Twitter‘dan Cem Türktekin Kızılelma dizisinden yola çıkarak hazırladığı paylaşımla Rusya-Çeçenistan Savaşı’nı anlattı. —- onedio
1. İsmi Ramzan Kadirov; kendisi Çeçenistan’ın ‘sahibi’, Putin’in sağ kolu. Siyasal İslam’ın tüm fraksiyonlarıyla birlikte paramparça ettiği bir ülkenin, 20 yıl önce verdiği özgürlük mücadelesinin üzerine tek başına konan, petrol milyarderi.
2. ‘Köktendinci’ yaftası yapıştırılan ve radikal İslamcı olmakla suçlanan 1 milyon insan, canlarını kurtarmaya çalışırken kendilerini ifade şansını hiçbir zaman elde edemedi 90’lar boyunca. Bu 4 fotoğrafla temsil olunan acı değişim de işte bu can pazarında gerçekleşti.
3. Çeçenler için savaş yeni bir olgu değildi aslında. Ruslarla asırlarca savaşmış, öldürülmüş, çoğalma şansı bile elde edememiş; birinde Türkiye’ye ve Orta Doğu çöllerine, diğerinde Kazakistan steplerine olmak üzere 2 kez sürülmüş bir halk için daima tetikte olmak demekti yaşamak.
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanları Malgobek ve Vladikavkaz’da durdurmalarına rağmen 1944’te Kazakistan steplerine sürülen yine onlardı. Sırf Türkiye ile yaşanacak olası bir savaşta ayak bağı olmaları ihtimaline karşı 800.000 Çeçen Sibirya ve Kazakistan’da açlık ve soğuğa terk edildi. 1957’de itibarları iade edilip, yurtlarına geri dönseler de ardlarında onbinlerce ölü bıraktılar Kazakistan steplerinde. 1990’lardaki savaşın tetik noktası da 1944 yılında yaşanan bu sürgündü nitekim. 1991’e gelindiğinde, neredeyse tamamı Kazakistan steplerinde doğmuş; birçoğu annesini, babasını, kardeşini o topraklarda bırakmış entelijans bir kadroyla dillendirdiler bağımsızlık söylemini. 1991’deki Çeçen bağımsızlık hareketi Sovyetler’de iyi eğitim almış asker ve bürokrat kökenli yaklaşık yirmi kişinin omuzlarında yükseliyordu. Her birinin yetkinlik sahası ve uzmanlığı birbirinden farklı bir kadro hareketiydi bu.
4. Hareketin liderliğini üstlenen kişi tüm kesimlerin saygısını kazanan ve toplum üzerinde ciddi prestiji bulunan Cahar Dudayev’di. Eski bir Kızılordu generali olan Dudayev, Sovyet üstün hizmet nişanına layık görülen bir savaş pilotuydu.
5. Rusların köktendinci olmakla itham ettiği Dudayev, bir başka Sovyet subayının (Rus) kızıyla evlenmiş ve ona Müslüman olması için baskı yapmak şöyle dursun, telkinde dahi bulunmamıştı. Eşi Alla Dudayeva ‘Milyon Birinci’ adlı kitabında aynen bunu söylüyordu.
6. Alla Dudayeva’nın, eşinin hayat hikayesini anlattığı kitabın ismi hayattayken Reuters’a verdiği bir röportajdan alıntıydı. “Rusların yüzlerce generali var, siz ise Çeçenlerin tek generalisiniz” sorusuna “Çeçenlerin bir milyon generali var, ben milyon birinciyim” demişti Dudayev.
7. Bağımsızlık hareketinde Dudayev’in altında bulunan bu üç kişi ise Çeçenistan’ın kaderine olumlu/olumsuz, erken ölümünden dolayı Dudayev’den daha etkili şekilde yön verecekti. Bu kişiler 1)Aslan Mashadov, 2)Şamil Basayev ve 3)Ahmed Kadirov’du.
8. Aslan Mashadov, tıpkı Dudayev gibi Kızılordu’dan emekli bir albaydı. 1991 yılında genelkurmay başkanlığı yardımcılığına getirilen Mashadov çok kısa sürede yükselmiş ve düzenli Çeçen birliklerinin komutanı olmuştu.
1994-96 Yılları arasında yaşanan ve Rus ordusuna İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en ağır mağlubiyeti yaşatan taktiklerin tamamı Aslan Mashadov imzalıydı. Henüz yeni darbe atlatan yaralı Rus ordusunda, Mashadov’un taktiklerine karşılık verecek kurmay kadrosu neredeyse yoktu.
9. Şamil Basayev’in diğerlerine kıyasla labirente benzeyen bir hayat hikayesi vardı. Çoğu kişi Basayev’i radikal İslamcı olarak bilse de aslında o sadece radikal biriydi.
Nüfusunun yarıya yakını gayrimüslim olan Abhazya’da savaşmış, Türkiye’de bile bazı kesimlerin Şii olmalarından dolayı mesafeli yaklaştığı Azerilere takviye olarak Karabağ’a gitmiş ve Azeri saflarına katılmıştı. Yani radikal, selefi, sünni, cihatçı tanımı tam oturmuyordu Basayev’e. Basayev’in kişiliğindeki radikallik bütün ailesinin iki yüz yıldır aralıksız Ruslarla savaşmasından kaynaklanıyordu. Dedesinden dinlediği savaş hikayeleriyle büyümüş, hiç görmediği amcasını Kazakistan’da kaybetmiş biriydi Basayev. Hukuk eğitimi almak istemiş ancak başarılı olamadığı için makine mühendisliği bölümüne kayıt olmuştu. Notlarının kötü olması sebebiyle okuldan ayrılmış ve Kızılordu’ya katılmak istemişti. Aile öyküsünden dolayı muharip birliklere alınmayan Basayev itfaiye taburuna kabul edildi. Bunu içine sindiremeyip ordudan da ayrıldı, savaşın ilerleyen dönemlerinde Rus ordusunun kabusu haline gelmesi de belki bu yüzdendi.
10. Ahmed Kadirov, yüksek eğitim almış bir ilahiyatçıydı. Bağımsızlık ilan edildiğinde ülkenin başmüftüsüydü. Soyisminden de anlaşılacağı üzere Çeçenistan’daki en büyük tarikat olan Kadirilerin önderlerinden biriydi ve tarikat üzerinde çok büyük nüfuzu vardı.
1994’te “Her Çeçen yüz elli Rus öldürsün” fetvası ona aitti. Eşi de bir Rus olan Cahar Dudayev, bu fetvanın ne tür facialar doğurabileceğini öngörerek sözlerini derhal geri almasını istedi. Bu olay, Kadirov’la yaşanan ilk anlaşmazlık olarak kayıtlara geçti.
11. 1991’e gelindiğinde Rusya’nın içinde bulunduğu kargaşadan yararlanarak bağımsızlığını ilan etti Çeçenistan. Rusya ise 1993 yılına kadar buna cevap dahi vermedi. Ancak Çeçenler petrol yataklarını işletmeye başlayıp, Gürcistan üzerinden ihracata başladığı anda işin rengi değişti.
Rusya, komünizm sonrası ülkedeki petrolün imtiyaz sahibi oligarklar tarafından çıkarılmasını ve bunun karşılığında devlete yüklü miktarda vergi vermelerini amaçlıyordu. Abramovic’in yükselme öyküsü de buydu örneğin. Çeçenistan için de Çeçenlerin kendi içinden zengin bir oligarşinin bu işi devralmasını amaçladı Ruslar. Suphan Taramov isimli Çeçen iş adamı ile söz kesip kuyuları bir an önce faaliyete geçirmek istediler. Suphan Taramov, Şamil Basayev’in Moskova’dan patronuydu. Bu yüzden Rus-Çeçen savaşında Basayev’le karşı karşıya gelmeleri, Taramov’un tüm varlığıyla Çeçen bağımsızlık savaşına karşı durması kaderin ayrı bir cilvesiydi. Dudayev yönetimi, ülkedeki petrol kuyularını Taramov’a teslim etmeyi kabul etmedi, zira bu konuda bir halk oylaması yapılacak olsa Dudayev karşısında Taramov’un hiçbir şansı yoktu. Kremlin, bu yüzden tasarladığı oligark görevini Dudayev’e teklif etti.
12. Birçok kişiye göre altın tepside sunulan bir lütuf olan bu teklifi kibarca reddetti Dudayev. Yapabileceğinden emin olmasa da, Çeçen petrollerinden tüm halkın eşit ve adil şekilde faydalanacağı bir rejim kurmaya çalışıyordu.
13. Kısmen başarılı da oldu. 1994’e kadar Çeçenler petrol satışından hatırı sayılır gelir elde ettiler. Kısa süren bu refah Grozny sokaklarında kendini göstermeye başlamıştı. Köktendinci, radikal İslamcı olmakla suçlanan dönemin (1994) Çeçenistan’ı buydu.
Yine Dudayev döneminde kanun önünde eşitlik (Çeçen-Rus) ve birden fazla resmî nikahın yasaklanması gibi bugünkü Çeçenistan’da hayal dahi edilemeyen özlük hakları bulunmaktaydı. Ancak ülkedeki petrol ve doğalgaz Rusya’nın vazgeçebileceği ölçüde değildi. Bu nedenle Dudayev’e Rus gizli servisi tarafından üç kez suikast, bir kez de darbe girişiminde bulunuldu.
14. Çeçenler çemberin daraldığını fark etti ve 1994’ün sonunda Hazar havzasını Rusya ile bağlayan tren yolunu kapatarak karşı hamlelerini yaptı. Rusya’nın sanayi bölgeleri ile hammadde/enerji sağladığı bölgeler arasındaki bu kopukluk zaten zorda olan ekonomiyi daha da yıprattı.
Bir milyon nüfuslu küçücük bir ülke, kısa süre öncesine kadar süper güç olarak anılan Rusya’ya kök söktürmeye başlamıştı. Bu durum, özellikle Müslüman olan Rusya içindeki diğer muhtar cumhuriyetleri de tetikleyebilirdi.
15. Rusya 11 Aralık 1994 günü Çeçenistan’a ilk askeri sevkiyatı yaptı. Çeçen güçleri ise Grozni’de konuşlu oldukları için Ruslar başkente gelinceye kadar sıcak çatışma yaşanmadı.
16. Sorunsuz ilerlemeden cesaret alan Rus Savunma Bakanı Pavel Graçov, Grozni’nin iki saatte teslim alınacağını duyurdu. Rusların İkinci Dünya Savaşı’nda dahi yaşamadığı, tarihin gördüğü en büyük askeri facilarından biri, Grozni’ye girdikleri 31 Aralık 1994 gecesi yaşandı.
Rus ulusuna yeni yıl hediyesi vermek için başlatılan operasyonda öncü birlik olarak 131. Maykop piyade tugayı görevlendirilmişti. Bu tugay, Grozni’ye girdiği sırada Rus telsiz kanalına sızan Çeçen komutan İsa, Rus tugay komutanına askerlerini geri çekmesi için adeta yalvarıyordu.
17. Alik kod adını kullanan tugay komutanı albay İvan Savin’di. İsa, “Ne olur askerilerini geri çek Alik, karşı karşıya gelirsek sana acımayacağım, muhtemelen sen de bana acımayacaksın. Askerlerinin annelerini düşün, ben kendi askerlerimin annelerine bunu yapmak istemiyorum” diyordu.
18. Aslan Mashadov’un bizzat çizdiği taktiğe “ayı kapanı” adını verdi Çeçenler. Rus jetleri, Grozni rafinerisini günlerdir bombaladığı için gökyüzü dumanlarla kaplıydı, dolayısıyla hava desteği alamayacaktı Maykop tugayı.
19. Tugay’ın, demir yolunu açmak için doğrudan tren istasyonuna gideceğini biliyordu Mashadov. En ince ayrıntısına kadar hesapladığı taktiği başarıyla uyguladı ve tren istasyonu önünde Maykop tugayının 110 zırhlı aracından 102’sini, 28 tankın ise 20’sini imha etti.
20. Maykop tugayında bulunan 3 bin 500 Rus askerinin 2 bini 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece Grozni’de öldürüldü. Ölenler arasında tugay komutanı, Alik kod adlı Albay İvan Savin de vardı. Yaklaşık bin kişi esir alındı, geri kalanlar ise kayıptı.
21. Ruslar, İkinci Dünya Savaşı’nda dahi karşılaşmadıkları bu yenilgiyle tugay seviyesinde bir askeri birliği tamamen kaybettiler Grozni’de. 1 Ocak 1995, Rus ulusu için kapkara bir tarihti.
22. Grozni’de kaybettikleri askerler Rusya’da büyük infiale yol açtı. Kayıp askerlerin çaresiz anneleri örgütlenerek yetkili makamlardan yardım istiyorlardı. İstedikleri tek şey, eğer yaşamıyorsa bile çocuklarının cansız bedenlerini görmekti. Ancak bu istekler bile karşılanamıyordu.
23. Rusya’da on sekiz olan asker alma yaşından dolayı henüz sakal tıraşı bile olmayan, üstelik eğitim verilmemiş on binlerce acemi er Çeçenistan topraklarına gönderiliyordu. Çoğu ellerine tüfek dahi almamış bu gencecik çocuklar adeta feda edilircesine savaşın kollarına atılıyordu.
24. Çeçenler bu yüzden öldürmek yerine esir almayı tercih ediyorlardı bu askerleri. Rusya’da oluşan derin kamuoyu baskısı sebebiyle Yeltsin bir şekilde Çeçenlerin taleplerini kabul etmek zorunda kalıyordu askerleri geri alabilmek için.
25. Bir süre sonra içinden çıkılmaz bir hal alan bu durum Rusları ‘kontraktigi’ denilen paralı askerlere yöneltti. Tamamı ağır ceza hükümlüsü binlerce mahkum, 1995 yılında çıkarılan bir şartlı salıverme yasasıyla Çeçenistan’a gönderildi.
Mahkumların Çeçenistan’da bir yıl görev yapmaları halinde cezalarının infaz olmayacağı, üstelik bu arada para da kazanabilecekleri bir sistemdi bu. Aşırı yoğun bir talep gördü ve çoğu ruh hastası binlerce mahkum Çeçenistan’a salıverildi 1995’te. Savaşı yaşayan her Çeçen’in duyduğunda irkildiği bir kelimeydi kontraktigi. Savaş kurallarını tanımıyor, sivillere saldırıyor, tecavüz ediyor, yağma yapıyordu bu askerler.
26. Bu nedenle sağ ele geçirilen bir kontraktiginin akıbeti asla esir alınmak olmuyor, Şeyh Şamil’den beri Kafkasya’da uygulanan ve Rusların en çok korktuğu şekilde infaz ediliyorlardı.
27. Çeçenler, 31 Aralık 1994 günü başlayan Grozni kuşatmasında Ruslara ağır darbe verdikten sonra Aslan Mashadov tarafından Kafkas dağlarına çekilme kararı alındı. Rusların havadan bombaladığı, bu nedenle harap olan şehirde korunacak pek bir şey kalmamıştı zira.
28. Ancak bu bir geri çekilme değil, stratejiydi. Çeçenler, şok baskınlarla geliyor ve askerleri esir aldıktan sonra dağlara geri dönüyorlardı. Bu şekilde devam eden savaşta moral üstünlüğü açık şekilde Çeçenlerin tarafındaydı.
Ruslar, Kafkas dağlarının engebeli coğrafyasına uzak oldukları için buraya gelemiyorlardı. Bunun yerine şehir merkezlerini havadan ve top atışlarıyla vurarak daha çok sivil kayıplara neden oldular. 1995 yılı raporuna göre Rus ordusu 10 bine yakın kayıp verirken, Çeçen gerillaların kaybı birkaç yüzle ifade ediliyordu. Ancak bu durum ağır silahları olan Rusların ülkeyi abluka altında tutmasına engel değildi. 1995’in sonunda ülkede 200 binden fazla Rus askeri vardı. Toplam nüfusu bir milyon olan bir ülke için çok yüksek bir orandı bu. Çeçenler şok baskınlarla Rusları ülkeden çıkaramayınca farklı bir planı uygulamaya aldılar. Rusları cephe gerisinde yıpratacaklardı.
29. İşte bu sırada, Aslan Mashadov’un yerine düzensiz gerilla birliklerini komuta eden Şamil Basayev çıktı sahneye. Basayev’in ismini Ruslar ilk kez 1991’de Grozni’deki KGB binasını iki manga askeriyle ele geçirdiğinde duymuştu.
Çocukluğundan beri yaşadığı travmalardan dolayı gözü pek, ölümden korkmayan, Ruslara karşı kin dolu ve motivasyonu çok yüksek bir savaşçıydı. Anlatılana göre emrinde olan askerlerle intikal ederken araca en son o biner, çatışmaya en önce o girerdi. Bu yüzden emrindeki askerlerin büyük saygısını ve bağlılığını kazanmıştı. Basayev’le ilgili anlatılanlar Çeçenistan’da efsaneleştirilerek mit haline geliyor ve bu durum halkın moralini yükseltirken, Rus askerleri ürkütüyordu.
30. Basayev’in, kadınlara tecavüz eden ya da yaşlılara işkence yapan Rus askerlerini terhis olduktan sonra bulup infaz ettiği ya da ettirdiği konuşuluyordu. Gerçeklik payı olup olmadığı bilinmese de Rus askerlerinin sahadaki psikolojisini altüst etmeye yetiyordu bu.
31. Şamil Basayev’in bir efsane olmaktan öteye giden ilk sansasyonel eylemi 1995 yılında Budenovsk’ta yaşandı. Bu eylem sonrası kimilerine göre terörist ilan edildi, Çeçenlere göre ise galibiyetle sonuçlanan Birinci Çeçen Savaşı’nın mimarı.
14 Haziran 1995 günü emrindeki 150 milisle, Rus askeri kamyonlarına saklanarak Moskova’ya doğru yola koyuldular. Amaçları Moskova’ya ulaşmak ve Rusya’nın geri adım atmasını sağlayacak bir eylem yapmaktı. Ancak Budenovsk’ta deşifre olmaları sebebiyle eylemi burada yapmak zorunda kaldılar. Üzerlerine ateş açan polislerin tamamını öldürdüler, askeri birliklerin gelmesiyle çatışma daha da büyüdü ve saklanmak için bir hastaneye girdiler.
32. Günler süren pazarlıklar sonucu Başbakan Viktor Çernomirdin’i ateşkese ikna etti Basayev. Uzun süredir abluka altında bulunan Grozni başta, tüm şehirlere erzak ve ilaç dahil olmak üzere insani yardımın önünü açtı bu ateşkes.
Yapılan anlaşmaya göre yanına 150 sivili rehin olarak alıp, milisleriyle birlikte Çeçenistan’a geri dönecekti Basayev. Çeçen sınırını geçti, sivilleri serbest bıraktı ve ardından Kafkas dağlarına varmak üzere hayalet gibi gözden kayboldu. Bu ateşkes siviller için insani yardımın yanı sıra Çeçenler için de Gürcistan üzerinden silah takviyesi yapma ve zaman kazanma vesilesi oldu. 1996’da yeniden başlayan çatışmalara çok daha güçlü girdi Çeçenler.
33. 1996’nın yaz aylarında bu kez şok bir baskın için gelmemişlerdi Grozni’ye. Başkenti, Rus ordusundan tamamen almayı başardılar 1996’da.
34. Ancak 96’nın Nisan ayında bağımsızlık hareketinin liderini kaybetti Çeçenler. Dudayev, Rus bir senatörle telefonda konuştuğu sırada telefon sinyalinden yeri tespit edildi ve lazer güdümlü bir savaş uçağı füzesiyle öldürüldü.
35. Buna rağmen bağımsızlık mücadelesi en ufak bir akamete uğramadı bu süreçte. Dudayev’in yerine başkan yardımcısı olarak Zalimhan Yandarbiyev kısa süre vekalet etti. Bu sırada Rusya yenilgiyi kabul etti ve Hasav-Yurt barış anlaşması imzalandı. Zaferin mimarı ise Aslan Mashadov’du.
Anlaşma kendi sınıfında bir ilkti. Rusya, Çeçenistan ile çizilen sınırı kabul etmesine rağmen Çeçenistan’ı tanımamıştı zira. Çeçenler için çok önemli bir ayrıntı değildi bu, kısa süre sonra yapılacak seçimin ardından dünyayla entegre olan bir ülke olacaklarından şüpheleri yoktu.
36. 1997 yılında yapılan başkanlık seçimlerine iki aday katılmıştı. Adaylardan biri düzenli ordu birliklerinin komutanı Aslan Mashadov, diğeri ise gerilla lideri Şamil Basayev’di.
Rusların seçimlerden büyük beklentisi vardı, zira kim kazanırsa kazansın diğer tarafla bir husumet yaşanacağından ve bir iç savaş çıkacağından şüpheleri yoktu.
37. Seçim sonuçlarına göre oyların yüzde 70’ini alan Aslan Mashadov Çeçenistan’ın halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu.
38. Rusların hayal kırıklığı ise gecikmedi. Sonuçların açıklanmasının ardından basın toplantısı düzenleyen Basayev, başkan Mashadov’un emrinde olduğunu açıkladı.
39. Kısa Çeçenistan tarihine en az Dudayev kadar iz bırakan Mashadov dönemi böylece başladı. Mashadov, o güne kadar giydiği askeri kamuflajını çıkardı, kalpağını ve kravatını taktı, uygar ve komşularıyla iyi geçinen Çeçenistan için çalışmalara başlayacağını duyurdu.
Aslan Mashadov, yaşananlara sünger çekmek gerektiğini, ülkenin savaşlardan çok yorulduğunu ve Rusya dahil tüm komşularıyla yepyeni bir döneme gireceklerini ilan etti yemin töreninde.
40. Ayrıca törene, Çeçenistan’daki Rus Ortodoks cemaatinin lideri de davet edildi; o andan itibaren can, mal ve inanç özgürlüklerinin Çeçen devletinin teminatı altında olduğu söylendi. Hatta bu konuda bir de berat sunuldu.
41. Mashadov, Dudayev’le büyük ölçüde aynı hayat görüşüne sahipti. Türkiye’de İslamcılar anlamazlıktan gelse de açık şekilde laiklik yanlısı politika izlemiştir. Kendisini dindar olarak tanımlasa da devlet yönetiminin ayrı bir disiplin olduğunu savunur.
İlk icraatlarından biri de ülkenin Kadiri tekkelerinden yönetilme geleneğine son vermek olur. Kendisi de Kadiri tarikatından olmasına karşın devlet yönetiminde din adamlarının ve şeyhlerin müdahalesini çok tehlikeli görmektedir.
42. Kadiri tekkelerine getirilen siyasi kısıtlamadan en çok rahatsızlık duyan kişi ise Ahmed Kadirov’dur. Kendisi de bir tarikat önderi olmasından dolayı yeni dönemde nüfuzunu kaybetmekten çekinen Kadirov, Ruslar dahil hiç kimsenin beklemediği bir hamleyle Mashadov’a isyan başlatır.
Kendisine bağlı olan askerlerle Mashadov’un karşısında yer alsa da, Şamil Basayev’in desteğini alan Mashadov karşısında bir varlık gösteremez.
43. 1999 Yılında Rusya liderliğini Boris Yeltsin’den eski bir istihbaratçı olan Putin devralır. Yeltsin’in o güne kadar akıl edemediği birçok plan Putin’in çantasında yer almaktadır. Göreve gelir gelmez bu planların ilkini uygulamaya koyar.
44. Bu plan, Mashadov’a isyan eden Kadirov’u yanına almaktır. Kadirov, çok kısa süre öncesine kadar savaştığı Rusların safına geçmekte hiçbir beis görmez. Beş yıl önce “Her Çeçen kişi başı 150 Rus öldürsün” fetvasını da kendisi vermemiştir adeta.
Mashadov’la arasındaki ipler gerilirken her geçen gün daha da güç ve mevzi kazanmaktadır Kadirov. Zira arkasında sınırsız kaynak ve imkan sunan Putin vardır artık.
45. Mashadov, ülkeyi uçuruma götürdüğünü fark eden Kadirov’a karşı dirense de 4-16 Eylül 1999 tarihleri arasında tüm ülkenin kaderini değiştiren patlamalar yaşanır Moskova’da. Bu patlamalarda toplam 293 kişi yaşamını yitirir.
46. Mashadov patlamadan dolayı derhal başsağlığı mesajı yayınlar, saldırganların yakalanması için ellerinden geleni yapacakları sözünü verir. Ancak Putin Mashadov’a çoktan ihale etmiştir bu patlamayı. Seçilmiş devlet başkanı Aslan Mashadov artık Rusya’nın terör listesindedir.
O güne kadar Çeçen gerillalar yaptıkları tüm eylemleri anında üstlenmelerine karşın Moskova patlamalarından dolayı suçlamaları ısrarla inkar ettiler. Hatta, eylemleri en ön sırada üstlenen Şamil Basayev bile olayla bir ilgilerinin olmadığını duyurdu. “Aslan Mashadov, 300 yıldır hayalini kurdukları bağımsızlığı kazanmışken bunu yapmak için aklımızı kaçırmış olmamız lazım” diyordu. Putin’le görüşmek için çok çabaladı, ancak çabaları sonuçsuz kaldı. Rusya için artık o aranan bir ‘terörist’ti.
47. Rus gazeteci ve insan hakları aktivisti Anna Poltiskovaya topladığı delillerle bu patlamaları Kadirov’un adamlarının yaptığını iddia etti ve tüm delillere 2001 yılında yazdığı bu kitapta yer verdi.
48. Politskavaya, daha sonra yaptığı haberlerde Moskova patlamalarının Rusya’nın 11 Eylül’ü olduğunu söyledi. Putin yönetiminin Çeçenistan’daki kirli ilişkilerini ve insan hakları ihlallerini uzun süre haber yapan Anna Politskovaya 2006 yılında apartmanının asansöründe ölü bulundu.
49. Bütün bunlar üzerine terörist yaftası yapıştırılan Mashadov’u temize çıkarmaya yetmedi. Rus ordusu 1999 yılında Çeçenistan’a ikinci kez savaş ilan ettiğinde kravatını çıkarıp yeniden kamuflajını giydi Mashadov. Ancak bu kez işleri Birinci Çeçen Savaşı’ndan çok daha zordu.
Karşılarında ordusuna ve astlarına hakim olmayan Yeltsin değil, eski bir istihbarat kurdu olan Putin vardı. Daha da kötüsü, kendi aralarında da Kadirov’un başını çektiği çok büyük bir tefrika doğmuştu.
50. Buna rağmen Kafkas dağlarına çekilirken gülüyordu Mashadov. “Başkanlık makamından sonra dağlara çekilmek nasıl?” diye soran bir gazeteciye “En büyük makam halkımın gönlündeki yerim, o makamı terk etmemek için dağlara çıkıyorum” diyordu.
51. Ülkenin halk tarafından seçilen ilk devlet başkanı dağa çekilirken, Putin tarafından ‘atanan’ Kadirov Çeçenistan’ın yeni lideri oluyordu.
Mashadov, Kafkas dağlarına çekilirken Şamil Basayev’le tekrar buluştu. Basayev, her zamanki heyecanlı tavrıyla savaşa devam etmek gerektiğini savunuyordu. Mashadov ise seçimle göreve gelen bir devlet başkanı olarak meşruluğuna gölge düşürecek bir eylemden kaçınacağını söyledi. Mashadov, bu süreçte Türkiye, diğer Müslüman ülkeler ve Avrupa’dan destek bekleyerek mücadelesini sivil olarak sürdürmek istedi. Ancak beklediği o destek hiçbir zaman gelmedi. Çeçenistan ve Mashadov, tek bir Müslüman ülke tarafından tanınmadı.
52. Basayev’le yol ayrımları da bu şekilde gerçekleşti. Şamil Basayev, İkinci Çeçen Savaşı’yla birlikte ülkeye giren Selefi/Vahabi gerillalarla birlikte Rus ordusuna saldırmayı sürdürdü. Çeçenlerle aynı cümlede çok sık anılan Vahabilerin bu topraklardaki geçmişi de hepi topu bu kadardı.
Buna karşın Kadirov da boş durmuyordu. Gerillaların, Kafkas dağlarında saklandıkları sığınakların haritasını Rus ordusuna teslim etti. Artık Basayev ve ekibinin işi çok daha zordu.
53. Bunun yanı sıra isyancı gerillaların tamamının listesi vardı Ahmet Kadirov’un elinde. Bu listeyi Rus istihbaratına verdi, isyancıların eş, çocuk, anne, baba, kardeş tüm yakınları sorgulanmak üzere toplandı, işkence gördü ve öldürüldü.
54. Yeni lider Kadirov, 9 Mayıs 2004 tarihinde katıldığı Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı zafer kutlamalarında stadyumdaki patlama sonucu öldü. Eylemi dakikalar sonra Şamil Basayev üstlendi. Bir de Moskova patlamalarına atıfta bulunarak şu notu bıraktı: “Yaptıysam üstlenirim.”
Şamil Basayev, bir gazetecinin “Eski silah arkadaşınıza bunu yaptığınız için üzgün müsünüz?” sorusuna, “Evet, hem de çok. İki yıl önce bitirmeliydik bu işi” diyordu.
55. Kadirov’un ölümünün ardından Çeçenistan’da büyük bir kaos yaşandı, Kadirov saflarına katılan çoğu Çeçen Şamil Basayev’in tekrar geleceğinden korkuyordu. Zira Basayev’in acımasızlığını en iyi bilenler onlardı.
Çeçen hareketi her ne kadar büyük yara alsa da Mashadov ve Basayev’den halen sürpriz bekleyenler vardı. Özellikle Mashadov’un saygınlığı ve prestiji Kadirov sonrası dönem için uykularını kaçırmaya yetiyordu Putin’in.
56. Bu yüzden zaman kaybetmeden kenarda bekleyen oğlu Ramzan’ı sürmek istedi oyuna. Ancak 27 yaşında olan Ramzan anayasaya göre yaş sınırına takılıyordu. Bu yüzden 2007’ye kadar bir memurunu atadı Putin, perde gerisinde ise ülkenin petrol ve doğalgaz vanasını eline alan Ramzan vardı.
57. Ramzan, kendisine bağlı bulunan ve tamamı özel kuvvetlerden oluşan askeri birlikle Rus ordusunun yanında operasyonlara katıldı 2004’ten itibaren. 2005 yılında Aslan Mashadov ve beraberindeki savaşçılarla Kadirov arasında çıkan çatışmada, Mashadov hayatını kaybetti.
58. Aslan Mashadov’un ölümü Rusya’da törenle kutlanırken, babasının intikamını aldığını düşünen Ramzan, Mashadov’un naaşının gömülmesine bile izin vermedi. Mashadov’un üzerinden çıkan bu Çeçen bayrağı ise Moskova’daki savaş müzesine götürüldü.
Mashadov’un ailesinin, naaşı almak için sarf ettiği tüm çabalara rağmen Kadirov’un soğuk hava deposunda uzun süre işkence yaptığı ve görüntüleri aileye gönderdiği söylendi.
59. Mashadov’un naaşı toprakla buluşmada da, bağımsızlık hareketinin lideri olan Dudayev’den dahi büyük bir sevgi ve üzüntüyle uğurlandı bu dünyadan. Mashadov’un fedakarlığını ve efsane Grozni savunmasını anlatan onlarca şiir ve şarkı yazıldı arkasından.
60. Baseyev ise tek başına köşeye sıkıştı ve ülkeye giren Selefi/Vahabi milislerle işbirliği yapmaktan başka çare bulamadı. 2005 yılında Beslan’da gerçekleştirdiği ve çoğu çocuk, 340 kişinin yaşamına malolan Beslan okul saldırısı uluslararası alanda tüm kredisini bitirdi Basayev’in.
61. Basayev, 1995’te gerçekleştirdiği Budenovsk eyleminin bir yenisine niyetlense de karşısında ne Yeltsin, ne de Çernomirdin vardı. Müzakereyi dahi kabul etmeyen Putin, Beslan’daki eylemciler üzerinde doğrudan güç kullandı.
62. Anna Politskovaya, yazdığı bu kitapta Basayev ve birlikte olduğu tüm eylemcileri lanetlerken 340 kişinin ölümünde Rus güçlerin doğrudan payı olduğunu iddia ediyordu.
Zira vurulanların çoğundan Rus ordusuna ait mermiler çıkmıştı, yaralı kurtulanlar ise Rus askerlerin kullandığı kimyasal gaz sebebiyle kalıcı engelli olarak yaşayacaklardı. Bu bilgilere yer verilen kitap Politskovaya’nın son eseri oldu. 2007’de basılmadan önce, 2006’da öldürüldü.
63. O tarihten bu yana ülkeyi yöneten Kadirov, Putin’in sağladığı tüm güç ve para sayesinde gençliğinde hayalini bile kuramayacağı bir servete erişti.
64. Birinci Çeçen savaşında Basayev ve Mashadov’un botlarını bağlamasına dahi izin verilmeyen bu kişi, eriştiği güç sayesinde general rütbesinde bir asker sayıldı. Şu an emrinde yaklaşık 5 bin kişilik, tamamı özel kuvvetlerden oluşan bir birlik bulunuyor.
Birinci Çeçen Savaşı’nı neredeyse kayıpsız atlatan Çeçenler, Putin’in başlattığı İkinci Çeçen Savaşı’nda adeta yok olmaya mahkum edildiler. 1991’de bir milyon nüfusu bulunan Çeçenistan’ın bugünkü nüfusu 500 binin altında. Yaklaşık 200 bin kişi ülke dışına kaçmak zorunda kalırken, geri kalan 300 bin kişinin önemli bir kısmı öldürüldü, kalanlar ise kayıp.