‘‘Tek Millet, İki Devlet’’ Anlayışının Yansımaları: Ankara ve Bakü Arasında Güçlenen Bağlar
* Osmanlı İmparatorluğu döneminde Azerbaycan, Osmanlı’nın bölgesel çıkarları açısından önemli bir bölgeydi. Osmanlılar, Azerbaycan’ın stratejik konumu ve petrol kaynakları nedeniyle bölgeyle ilgilenmiş zaman zaman diplomatik ve askeri destek sağlamışlardır.
* 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla iki ülke arasında resmi diplomatik ilişkiler başlamıştır.
* Bu dönemde, Osmanlı Devleti’nin Kafkasya’daki askeri müdahaleleri ve Bakü’nün Ermeni-Bolşevik ittifakından kurtarılması, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini derinleştiren önemli olaylardan biridir.
* Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtarması, iki ülkenin tarihindeki simgesel bir noktadır.
(Dr. Aziz ARMUTLU)
Dr. Aziz Armutlu, (UDİAD) Bilim Kurulu Üyesi
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğr. Üyesi ve Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği. (UDİAD) Bilim Kurulu Üyesi Dr. Aziz Armutlu, kaleme aldığı “‘‘Tek Millet, İki Devlet’’ Anlayışının Yansımaları: Ankara ve Bakü Arasında Güçlenen Bağlar” başlıklı yazısında, Sovyetler Birliği’nin Azerbaycan’ı işgali ile Azerbaycan’ın, 1991’deki bağımsızlık ilanına kadar Sovyet kontrolü altında kaldığına dikkat çekiyor.
Dr. Aziz Armutlu, kaleme aldığı “‘‘Tek Millet, İki Devlet’’ Anlayışının Yansımaları: Ankara ve Bakü Arasında Güçlenen Bağlar” başlıklı yazısının detayı şöyle devam ediyor:
Türkiye, Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuştur ve bu durum, iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarının güçlenmesine vesile olmuştur. 1990’lar boyunca özellikle Ermenistan’la olan Karabağ sorunu sırasında Türkiye, Azerbaycan’a diplomatik ve ekonomik destek sağlamış, bu süreçte iki ülke arasındaki stratejik ortaklık daha da derinleşmiştir.
Günümüzde Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler, ortak tarihsel ve kültürel bağların yanı sıra enerji projeleri (Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı gibi), savunma iş birliği, ticaret ve diplomasi alanlarında da giderek güçlenmektedir. ‘‘Tek Millet, İki Devlet’’ anlayışı, bu ilişkilerin temelini oluşturmakta ve iki ülke arasındaki dayanışmayı pekiştiren bir rehber ilke olarak varlığını sürdürmektedir.
Enerji İşbirliği: TANAP ve Ötesi
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki enerji iş birliği, iki ülkenin stratejik ortaklığının en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Özellikle Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), bu iş birliğinin somut bir göstergesi olarak öne çıkmaktadır. TANAP, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şahdeniz 2 sahasından çıkarılan doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırılmasını amaçlayan büyük bir enerji projesidir. Proje, sadece iki ülke arasında değil aynı zamanda Avrupa’nın enerji güvenliği açısından da kritik bir rol oynamaktadır.
TANAP, 2018’de faaliyete geçmesiyle birlikte Türkiye’nin enerji arz güvenliğini güçlendirmiş, Azerbaycan’ın küresel enerji piyasasındaki etkisini artırmış ve Avrupa’nın Rusya’ya olan doğal gaz bağımlılığını azaltmaya yönelik önemli bir adım olmuştur. Bunun yanı sıra, iki ülkenin enerji alanındaki iş birliği sadece TANAP ile sınırlı kalmamış yenilenebilir enerji, elektrik iletimi ve diğer doğalgaz boru hatları projeleriyle daha geniş bir çerçeveye yayılmıştır. TANAP ve ötesinde gerçekleşen bu iş birliği, Türkiye ve Azerbaycan’ın jeopolitik etkisini artıran karşılıklı faydaya dayalı bir enerji ortaklığı olarak gelişmeye devam etmektedir.
Enerji, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki iş birliğinin belkemiğini oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘TANAP, sadece bir enerji projesi değil, aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın teminatıdır’’ diyerek projenin önemini vurgulamıştır. İlham Aliyev ise, ‘‘Enerji kaynaklarımızı kardeş ülke Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırmak, bizim için büyük bir gurur kaynağıdır’’ ifadelerini kullanmıştır. Yeni anlaşmalarla birlikte, yenilenebilir enerji kaynakları ve nükleer enerji alanlarında da iş birliği yapılması planlanmaktadır.
Askeri ve Savunma İşbirliği: Güvenlikte Ortak Adımlar
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki askeri ve savunma iş birliği, ‘‘Tek Millet, İki Devlet’’ anlayışının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. İki ülke, bölgesel güvenlik tehditlerine karşı ortak savunma stratejileri geliştirerek askeri alanda yakın bir iş birliği kurmuşlardır. Bu iş birliği, hem bölgesel istikrarın sağlanmasına hem de iki ülkenin ulusal güvenlik politikalarının güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır.
1990’ların başında Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Türkiye, Azerbaycan’ın askeri kapasitesini artırmak için çeşitli eğitim ve modernizasyon programları başlatmıştır. Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri, Azerbaycan ordusunun profesyonelleşmesine önemli katkılarda bulunmuş ve iki ülke arasında düzenli askeri tatbikatlar yapılmaya başlanmıştır. Özellikle 2020’deki II. Karabağ Savaşı sırasında Türkiye, Azerbaycan’a teknoloji, askeri danışmanlık ve silah sistemleri desteği sağlayarak bu iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türk yapımı Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının Azerbaycan ordusu tarafından etkin bir şekilde kullanılması, savaşın gidişatını belirleyen faktörlerden biri olarak dikkat çekmiştir.
İki ülke arasındaki savunma iş birliği sadece askeri alanda değil savunma sanayii projelerinde de derinleşmiştir. Türkiye ve Azerbaycan, ortak savunma sanayi projeleri geliştirme ve teknolojik iş birliği konusunda adımlar atarak yerli ve milli savunma üretimi konusunda önemli anlaşmalar imzalamıştır. Bu iş birliği, her iki ülkenin de bölgesel güvenlik güçlerini artırmalarına olanak tanırken dış tehditlere karşı ortak bir savunma duruşu sergilemelerini sağlamaktadır.
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki askeri ve savunma iş birliği, sadece iki ülkenin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamış, aynı zamanda bölgesel dengeleri de etkilemiştir. Ortak askeri tatbikatlar, eğitim programları ve savunma sanayii projeleri, bu iş birliğinin kapsamını genişleten ve derinleştiren önemli adımlardır.
Halklar Arasındaki Bağlar: Kültürel ve Sosyal Etkileşim
Türkiye ve Azerbaycan halkları arasındaki bağlar, derin tarihi, kültürel ve sosyal etkileşimlere dayanmaktadır. “Tek Millet, İki Devlet” anlayışı, sadece siyasi ve ekonomik ilişkileri değil halklar arasındaki ortak kültürel mirası ve sosyal etkileşimi de güçlendirmektedir. Bu bağlar, dil, din, gelenek ve tarih gibi birçok ortak unsura dayalıdır.
Dil açısından bakıldığında, Türkiye ve Azerbaycan halkları Türk dil ailesine mensup olup, birbirlerini anlayabilecek düzeyde ortak bir dil yapısına sahiptir. Ortak dil, iletişimi kolaylaştırmakta ve iki halkın yakınlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Edebiyat, müzik, tiyatro ve sinema gibi kültürel alanlarda da iki ülke arasındaki etkileşim yoğun bir şekilde devam etmektedir. Azerbaycan edebiyatının önemli isimleri olan Nizami Gencevi, Fuzuli ve Bahtiyar Vahapzade gibi şair ve yazarlar, Türkiye’de de tanınmakta ve sevilmektedir. Benzer şekilde, Türkiye’nin edebiyat ve sanata kazandırdığı isimler Azerbaycan’da geniş bir kitle tarafından takip edilmektedir.
Ayrıca müzik alanında da önemli bir etkileşim söz konusudur. Her iki ülkenin halk müziği, Türk dünyasının ortak değerlerini yansıtan ezgilere sahiptir. Azerbaycan’ın ünlü mugam sanatından Türkiye’nin halk müziğine kadar, bu zengin kültürel miras her iki toplumda da derin izler bırakmıştır. Bu alandaki iş birliği, kültürel festivaller ve sanat etkinlikleri aracılığıyla daha da pekişmektedir.
Sosyal alanda ise, eğitim ve turizm iki ülke halkları arasındaki bağı güçlendiren önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Türkiye’deki üniversitelerde çok sayıda Azerbaycanlı öğrenci eğitim görmekte, iki ülke arasındaki öğrenci değişim programları ve burs imkânları halklar arasındaki sosyal bağları pekiştirmektedir. Aynı şekilde, Azerbaycan’da da birçok Türk öğrenci eğitim almakta ve bu süreç karşılıklı anlayışı artırmaktadır.
Türkiye ve Azerbaycan halkları arasındaki kültürel ve sosyal bağlar, iki ülke ilişkilerinin temel taşıdır. Bu bağlar, yalnızca tarihsel ve dilsel ortaklıklara dayanmamakta, aynı zamanda iki halkın birbirini daha iyi anlamasına ve yakınlaşmasına vesile olan güçlü bir etkileşim alanı yaratmaktadır. (devam edecek-Ortak Projeler: Geleceğe Yatırım)