Türkiye’nin ilk ve tek YÖK onaylı çocuk üniversitesi Üsküdar’da
Bilimden sanata, spordan teknolojiye… Hepsi birbirinden özel yetenekli öğrenciler Üsküdar Çocuk Üniversitesi çatısı altında eğitim alıyor. Belki de geleceğin bilim insanları, üstün yetenekli sanatçı ve sporcuları burada yetişiyor.
Hepsi birbirinden zeki ve özel yeteneklere sahip çocuklar bir arada eğitim alıyor. Bilimden sanata spordan teknolojiye aldıkları eğitimlerle doğuştan sahip oldukları yeteneklerini geliştiriyorlar. Üsküdar Çocuk Üniversitesi belki de gelecekte önemli çalışmalara imza atacak bilim insanlarının ve üstün yetenekli sanatçıların gelişimine öncülük ediyor.
2012’den bu yana hizmet veren Üsküdar Çocuk Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Üsküdar Belediyesi’nin iş birliğiyle kuruldu. Üniversite eğitime başladığından bu yana özel yetenekli çocuklara, ders dışı zamanlarında bilimsel, sanatsal ve sportif ve kültürel alanlarda ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyetler sunuyor.
Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nde yürütülen çalışmaları ve bugün gelinen noktayı Üsküdar Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Yakup Öksüz, TRT Haber’e anlattı.
“En üst düzey zeka testine tabii tutarak alıyoruz”
Türkiye’nin alanında YÖK onaylı ilk ve tek üniversitesi olma özelliğini taşıyan Üsküdar Çocuk Üniversitesi’ne her çocuk alınmıyor. “Burada özel yetenekli çocuklarımıza sahip çıkmak için özel bir çalışma yürütüyoruz” diyen Yakup Öksüz, okula kabul edilecek öğrencilerin seçim sürecini şöyle anlatıyor:
“Özellikle 2’nci ve 3’üncü sınıfa giden çocuklarımızı uluslararası geçerliliği olan dünyada uygulanan en üst düzey zeka testine tabii tutarak alıyoruz. Bu birebir uygulanan bir test. Özellikle sertifikalı psikologlar tarafından yapılıyor. Çocuğumuzun 5 farklı alanda hangi yeteneklere sahip olduğunu ve özel yeteneklerini, ilgi alanlarını tespit ediyoruz. Üstün zekalı tanısı çıkarsa buraya alıyoruz, 4 yıl eğitim alıyor. Parlak zekalı tanısı çıkarsa 2 yıllık eğitim programımıza alıyoruz.”
54 farklı atölye ve eğitim
Üsküdar Çocuk Üniversitesi 3 ayrı kampüste eğitim veriyor. 8-12 yaş arasındaki çocuklar kademe kademe ayrılarak eğitim görüyor. Öğrenciler 4 yıl boyunca bilimden sanata teknolojiden spora kadar 54 farklı atölye çalışmasına ve eğitime katılıyor.
En önemli amaçlarının aynı yeteneklere sahip çocukları bir araya getirmek olduğunu söyleyen Öksüz’den eğitim programının detaylarını öğreniyoruz:
“Bizim mühendisliğe giriş derslerimiz de var, doğayla ilgili derslerimiz de var, Küresel iletişim kurmalarını sağlayan derslerin yanı sıra, spor ve sanat branşlarıyla alakalı derslerimiz de bulunuyor. Münazara, hitabet gibi kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak, drama gibi aile içi iletişime katkı sağlayacak dersler de mevcut. Bir de çocuklarımızın kendilerini yabancı hissetmemelerini o yeteneklerini hep canlı tutmalarını sağlayacak şekilde kültürel geziler, etkinlikler, bilimsel çalışmalar da yapılıyor. Özellikle eleştirel düşünceye yönlendirmek anlamında da birçok farklı ders veriyoruz.”
Mezunları arasında dünyanın en iyi üniversitelerine gidenler var
Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nden mezun olan öğrencileri parlak bir gelecek bekliyor. Mezun öğrencilerle bağ koparılmayarak, eğitimlerini nerelerde devam ettikleriyle yakından ilgileniliyor. Öğrencilerin Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nde aldıkları eğitim, gelecekteki eğitim hayatlarını da olumlu yönde etkiliyor. Öksüz, mezun olan öğrencilerin başarılarını şöyle anlatıyor:
“Dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyan çocuklarımız var. Dünyada spor, bilim gibi farklı branşlarda yarışmalara katılmış ve dereceler almış çocuklarımız bulunuyor. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde okuyanlar var. LGS’de tam puan alan çocuklarımız oluyor.”
Rehber öğretmenler yönlendiriyor
Peki bu üstün yetenekli çocuklar nasıl fark ediliyor da Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nde eğitim alabilecek düzeyde olduğuna karar veriliyor? Öksüz, okullardaki rehber öğretmenlerle irtibat halinde olduklarını belirtiyor. Yine her yıl okulları ziyaret ettiklerini ve velilere broşür gönderdiklerini ifade ediyor.
“Bazı veliler ise kendileri başvuruyor. ‘Mesela 2’nci sınıfa giden çocuk çok güzel resimler çiziyor’, ‘Matematikle ilgileniyor’ ya da ‘Üçüncü sınıfa giden çocuğum çok iyi İngilizce biliyor’ diyorlar. Biz de bunları değerlendiriyoruz. Kaybolmasını istemiyoruz.”
İstanbul dışından gelen eğitim almaya geliyorlar
Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nde aslında sadece Üsküdar’da ikamet eden ya da eğitim gören çocuklar hedeflense de başka yerlerden gelen çocuklar da oluyor. Hatta bırakın İstanbul’u şehir dışından bile gelerek eğitim alan çocuklar oluyor.
“4 yıl boyunca Ankara’dan bir dedemiz çocuğunu getirdi buraya. Çocuk üstün zekalı çıktığı için biz geri çeviremedik. Üsküdar dışından da çok talep görüyoruz. Edirne’den gelen insanlar oluyor. Düzce’den devam eden bir öğrencimiz var. Üsküdar dışındaki ilçelerden çok talep oluyor ama bizim önceliğimiz Üsküdar. Ancak eğer çocuk test sonucunda üstün çıktıysa yine de kaybetmemek adına yardımcı oluyoruz.”
Çocuklar derse büyük ilgi gösteriyor
Halihazırda Üsküdar Çocuk Üniversitesi’nden bin 500 öğrenci eğitimine devam ediyor. Çocukların he türlü konforu düşünülerek hazırlanan sınıflarda sürdürülen eğitime çocuklar hafta sonu olmasına rağmen büyük bir hevesle katılıyor. 4’üncü kademe öğrencilerin eğitim aldığı, “Mühendisliğe Giriş” de bu sınıflardan biri… Dersin öğretmeni Melih Şahin, verdiği eğitimi ve öğrencilerin ilgisini şöyle anlatıyor:
“İlerleyen zamanlarda mühendis olmak isteyen arkadaşlara öncülük ediyoruz İlk seviyeden başlayıp yavaş yavaş da üst seviyelere çıkıyoruz. Öğrenciler daha fazla öğrenmek istiyorlar. ‘Hocam bunu nasıl yapabiliriz’ diye soruyorlar. Aşırı istekli olmaları benim hoşuma gidiyor.”
3D Tasarım Atölyesi de yine öğrencilerin keyif alarak devam ettiği derslerden biri… Dersin öğretmeni Süleyman Ersin, “Öğrencilerimize tasarım mantığını öğretmeye çalışıyoruz” diyor ve bu derste verdikleri eğitimi şöyle anlatıyor:
“Onların 3 boyutlu düşünebilme kabiliyetlerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Onlara ‘Tasarlayabilirim, üretebilirim özgüvenini kazandırmaya çalışıyoruz. Hem 3D’yi geliştirmeye çalışıyoruz hem de tabiri caizse buzdağının görünmeyen kısmını hayal edebilmelerini hedefliyoruz.”