Türkmenlerin Suriye’nin geleceğine dair perspektifi nedir?
Bu perspektif, 2018 Aralık ayında “Suriye Krizinde Göz Ardı Edilen Aktör: Türkmenler” başlığıyla SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde araştırmacı olarak çalışan Can ACUN ve SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde araştırma asistanı olarak görev yapan Kutluhan GÖRÜCÜ tarafından kaleme alındı.
Giriş Tarihi: 31 Aralık 2018, Güncelleme: 31 Ağustos 2023
UHA / Europe İnternational News Agency
• Sancak Kongresi ne anlama gelmektedir?
• Türkmenlerin Suriye’nin geleceğine dair perspektifi nedir?
SANCAK KONGRESI’NIN ANLAMI VE GELECEK PERSPEKTIFI
Suriye Türkmenleri arasında uzun süredir bir sorun teşkil eden farklı sancakların kullanılması hadisesi ve Türkmen toplumunun Türkmen Meclisinden bu sorunun çözülmesi yönündeki talepleri bir kongre düzenlenmesinin zeminini oluşturmuştur. 18 Kasım’da Halep’e bağlı Çobanbey kasabasında gerçekleştirilen kongre ile Suriye Türkmenleri ilk kez demokratik bir seçim ile sancaklarını belirlemiştir.
Kongreye Halep, İdlib-Lazkiye (Bayır Bucak), Rakka, Hama, Humus, Tartus, Dera, Golan ve Şam Türkmenlerini temsil eden yaklaşık 250 delege katılım sağladı.
Ayrıca Suriye Türkmen Meclisi üyeleri, Suriye Türkmen toplumunun kanaat önderleri, askeri grupların komutanları, sivil toplum temsilcileri ile bölgedeki halk da katılmıştır.7
Türkmendağı bölgesinde faaliyet gösteren askeri grup ve sivil toplum temsilcilerinin de kongreye katılım sağlaması Türkmen toplumunun birlik ve beraberliğinin bütünleşmesinde önemli bir etmen olmuştur. Söz konusu kongrenin Çobanbey’de yapılması ve Türkmenlerin Suriye’de gerçekleştirdiği ilk kongre olması bakımından da büyük önemi haizdir. Kongre sonrasında bölgede bir sinerji oluşmuş ve Türkmenlerin geleceği için umutlar tazelenmiştir.
PYD/YPG gibi ayrılıkçı bir gündeme sahip olmayan Türkmenler bu yönde bir askeri ve siyasi yapılanma içerisine girmemiş ve meşru kabul edilen Suriye muhalefeti ile birlikte çalışmalarını sürdürmüştür. Bu konunun en bariz örneklerinden birisini Suriye Türkmen Meclisi Başkanlığı görevinde bulunan Abdurrahman Mustafa’nın 6 Mayıs 2018’den itibaren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) başkanlığını yürütmesi teşkil etmiştir.8
Nitekim Türkmen siyasi ve askeri temsilciler de özgür, müreffeh ve bir bütün olarak Suriye’den yana tavır almaktadır. Türkmen askeri gruplar içerisinde önemli sayıda Arap ve Kürt unsurların bulunması da bunu göstermektedir.
Astana süreci ile birlikte Suriye’de yeni bir anayasa oluşturulması konusundaki mutabakat Türkmenler için büyük bir öneme sahiptir. Suriye Türkmen Meclisi yetkililerinin de sıklıkla dile getirdiği gibi Türkmenlerin Suriye’deki yeni anayasa sürecinden en öncelikli beklentileri hukuki statü kazanmaktır.
Kazanılması muhtemel bu hukuki statü Türkmenlere anayasal zeminde bir nesnellik sağlayacaktır. İlave talep ve istekler de bu zemin üzerine inşa edilecektir. Bu açıdan Türkmenlerin öncelediği ilk istek anayasal zeminde statü kazanmaktır.
Hukuki statü ile birlikte savaş esnasında göç etmek durumunda kalan veya tehcir edilen Türkmenlerin kendi bölgelerine dönüşünün sağlanması Türkmen siyasetinin öncelediği konu başlıklarından birini oluşturmaktadır. Farklı zamanlardaki rejim, PYD/YPG ve DEAŞ baskıları sebebiyle Türkmenler yerleşim yerlerinden olmuş, önemli bir kesimi Türkiye ve çevre ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Ülke dışına göç etme imkanı bulamayan Türkmenler ise şu anda muhaliflerin kontrolünde yer alan İdlib bölgesi, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı bölgelerine gelmiştir.
Türkmenlerin yaşadığı bölgelerde savaşın şiddetli olması ve PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin Türkmen yerleşim yerlerinde etkinlik kazanması Türkmen nüfusunun büyük çoğunluğunun göç etmesine sebebiyet vermiştir. Bu noktada belirtilmelidir ki Türkiye’de bulunan mülteciler arasında önemli sayıda Suriyeli Türkmen yer almaktadır.
Türkmenler bu taleplerine ek olarak siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel haklarının da ulusal ve uluslararası zeminde güvence altına almayı arzulamaktadır.
Suriye Türkmenleri geleceğin Suriye’sinin demokratik, adil ve şeffaf seçimler sonucu oluşturulmasını ve bu bağlamda Esed de dahil Baas rejiminin tamamen ortadan kaldırılmasını istemektedir.9
SONUÇ
2011 öncesinde Baas rejiminin baskıları nedeniyle herhangi bir yapılanma içerisine giremeyen Türkmenler halk ayaklanması ile birlikte bir araya gelerek toplum ve millet olma yolunda önemli adımlar atmıştır.
Halk ayaklanması süresince meşru Suriye muhalefeti ile siyasi ve askeri olarak bir angajman içerisine giren Türkmenler YPG/PYD veya DEAŞ gibi ayrılıkçı bir gündem takip etmemiştir. Suriye’nin tüm unsurları ile birlikte barış içinde bir arada yaşama vizyonunu ortaya koyan Türkmenler bu yönde çalışmalar gerçekleştirmektedir.
Türkiye’nin Suriye savaşına aktif bir şekilde müdahil olması ile yeniden alan kazanan muhalifler arasında Türkmenler de önemli bir aktör konumuna gelmiştir.
Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkmenler Türkiye’nin Suriye sahasında YPG/PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleri ile mücadelesinde ve muhtemel askeri operasyonların yürütülmesinde önemli bir müttefik olarak dikkat çekmektedir.
Bu bağlamda Suriye Türkmenleri ülkenin geleceğinde hem Türkiye hem de Suriye muhalefeti için önemli bir müttefiktir. Türkmenlerin Suriye’nin geleceğine dair ortaya koyduğu birlik ve beraberlik anlayışı muhalefet saflarını güçlendirecek ve Suriye’nin bütünlüğünün korunmasında bir mihenk taşı olacaktır. Kısacası Suriye Türkmenleri ülkenin toprak bütünlüğünü muhafaza edecek, aynı zamanda diğer etnik ve mezhebi unsurlarla birlikte Suriye Türkmenlerinin de anayasal haklarını tanıyacak bir siyasal çözüm için mücadele vermeye devam etmektedir.
7. “Suriye Türkmenleri Tek Sancak Altında”, Habertürk, 22 Kasım 2018.
8. “SMDK’nın Yeni Başkanı Belli Oldu”, Anadolu Ajansı, 7 Mayıs 2018.
9. “Suriye Türkmen Meclisi Dr. Muhammed Vecih Cuma ile Röportaj”,
Suriye Gündemi, 13 Kasım 2018.
***
Yazarlar hakkında
CAN ACUN
SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunudur. Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans yapmıştır. Kanada’da Kültürlerarası Diyalog Eğitimi almıştır. Mısır’da Kahire-Türkiye Araştırmaları Merkezi’nde ve SETA Kahire’de Mısır üzerine çalışmalar yürütmüştür. Halen SETA Ankara’da Mısır ve Ortadoğu üzerine araştırmalarda bulunmaktadır.
KUTLUHAN GÖRÜCÜ
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans eğitimine Kocaeli Üniversitesi’nde Siyasi Tarih Bölümü’nde devam etmektedir. SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde araştırma asistanı olarak çalışmaktadır. Ayrıca Suriye Gündemi internet sitesinde editörlük yapmaktadır. Çalışma alanları Suriye savaşı, devlet dışı silahlı aktörler, Türkmenler ve DEAŞ’tır.