin güvenliğine katkı yapabilecek durumda olan herhangi bir Avrupa devletine açık olduğunu ifade eder. Genişleme kararı oy birliği ile alınan bir karardır. Bu süreç içinde yer almak isteyen ülke yoğunlaşmış diyaloğa davet edilerek süreç başlatılır. Üyelik Aksiyon Planı’na sonrasında davet edilir ve üyelik için hazırlanması sağlanır. Ancak bu da üyeliği garanti etmez. Aday ülkenin pazar ekonomisiyle işleyen demokratik siyasi sisteme sahip olması, azınlıklara adil muamele etmesi, çatışmaların barışçı yollardan çözülmesine bağlılık ve NATO operasyonlarına askeri katkı yapmak için yetkin olması gibi birtakım kriterler de bulunmaktadır.
NATO her egemen ulusun kendi güvenliğiyle ilgili karar verme hakkına sahip olduğunu söylüyor ve yürüttüğü açık kapı politikası ile yeni üyelerle İttifakın genişleme sürecini destekliyor. Ukrayna’nın demokratik gelişimini ve savunma reformlarını gerçekleştirmesi gerekiyor. Ülkenin demokrasi ve yolsuzluk karnesinin zayıf olduğu zaman zaman gündeme getirilen meselelerden. Bir başka üyelik için gerekli olan şart savunma konusunda reform ve modernizasyon, ki Rusya-Ukrayna savaşı bu açıdan Ukrayna’yı bir şekilde belli bir noktaya getirdi. Ukrayna için en sıkıntılı konu ise harici toprak anlaşmazlıklarını AGİT ilkelerine uygun olarak barışçı yollarla çözmek ve iyi komşuluk ilişkisi sürdürmek. Bu maddeye göre Ukrayna’nın çözülmemiş toprak anlaşmazlıkları ve sınır sorunları üyelik yolunda ilerleyebilmesi için bir engel teşkil ediyor.
Ukrayna NATO üyesi olduğunda her İttifak üyesi için geçerli olabilecek NATO’nun 5. maddesi kolektif savunmasını harekete geçirmesi gerekebilir. Bununla ilgili olarak eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde bu toprak anlaşmazlığı sorununa rağmen üyelik için bir yol önermişti. Onun önerisine göre NATO’nun toplu savunma ile ilgili meşhur 5. maddesi sadece “Ukrayna’nın kontrolü altında olan topraklar için geçerlidir” şerhi düşülecekti ve böylece Ukrayna için NATO Üyelik Eylem Planı geliştirilecekti. Halen devam eden bir savaş var. Savaş sona ermeden neresi Ukrayna toprağı sayılacak konusu muamma, ayrıca zaten Rusya tarafından ilhak edilen topraklar ne Ukrayna tarafından ne de uluslararası toplum tarafından Rusya toprağı olarak tanınmıyor. Tüm bu süreçlerden geçebilen bir aday ülkenin NATO üyeliği ise otuz NATO üyesinin oy birliğiyle o ülkenin İttifak üyeliğini kabul etmesi gerekiyor. Ancak Macaristan gibi savaştan önce bile Ukrayna’nın NATO üyeliğine destek vermeyen üye devletler var.
NATO üyeliği olmasa da Ukrayna’yı İttifaka daha yakın tutma adına bir paketin Vilnius zirvesinde sunulması bekleniyor. Ancak 2008 Bükreş zirvesinde olduğu gibi Ukrayna’nın İttifaka üye olabileceği yeniden teyit edilecek. Bu zirvede üye devletler ortak karar alabilirlerse askeri desteğin artırılması, askeri envanterin modernizasyonu ve dönüştürülmesi gibi Ukrayna’nın güvenliğini garantiye alma adına atılacak adımlar olacak.
2014’ten bu yana her ABD başkanının gündeme getirdiği müttefiklerin kendi GSYH’sinden yıllık olarak NATO’ya yaptıkları savunma bütçesi katkılarını yüzde 2’den daha fazla yapma taahhütlerini yerine getirmeleri beklenmiştir. Bu konuda daha önceleri yapılan eleştirilerin geride kalarak Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında birçok NATO müttefiki Avrupalı devletin bu hedefe ulaştığı hatta aştığı görülmektedir. Ayrıca Almanya gibi tarihsel olarak bu konuda adım atmaya isteksiz bir devletin bile savunma bütçesini 100 milyar avroya çıkaracağını duyurması ve F-35 alacağını açıklaması yıllardır ulaşılmak istenilen aşamaya Rusya sayesinde gelindiğini göstermektedir. Rusya-Ukrayna savaşı müttefiklere hem NATO’nun kolektif savunmaları için önemini hatırlatmış hem de savunma güçlerini artıracak adımların ne kadar gerekli olduğunu göstermiştir. Her zirvede olduğu gibi bu zirvenin de önemli gündem maddelerinden birisi yeni bir savunma yatırım sözü olacaktır.”