TUSAŞ Yerleşkesine Terör Saldırısı
* Terörle mücadelede istifade edilen pek çok hava platformu ve alt bileşenin üreticisi Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’nin (TUSAŞ) Kahramankazan’daki yerleşkesi PKK’nın gerçekleştirdiği bir terör saldırısının hedefi oldu.
* Patlayıcı ve uzun namlulu silahların kullanıldığı saldırıda 5 kişi hayatını kaybederken 22 kişi de yaralandı.
* Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonu ile saldırıyı gerçekleştiren 2 terörist etkisiz hale getirildi. Saldırının ardından Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki hedeflere hava harekatı başlatıldı.
Türkiye’nin saygın ve güvenilir, Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı Neşe DÜZ, saldırının arka planını ve terör örgütünün bu saldırıyla hedeflediklerini uzman konuklarından Defence Turk’den Ahmet ALEMDAR, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, SETA’dan Merve Seren YEŞİLTAŞ ve SETA dış politika araştırmacısı Can ACUN’a sordu.
Mevcut siyasi konjonktür ve bölgesel gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda terör örgütünün saldırı dinamizmi ne durumdadır, kısa vadede ne tür tehditler beklenmelidir?
PKK/KCK terör yapılanması alt bileşenleriyle birlikte bölgede yaşanan çatışmaları büyük bir fırsat olarak görmekte, kaostan yararlanarak etki gücünü artırmaya, küresel ve bölgesel aktörler için kullanışlı bir vekil özelliğini tahkim ederek onların gücünü de kendisi için araçsallaştırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda her ne kadar İran ve İsrail/ABD dengesini yönetmekte zorlanacak olsa da Türkiye’nin İsrail ile karşı karşıya gelmeye başladığı denklemi kendi lehine kullanma arayışı dikkat çekiyor. Açık kaynaklara yansıyan örgüt içi tartışmalarda Filistin meselesine dair sol tandanslı sahiplenici kodların artık bir kenara bırakılması ve doğrudan İsrail lehine pozisyon alınması gerektiği vurgulanmaya başlanmış durumda. Bu bağlamda terör örgütü Suriye’de ABD ile kurduğu ilişkiye saha şartları olgunlaştığında İsrail’in de dahil olmasını arzulayabilir. Ancak terör örgütünün şu anki aşamada Suriye’de Esed rejimi ve İran’a bağlı milis güçleriyle çatışma niyetinde olmadığı da görülüyor. Ayrıca Irak’ta KYB ile angajmanını güçlendirerek Türk Silahlı Kuvvetlerine ve KDP Peşmergesine karşı mevzilerini koruma çabasındadır. Terör örgütü, Türkiye sınır hattında kaybettiği alanları Süleymaniye-Asos hattına yayılarak telafi etmek istiyor.
Türkiye’de siyasi iktidar ve güvenlik bürokrasisinin, PKK’nın tasfiyesi için Öcalan’ın araçsallaştırılması bağlamında bir kartı devreye aldığına dair bazı emareler ise PKK/KCK üst yönetiminde derin bir endişeye neden olmuş görünüyor. Sözde lider kadroları yaptıkları açıklamalarda “devletin yeni bir özel harp oyununu sahaya sürdüğü ve buna hazırlık yapılması gerektiği” argümanları ile önleyici bir retorik inşa etmeye başladılar. TUSAŞ’a gerçekleştirilen terör saldırısı da bu bağlamda olası bir tasfiye hamlesine karşı yaptıkları ve Türkiye’de infial oluşturarak Öcalan’ın kendilerine karşı kullanılmasını engellemeye çalıştıkları şeklinde okunabilir. Burada PKK/KCK’yı bölgesel denklemde taşeronlaştırarak kullanmak isteyen büyük aktörlerin ve istihbarat servislerinin de yönlendirmesi mümkün görünüyor. Buna binaen Türkiye’deki “sürece” ilişkin gelişmelere bağlı olarak terör örgütü benzer nitelikte provokatif saldırılar gerçekleştirme arzusunda olacaktır.
Neşe DÜZ, SETA Araştırmacı